Lan iki kere 5. Bölüm koymuşum kimse de söylememiş... Ayıp.
🤍
Kerem'den√
Mert abi bizi hastaneye getirdiğinde göz yaşlarım hâlâ dinmemişti. Umarım kırık falan yoktur çünkü o derece bir acı hissediyordum..
Hastanenin önüne park edilen araba ile önce Altay inmişti. Daha sonra arabanın içine doğru eğilmiş belimden ve dizlerimden tutarak beni kucağına almıştı. Hastaneye girdiğimizde Mert abi hızlıca girişteki kadın ile konuşup durumu anlattı.
"Kırık ya da çatlak olabilir o yüzden acil bir iş. Emin değiliz ama olma ihtimali yüksek."
Mert abinin dedikleri ile ağlamam daha da şiddetlenmişti. Altay'ın kucağından inip tek ayağımın üzerinde durmaya çalıştım, ona da tutunuyordum tabii.
"Altay, sence kırık o-olabilir mi?"
"Yavrum kırık olsa şuan böyle bile duramazdın, muhtemelen incinmiştir sadece."
Umarım öyledir, umarım dediğin gibidir Altay'ım...
Dediklerine başımı sallayıp başımı omzuna yasladım. Altay da benden taraftaki elini belime diğer elini de yavaşça saçlarımda, yüzümde ve boynumda gezdiriyordu.
Mert abi ile beraber yanımıza gelen hemşire ile dikkatimi Altay'dan alıp onlara verdim.
"Sizi şöyle alayım, boşta bir doktorumuz var şuanda."
Başımı sallayıp Mert abinin de diğer tarafıma gelmesi ile ikisine beraber tutunarak ilerledim.
Doktorun odasına girdiğimizde bize sedyeyi işaret etmişti başıyla, Altay belimden tutarak beni kolayca kaldırmış Mert abinin de ufaktan yardım etmesiyle sedyeye oturmuştum.
"Uzat bacaklarını bi kontrol edelim."
"Bacağı değil, bileği."
Altay'ın konuşması ile başımı ona doğru döndürmüştüm. Muhtemelen bizden 5-6 yaş büyük olan doktora kötü bakışlar atıyordu.
Doktordan da kıskanmazsın be Altay'ım...
"Canım acıyor.."
Çıkmayan sesimle konuşmaya çalıştığımda doktorun parmaklarını bileğimde hissetmiştim. Dokunduğu gibi bağırmıştım, çünkü canım cidden çok acıyordu.
"Röntgen çeksek daha iyi olacak. Üstelik morarmaya başlamış... Şuradan bir sandalye alabilirsiniz."
Altay beni direkt kucağına alıp Mert abinin alıp getirdiği sandalyeye bıraktı. Hemşirenin bize gösterdiği taraftan giderek röntgen çekilen kısma gelmiş, kimse olmamasının avantajı ile direkt olarak içeri girmiştik.
-
Film sonuçları çıkınca muayene eden doktorun yanına geldik tekrardan. Bir süre elindeki şeyleri inceledikten sonra elindekileri masaya bırakıp bana baktı.
"Bir iyi bir de kötü haberim var."
Bu cümle iyice korkmama sebep olurken tam yanımda duran Altay'ın tişörtünü sıkmaya başladım. Fark etmiş olacak ki elini elimin üzerine koyup yavaşça okşadı.
"İyi haber, kırık yok. Kötü haber ise, 3,5 santimlik bir çatlak var bileğinde. Ama çözülemeyecek bir şey değil, alçıya alınırsa ve düzenli olarak ilaçlarını kullanırsan en geç 1 ya da 2 aya düzelirsin."
-
Alçı yaptırıp hastaneden çıkmış yine Mert abi ile beraber eczaneden yazılan ilaçları almıştık. Şuan ise bizim evde Altay ile oturmuş kahve içiyorduk.
"Çok saçma değil mi? Bileğimin çatlaması için ani ya da ters bir hareket yapmam gerekmez mi normalde?"
"Haklısın."
Altay'ın ellerinin titrediğini gördüm bir ara. Dediklerime de hep kısa kısa cevaplar veriyor, bana bakmıyordu. Muhtemelen sabahtan beri benimle uğraştığı için o şeylerden içmemişti.
"Kerem ben artık gitsem- gitsem iyi olacak."
Altay'ın ayağa kalkması ile bende kalkmaya çalışmıştım, fakat başaramayıp geri oturdum koltuğa. Hızlıca bir şeyler düşünüp yapmam gerekiyordu Altay'ın gitmemesi için ve ben, aklıma ilk gelen şeyi yaptım.
"Altay!"
Arkasını dönüp yanıma geldi. Bu sefer konuşmasına hiç izin vermeden tişörtünden çekip üzerime düşmesini sağladım ve dudaklarımızı birleştirdim.
Altay yine şok olmuş şekilde beklerken ben ise dudaklarımı aralayıp dilimi Altay'ın üst dudağına sürttüm. O da bu hareketimden sonra dayanamamış olacak ki alt dudağımı dudakları arasına alıp emmişti.
Nefes almak için geriye çekildiği sırada konuştum.
"Gitme, benimle kal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gelsene mal | Altay x Kerem
Fanfiction"Ya Altay mal mısın gelsene şuraya?!" "Öp beni gelirim." "Buraya gel öperim." "Önce öpücük." "Gelsene mal!"