Benimle Kayboldun

399 33 58
                                    


Selamlar canlarım, gece gece bölüm yazma perileri geldi bana bu aralar ahferden de etkileşim alamıyoruz üzülüyorum. Yetkililere duyurulur lütfen biraz beraber fotoğraf koyun yaaaaa dhdhdhs

Neyse çokta uzatmadan bölüme geçelim 🪄


Hatırlatma: Feride Burakla kavga ediyordu vee bir kurtarıcımız gelmişti

Keyifli okumalar 🫧🫧



Duyduğum ses Ahmet'in sesiydi emin olmak için başımı sesin geldiği tarafa çevirdiğimde göze göze gelmiştik. Burak hâlâ kolumu bırakmamıştı o da benim gibi Ahmet'e bakıyordu. Ahmet, "BIRAK KIZIN KOLUNU DİYORUM DUYMUYOR MUSUN?" diye yinelediğinde Burak, "İŞİNE BAK KARDEŞİM" diye Ahmet'e çıkıştı. Başımı tekrar Burağa doğru çevirip "insanlar bize bakıyor lütfen!!" demiştim, beni dinlemiyordu.

Ahmet yanımıza gelerek Burağın omzuna elini koydu. "Derdin ne bilmiyorum ama bir kıza böyle davranamazsın." Burak Ahmet'e doğru bakarken kolumu bıraktı. Ahmet bana bakıyordu "İyi misin?", kafamı hafifçe aşağı yukarı sallayıp iyi olduğumu belirttim.
Tekrar Burağa dönmüştüm. "SENDEN BOŞUNA AYRILMADIM, BENİ DÜŞÜRDÜĞÜN DURUMA BAK, SEN...SE SEN KORKUNÇ BİR İNSANSIN."

Burak dediklerimle daha da sinirlenip Ahmet'e yöneldi. Yumruğunu sıkıp elini havaya kaldırmıştı. "AHMEEET" diye bağırmamla Ahmet'in geriye doğru bir iki adım sendelemesi bir oldu. Ahmet, ilk yumruğu yedikten sonra Burağa karşılık vermeye başladı. Yapmayın diye bağırsam da ikisinin de gözü dönmüş, beni duymuyorlardı. En son araya etraftan birkaç kişinin girmesi ile birbirlerinden ayrıldılar.
Şortumun kemer kısmına bağladığım fuları çıkarıp Ahmet'e doğru koştum, burnu kanıyordu. "Başını öne eğip, bunu bastır." diyerek elimdeki fuları uzattım.

Burak hâlâ bu tarafa doğru bağrınıp duruyordu. Ahmet'i kaldırımın kenarına oturttuktan sonra Burağın yanına koşar adımlarla gittim. Ellerimle göğsüne doğru vurup onu geri ittiriyordum. "SEN KİMSİN BURAK, NE SANIYORSUN KENDİNİ." El bileklerimden tutmuş ona vurmamı engellemeye çalışıyordu. Ahmet'i işaret ederek "Hayırdır, tanımadığın insanlara ilgi var bize gelince ne bu agresiflik?"

Derin bir nefes alarak bir iki adım geri attım. Ahmet oturduğu yerden kalkıp yanımıza gelmişti. Burak, Ahmet'e bakarak "Sen hâlâ hangi sıfatla burdasın acaba?"

Burağın ukala ve egoist tavırlarına karşı daha fazla altta kalamazdım, ona haddini bildirmenin vakti gelmişti. Ahmet'in cevap vermesine müsade etmeden söze girdim "SEVGİLİM SIFATIYLA BURDA"
dediğim şey ile derin bir sessizlik oluştu Ahmet'in yüzüne bakmaya utanacağım bir harekette bulunmuştum ama iş işten geçmişti artık.
İstemeyerekte olsa çekimser gözlerle Ahmet'e doğru başımı çevirdiğimde elini belime sardığını hissettim. Beni hafifce kendi doğru çekip "SEVGİLİM biz gidelim en iyisi' diyerek kaş göz yapıyordu. Gidelim de sonra konuşacağız bu mevzuyu der gibiydi daha çok...

Burağın yanından uzaklaşana kadar elini belimden çekmedi yanyana yürüyorduk. Bu kadar fazla temas ediyor olmamız istemsizce heyecanlandırmıştı beni. Kendine gel Feride o yalanı mecburiyetten söyledin ve senin yüzünden bu haldesiniz!!
Bir yandan iç sesimle baş etmeye çalışıyordum.

