4- Eksik Olmayan Belalar

874 46 23
                                    

"Daha geleli birkaç saat olmadı, hemen havaya girmişsin. Hayırdır, sen kimsin ki?"

Alaz ne ara bu duruma geldiklerini anlayamayarak iki kadın arasında gezdirdi bakışlarını. Asi'nin gerçekten şaşkın görünen haline bakarak ikizinin yine ortalığı karıştırmak için elinden geleni ardına koymadığını anlayıp sabır diledi sessizce. Bıkmışlıkla ikizinin kolundan tutup odadan çıkardı. Ecenin odasının hemen yanında olan Çağla'nın odasına götürdü. Kız yatağına otururken o da çalışma masasına yaslandı.

"Ortalığı ayağa kaldırma sebebini öğrenebilir miyim başımın belası?"

Çağla sanki az önce saç baş kavga etmeye hazır görünmüyormuş gibi saçlarını üstün körü toplamış ve eline bir parça pamuk alıp yüzündeki makyajı temizlemeye başlamıştı.

"Bana gelmiş ahkâm kesiyor kız ya. Neymiş, biraz yalnız konuşup anlaşmaları lazımmış. Ben sonra da konuşabilirmişim Ece'yle. Kardeşimle konuşurken izin mi alacağım ondan?"

Alaz, onun bu yersiz kıskançlığına göz devirip kolunu omzuna attı.

"Sen kafayı mı yedin diyeceğim ama deli raporun var diye diyemiyorum." Alaz söylediklerinden sonra kendi kendine tebessüm ederek devam etti. "Ece sabahtan beri ne kadar mutlu görmüyor musun? Biraz rahat dursana."

Çağla huysuz huysuz omuz silkti ve ikizinin göğsüne yasladı başını. Ne zaman huzursuz hissetse yanında olduğunu bildiğinden ona sığınırdı Çağla. Çoğu zaman söylense de fikirlerine değer verirdi, genelde mantıklı olan taraf o olurdu uzun zamandır aileyi ayakta tutmaya çalışan tek insan olduğundan.

"Biz yetmiyor muyduk da gidip başkasını getirdin sanki?"

Kelimeleri aksini iddia ediyor olsa da ses tonundan Asi'nin burada çalışmasını istediklerini kabullenecek gibi anlaşılıyordu. İkizini odasında biraz yalnız bıraktı ve Asi ile Ece'yi görmeyi düşünerek Ece'nin odasına gitti. Asi koluna çantasını asmış ve ayakta gitmeye hazır bir şekilde muhabbeti sürdürüyordu.

"Gidiyor musunuz?"

Ece abisine göz devirip o her zamanki çok bilmiş halleriyle söylendi.

"Sizli bizli konuşmaya gerek var mı abi? Asi abla da bizim evden artık."

Asi, karşısında kardeşine şaşkınlıkla bakan adamı zor durumda bırakmamak için gülümsedi   ve kendi atıldı lafa.

"Ben bu evin çalışanı oluyorum Ece'ciğim. Abin istediği gibi söyleyebilir çünkü o benim patronum."

"Yeterince çok insanın patronu zaten, senin olmasa da olur."

Alaz kardeşinin sözlerine samimi bir kahkahayla karşılık verdi.

"Ece haklı, kendini yabancı biri gibi görmene gerek yok. Sen de bizim evimizdensin artık."

Küçük kız, abisinin bu alışık olmadığı tavrını gülümseyerek izledi. Kendisi ve ablası hariç kimseyle neşeyle konuştuğunu görmemişti.

Asi evden çıktıktan sonra Yaman da eve gelmiş ve herkes kendi odalarına dağılmıştı. Yatağa uzanıp bir süre kafasını dinlemeyi planlayan Alaz'a kaderi gülmemiş ve kapısı çok geçmeden açılmıştı. Tiz bir ıslık sesiyle karışık tok adım sesleri yankılanmıştı odada. Alaz gelenin kim olduğunu anlamış ve konuşmayı mümkün oldukça geciktirmek için yerinden kalkmamış, adamın yanına dikilmesini beklemişti.

"Yine yerinde duramayıp ortalığı karıştırmışsın oğlum."

"Hoş gelmemişsin anlaşılan baba."

Saklı CennetWhere stories live. Discover now