Numarayı tanımıyordum ve ürkmüştüm. Nisana gösterdim "yanlışlıkla başka birisi atmıştır. Kafana takma hadi yatalım" dedi. Belki bir ihtimal yanlışlıkla atılmıştı peki ya diğer ihtimal ?
Aklımı meşgul etmesine izin vermemeye çalıştım çünkü yarın denize gircektik. Geleli 1 haftaya yakın oluyordu ama biz henüz denize girmemiştik.
-----------•------------------------•---------------
Uyandığımızda saat 10'du. Kahvaltımızı yaptıktan sonra bikinilerimizi giymek için odaya çıktık. Yanıma aldığım bikinilerden elime rastgele aldığımı giydim. Üstü ve altı takım olarak pembe rengindeydi . Havlularımızı da yanımıza aldık. Güneş gözlüğümü takıp kapıyı kitledim. Siteden çıkarken Engin Abiyle de selamlaştık. Deniz siteye yakın olduğu için taksi çağırmaya gerek duymadık. Denize doğru yolda yürürken şakalaştık falan. Kumsala geldiğimizde havlularımızı geçen geldiğimiz yere ağacın gölgesine serdik. Genelde yani çoğu zaman orası boş olurdu bu yüzden bizim yerimiz olmuştu. Güneşlenmeyi sevmeyen iki kişiye göre burası tam bizlikti. Bikinimin üzerine giydiğim beyaz renkte çiçek desenli elbisemi çıkarttım. O sırada Nisanda üzerini çıkarttı. Denize girerken ayağımı ıslatan suyun soğukluğuyla hemen giremeyeceğimi anladım. Biraz ötemde direk denize dalan Nisan'a hayretle bakıyordum. Biraz ilerleyip dibe daldıktan sonra çıkmasını bekledim. Çıkmayınca bende biraz ilerledim. Artık vücudum yavaş yavaş suya alışıyordu. Tam girmek üzereyken alttan bir şey birden ayağımı aşağıya çekti. Korkmuştum çünkü bi anda olmuştu. Ayağımı tutan şey serbest bırakınca su yüzeyine çıktım. Yanımda Nisan belirdi ve benim anlamadığım bi şekilde anlamsızca kahkahalar atıyordu. Onun çektiğini anladığımda yüzümde şakadan bi kızgınlık ifadesi belirdi. " Gülme öyle " dedim. Aşağıda panik yapmamla komik hareket yapmış olabilirdim ama Allahtan başkası görmemişti. Artık suya bedenimin tamamı alışmıştı. Derine daldım ve suyun içinde adeta bi kuğu gibi süzüldüm. Küçüklüğümden beri yüzmeyi severdim bu yüzden iyi bir yüzücüydüm. Nisanla beraber İstanbulda kapalı havuzlara çok gittiğimiz olmuştu. Nisanla beraber biraz açıldık.
-----------•------------------------•-----------------
Denizden çıkalı 1 saate yakın olmuştu ve bizde havlularımızın üzerinde ice tea'lerimizi içerken üzerimiz çoktan kurumuştu. Hafif bir rüzgar esiyordu ama her zamanki gibi sıcaklık fazlaydı. Daha fazla kalmak istemedik tam kalktık gidiyorduk ki arkadan bir ses "Nisan" dedi. Bu tabiki de Burak'tı. Nisan , 3 senedir falan Burak'tan hoşlanıyor. Burak ve ailesi 3 yıl önce taşınmışlardı bizim siteye. Bizde Nisanla girişken kişiler olduğumuz için hemen Burak'la birbirimize alıştık. Neyse gelelim şimdiye.Nisan Burak'ın sesini duyduğunda direk beni satacağını bildim zaten bi özür dilerim bakışı attı."Tamam git ben eve kendim giderim"dedim. Kendim yolda yürürken yavaş yürüyen birisi olmadığım için Nisanla yürüdüğümüzden daha kısa sürede siteye varmıştım. Evin önüme geldiğimde cebimden ev anahtarını aradım. Evin anahtarı plaj çantasında kalmıştı Nisan da çanta gerekli olur diye yanında tutmuştu. Haliyle anahtarda Nisan'daydı. Plaja tekrar gidip anahtarı almayı düşündüm ama şimdi ortamlarını bozmak istemedim. Ne yapıcağımı kapının önünde düşünürken arkamdan " Bitanemi çok özlemişim" ses duydum. Arkamı dönmemle şaşkınlığımı saklamaya çalışmam bir oldu. Karşımda Temmuz'u gördüm. "S-Sen ne zaman geldin" dedim biraz kekemeli şekilde. "Mesaj attım ya geçen gece " dediğinde biraz rahatlamıştım. " Ha doğru atmıştın" dedim bildiğim taklidini yaparak. Geçen sene yaşanan olaylardan sonra yeni numarasını vermişti ama ben kaydettikten sonra geri silmiştim. "Kusura bakma benim gitmem gerek dedim ve geri bahçeye yöneldim , anahtarın olmadığı aklıma geldi ve aynı şekilde Temmuz'a geri döndüm ve tebessüm ettim. Ha bu arada Temmuz nasıl erkek ismi demeyin ilk tanıştığımızda isminden çok etkilenmiştim. Meğersem sadece Temmuzda doğdu diye koymuşlar ismini. Ben Temmuz'a çaresizce bakarken biraz yürümeyi teklif etti. Bende kabul ettim şuan da yapacak daha iyi bi şeyim yoktu sonuçta. "Ee bitanem nasılsın" dedi ve sessizliğimizi bozdu. "Bitanem demesen biliyosun bunlar eskide kaldı" diyerek rahatsızlığımı dile getirmekten çekinmedim. "Hatamı telafi ettiğimi sanıyordum Öykü" dedi biraz yumuşarım diye umut ederek. Gözleri parıldıyordu ilk günkü gibi. Ama o günden bugüne değişmeyen tek şey o içi parlayan gözleriydi.
Merhabalar🙋🏻 Bu Bölümde biraz geciktim ama bu yazarınızın geleneği haline geldi maalesef. Şimdi sizlere danışacağım bi konu var. Kitaptaki Karakterlere gerçek kişilikleri bulmakta zorlanıyorum. Eğer isterseniz (Öykü=Vanessa Hudgens vs.) gibi şeklinde yazarak bana özelden mesaj yoluyla yada bölüme yorum yaparak iletebilirsiniz. Hem beni memnun edersiniz hemde yardımcı olmuş olursunuz. Fikirlerinizi bekliyorum. Şimdilik Hoşçakalınn 🙋🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öykü
Romance18 yaşında şu ana kadar hayatında deprem etkisi olmamış bir kız... Her şey gizemli aşkının ortaya çıkmasıyla başlıyor. Bu ; okurken kendinizi bulabileceğiniz , hayallerinizdeki karaktere " İşte tam da bu" diyebileceğiniz bir hikaye , hikaye...