4. Bölüm

143 21 194
                                    

4. gün sonra yeniden ben geldim, bu sefer uzun beklettim galiba.. 

★★★★

Hayatımızda unutmadığımız onca anı vardır, ya da unuttuğumuz ve ya hafızamızın küçük bir yerinde yer edinen o anılar. O anılar belki bir gün ortaya çıkardı, ya da hiç çıkmazdı. Belki de bunu bile bile üzerine geliyorlardır.

Felix oturduğu yerden kalkarak Chan'ın boynuna doladı kollarını, onu gerçekten özlemişti. Gözlerinden gelen yaşları elinin tersiyle silerek ellerini boynundan aşağıya doğru bıraktı, kafasını biraz kaldırarak, "Sen neredesin ya! Yıllar oldu senden haber alamayalı, şimdi neden yeniden hayatıma giriyorsunuz?! Neden, neden beni o zamanımda bırakıp şimdi yeniden hayatıma giriyorsun? Neden ya neden Chan!" demişti. Aslında bu Felix'in sadece ona olan özleminin ve sinirinin karışmış sözleriydi. Sadece özlemişti, lise zamanında her zaman yanında olan arkadaşını.

Chan aslında sosyal biri hiç bir zaman olmamıştı, tabii bu Felix ile tanışana kadardı. Ondan sonra hayatı bir anda sosyalleşmiş ve renklenmişti. Belki bir zamanlar ondan hoşlansa bile, bu sadece kendi içinde düşündüğü aptallık sonucu kendini suçlayarak bu duyguyu bitirmişti. Zaten şu anda bir sevgili bile vardı. Size bundan daha sonra bahsedeceğim, ancak şuan ki konumuz bu değil. 

Chan Felix'in oturduğu koltuğun önüne gelerek diz çökmüştü. Ellerini nereye koyacağını bilemeyerek konuşmaya başladı, "Uzun zaman oldu Yongbok," dediğinde gözünden akmayı bekleyen göz yaşlarını zorla geriye atıyordu. Felix ağlayarak başını hayır anlamında iki yana salladı, "Git, gelmeyin bu eve. Girmeyin hayatıma," dediğinde yerinden kalkarak hızlıca odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi. Chan yerinden kalkarak Felix'in peşinden gitmek istedi anca Jeongin onun önüne geçerek, "Onu şuan rahatsız edemezsiniz, kimsiniz bilmiyorum ancak onu üzen kişilerden biri olduğunuz besbelli. Şuan olay çıkarmıyorsam bu evden hemen ayrılmalısınız, lütfen çıkın bayım." dediğinde Chan Jeongin'in küçükken huysuz biri olduğunu bildiği için istemese de evden yavaş bir biçimde ayrılmıştı. 

Jeongin Chan çıktıktan hemen sonra koşar adımlar ile Felix'in odasının kapısına gelmişti, fakat kapıyı açacağı zaman kilit sesini duyduğunda kısık bir küfür savurdu. Jeongin sinirle, "Seninle bu konuyu daha sonra konuşacağız Felix!" dediğinde kendi odasına çekilmek üzere oradan ayrıldı.

Felix odasında oluşan sessizliğin ardından göz yaşlarını hızla sildi, çünkü artık onların yüzünden ne ağlamak istiyordu ne de üzülmek. Kafasını yastığa koyarak uyumaya hazırlanıyordu ki telefonuna gelen bildirim ile tekrardan yatakta doğruldu, tabii ki mesajı atan kişi Hwang Hyunjin'di. Daha az önce onları unutmak isterken bu mesajın gelmesi Felix'i sinirden gülmeye zorluyordu. Mesajı açarak okumaya başladı.

Bay Hwang Hyunjin:
Doktor Lee, acaba bizim seansları biraz azaltsak mı? Bazı işlerim oluyor da, boş işler ile uğraşmak istemiyorum.

Bu sözlerin ardına Felix hızlıca klavyeyi açtı ve yazmaya başladı, "Demek öyle Hyunjin Bey, bende size çok meraklı değilim. Şerefsiz piç, boş iş diyor birde. Senin işin asıl boş!" kısık sesle söylediklerinden sonra mesajı gönderdi.

Doktor Lee:
Öyle yapmayı bende isterdim Bay Hwang, ancak şöyle bir durumumuz var ki sizin zaten haftada sadece iki gün seansınız var. Bunu daha da azaltabileceğimi sanmıyorum, iyi geceler dilerim.

Size bahsetmiş miydim hatırlamıyorum ancak Lee Felix söylediklerinin tam tersini yapmaya bayılırdı. Zaten bunu mesajdan da anlamışsınızdır diye umuyorum. Mesajı gönderip bir süre bekledi ancak mesaj gelmeyince telefonu kapatarak yeniden uykuya geçmeye hazırlandı ancak gelen mesaj ile, "Tanrım! Onu unutmak isterken bunu kastetmemiştim!" sessiz çığlıklarından sonra tekrardan yerinden kalktı ve mesaja baktı.

RESİDUE || HyunlixWhere stories live. Discover now