"Han Jisung."
Elimi havaya doğru kaldırdım öğretmenin beni görebilmesi için.
"100 tam puan almışsın"
Yerimde ufak çaplı sevinç çığlıkları atarken Felix rahat durmam için beni dürtmeye başlamıştı çünkü henüz onun aldığı puan okunmamıştı.
"Lee Felix, 99 almışsın."
"Ne?"
Ben olduğum yerde kahkahalara boğulurken Felix aldığı '99' puanı hazmetmeye çalışıyordu. Kimsenin duymaması için biraz bana doğru eğildi.
"Şaka mı bu ya? 1 puanı nereden kırmış olabilir ki?"
Hem gülüp hem de konuşmaya çalışıyordum.
"Gece gündüz çalışsaydın eğer, 99 değil 100 alırdın benim gibi. Biraz beni örnek al..."
Saçımı çekti ve konuşmaya başladı.
"Çok mu komik olduğunu sanıyorsun?"
"Evet!"
Saçımı bıraktı ve bana göz devirdi.
"Gıcık..."
...
Okuldan çıktım ve kafeye doğru yürümeye başladım. Felix annesi hasta olduğu için onu yalnız bırakmak istemiyor, bu yüzden de son günlerde benimle kafeye gelemiyordu.
Kafeden içeriye girip boş bulduğum yere oturdum ve masanın üzerine kitaplarımı çıkardım. Okulun bitmesine neredeyse çok az kalmıştı fakat yine de konuları unutmamam için tekrar ediyordum sürekli derslerimi. Kafe oldukça sessizdi ve çalışabilmek için çok güzel bir ortamdı.
Bir süre sonra çok sevdiğim yakışıklı garson gelip siparişimi almadan hemen önüme her zaman içtiğim kahvenin aynısını getirdi. Bana göz kırptı ve işine geri döndü.
Ben ise önümdeki kitaplara odaklanmak istiyordum fakat sürekli kafamı kaldırıp Minho'yu izliyordum.
Defterime notlarımı yazarken aniden birinin karşıma geçip oturmasıyla kafamı kaldırıp oturan kıza baktım. Bir süre öylece birbirimize baktık, daha sonra konuşmaya başladı.
"Selam, oturmak için izin alma gereği duymadım. Sorun olur mu?"
"Hayır."
Evet olur.
Tekrar yazdığım yazıya odaklanmaya çalıştım fakat oturan kızın tekrar konuşmasıyla yine ona baktım.
"Benim adım Lia. Ya senin?"
"Jisung."
"Memnun oldum Jisung."
Kafamı salladım sadece.
Git artık.
"İngilizce mi çalışıyorsun?"
En sonunda sinirle kalemi masanın üzerine bıraktım ve yüksek bir sesle cevap verdim.
"Çalışmaya çalışıyorum ama izin vermiyorsun, biraz susmayı deneyemez misin?"
Normalde insanlara karşı böyle tavırlar sergilemem, ama söz konusu derslerim olunca ciddileşiyorum. Çünkü derslerime önem veriyorum ve çalışırken rahatsız edilmekten nefret ediyorum.
Sesim yüksek çıktığı için etrafımızdaki masalarda oturan bir kaç kişinin bize doğru dönüp bakmasıyla Lia'da oturduğu sandalyeden kalktı ve kapıdan dışarıya çıkıp kafeden ayrıldı.
Telefonuma düşen bildirime açıp baktığımda Minho'dan mesaj geldiğini gördüm.
...
pislik
Kimdi o?Jisung
ben ne bileyimgeldi aniden oturdu
adimi falan sormaya basladi
ben de calistigim icin kisa kisa cevap veriyordum
bir de baktim hala konusuyor
en sonunda biraz susmasini istedim
kalkip gitti o da
anlamiyorum ki tanimadigin birinin masasina niye gelip oturursun
tamam hadi buna da bir sey demiyorum ama ders calistigimi gordugu halde hala konusmaya devam ediyor
pislik
TamamBoşver birtanem
Devam et çalışmana sen
(Bu mesaja '💖' ifadesini bıraktınız.)...
Minho'nun köşede beni izlediğini gördüm ve ona baktım. O gülümseyince ben de ona güldüm. Daha sonra Hyunjin ona seslendi ve işine geri döndü.
...
Lia sad 😔
Hrnys
Jisungun kisiligi hakkinda ne dusunuyosunuz
🦊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cafe | Minsung
Fanfiction"Seni bir defa öpmeme izin verirsen eğer, bundan sonra her gün kahveni burada sana ben yapacağım..." Genç bir lise öğrencisi olan Han Jisung, kendinden yaşça büyük kafe garsonu Lee Minho'dan hoşlanıyordu.