Kafe'nin bir alt sokağında olan sahile kadar yürümüştük tabi yolun yarısında elini belimden çekmişti. Vardığımızda ikimizde konuşmadan bir banka oturduk, zaten yol boyunca da hiç sesimiz çıkmamıştı. Ahmet'in burnunun kanaması durmuştu ama hafif bir şişlik vardı. Elimle yavaşça dokunarak "acıyor mu? " diye sordum. Sessizce "biraz" demişti ama elimi değdirdiğimde yüzünü buruşturup geri çekmesinden acıdığını anlamıştım.

Ahmet benim konuşmamı bekliyordu farkındaydım ama konuscak cesareti kendimde bulamıyordum, benim yüzümden biriyle kavga etmişti ve üstüne üstlük onun hakkında yalan söylemiştim. Bir süre daha sessiz kaldıktan sonra diyeceklerimi toparlayıp Ahmet'e döndüm.
"Ahmet, ben özür dilerim, yaptığım şeyin çok yanlış olduğunun farkındayım ama..."
cümle bitirmeden "önemli değil Feride" demişti. Ben bana kızmasını beklerken bu kadar sakin ve anlayışlı olması şaşırtmıştı.

F: "Kızmayacak mısın bana?"

A: "Evet, yalan konusunda biraz ileri gitmiş olabilirsin ama olan oldu artık."

"Ohh bee" diyerek olduğum yerde alkış yaptım. Ahmet'te gülmeye başlamıştı.
Cebinde olan fuları çıkarmıştı "sana bir fular borçluyum galiba." , " 2 gündür benim için yaptıklarına say" diyerek gülümsemiştim. Fuları tekrardan cebine koyarak "bir fularla ödeşemeyiz bence" diyerek göz kırpmıştı.

"Eee Feride Hanım anlatmayacak mısınız?" dediğinde Burağı kastettiğini anlayıp baştan sona kadar her şeyi Ahmet'e anlatmıştım. "Madem ben anlattım sıra sende o zaman senin kafenin orda ne işin vardı?" Sorduğum soru ile Ahmet'in yüzü değişik bir hâl almıştı. "Yanlış bir şey mi sordum?" Eliyle alnına vurarak "nasıl unuturum" diye sayıklamaya başladı. "Ahmet, neyi unuttun?" dediğimde bana döndü.
"Sanırım artık benimde bir sevgilim yok Feride", dediğinden hiçbir şey anlamamış, Ahmet'e boş boş bakıyordum neyseki daha fazla bir şey sormadan anlatmaya başladı.

Meğerse bizim Burakla oturduğumuz kafede o da Yarenle yani sevgilisi ile buluşmaya gelmiş. Ahmet'in anlattığına göre araları pek iyi değilmiş hatta Ahmet yurtdışındaki iken uzunca bir süre konuşmamışlar. Bugün son kez aralarındaki sorunu halletmeye çalışmak için Yaren onu kafeye çağırmış ama malum durum yüzünden Ahmet orda Yarenle buluşacağını unutmuş.

Ahmet durumu bana anlatınca çantamdan telefonumu çıkarıp saatte baktım "bunca saat bu kız seni niye aramadı peki?" Ahmet elini cebine atıp telefonuna baktığında ekranda bir sürü cevapsız arama çıktı. "Gördüğün gibi aramış ama telefonum sessizde kalmış."

İster istemez kendimi suçlu hissedip, çantamı elime alıp ayağa kalktım. "Ben gideyim artık, özür dilerim her şey için."

Bu son olandan sonra da Ahmet'in daha fazla benimle konuşmak isteyeceğini düşünmüyordum. Özrümü de dileyip çok uzatmadan yanından uzaklaşmaya başladım. Akşam serinliği çökmüş esen rüzgar üşütmüştü. Kollarımı bağdaştırıp iki elimle aşağı yukarı yapmaya başlamıştım tam o sırada "sende kalsın" diyerek Ahmet omuzlarıma ceketini bıraktı gözlerimin içine bakıyordu "Senin suçun değil Feride biz zaten ayrılacaktık." dedikten sonra da arkasını dönüp yanımdan uzaklaştı.

Yüzümdeki buruk ifadenin yerini gülümsemem almıştı, ceketin üzerindeki parfüm kokusunu içime çekerken Ahmet'in dünden beri benim için yaptıklarını düşünürken buldum kendimi.

.
.
.

BÖLÜM SONU


Nasıl gidiyor bölümler yorumlarınızı bekliyorum, ayrıca ilerleyen zamanlarda olmasını istediğiniz bir olay olursa mutlaka belirtin.

Sizleri seviyorum okuyan, oy atan ve yorum yapan herkese teşekkürler ❤️

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere 😉

Tattım Ölümü ( AHFER ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin