Yalnızdı güzel prens.
Hayatı boyunca hep yalnızdı.Kendini bildi bileli bu köşkten hiç çıkmamıştı Ellery ailesi onu yanlarında istememiş buraya hapsetmişti.
Bunun sebebi çocuğun lanetli olduğunu düşünmeleriydi.Bembeyaz saçları, masmavi gözleri vardı prensin daha önce görülmemiş bir güzellikti.
Kendisine bakanları adeta büyülüyordu.
Fakat sorun yalnızca bu değildi.Prens doğduğu zaman hem kızlık hemde erkeklik organına sahip olarak doğmuştu.
Ve bu daha önce görülmüş şey değildi. Ailesi de bu durumu kabullenemeyip onu buraya kapatmışlardı.Ellery aile fertlerini hayatı boyunca bir kere ya görmüş ya görmemişti.
Bu sade fakat huzurlu ve güzel konakta bir kaç hizmetçi ile beraber yaşıyordu.Genç yaşta eğitimini almış çalışkan ve yardım sever bir çocuktu hatta prens olmasına rağmen bazen hizmetçilere bile yardım ediyordu.
Gerçi hizmetçilerde bu terk edilmiş prense pek prens gözüyle bakmamışlardı ilk zamanlarda ama daha sonraları çocuğu bağırlarına basmış onu severek büyütmüşlerdi.Ellery köşkün hemen yakınında ki küçük göle geldi.
Hava karardığı için ay ışığı göle vurmuş yıldızların yansımasıda gölü süslemişti.
Ellery bu büyüleyici manzara karşısında gülümseyerek gölün yanına iyice yanaştı ayakkabılarını çıkartarak paçalarını sıvadı önce sağ sonra sol ayağını göle soktu.Duyduğu seslerle kafasını ağaçların olduğu yere çevirdi.
İki beyaz kuş yuvalarında yavrularını besleyip ötüşüyorlardı.Prens onlara gülümseyerek baktı daha sonrada bütün güzelliğiyle parlayan aya baktı.
Gözlerini kapayarak kollarını iki yana açıp içinden dua etti.Umarım bir gün iyi bir aileye sahip olabilirim diye geçirdi içinden.
Kollarını indirip tekrar aya baktı ve bir süre daha öylece ayı izlemeye devam etti.
~
- Bu bir felaket majesteleri. Bu bir felaket.Dedi komutan.
Kral zaten durumun farkındaydı dünyayı gücü ve acımasızlığı ile titreten kral Nergal krallıklarına doğru geliyordu eğer birşeyler yapmazsa burasınıda yakıp yok edecekti.
- Bu barbarlar nasıl durdurulabilir ki. Diye sordu kral alnını overken daha
Babasını yeni kaybetmiş ülkenin başına yeni geçmişti.
Şimdi bu sorunu nasıl çözecekti.
- Bir şekilde barış sağlayamazmıyız? Diye konuştu kraliçe.
Kral derin bir nefes vererek düşündü O barbar kral ile nasıl anlaşma yapabilirdi ki?
En geç iki gün sonra kral sarayı basacaktı.Kral birden aklına gelen şeyle heyecan içinde kraliçeye döndü.
- Durun biraz evet barışı sağlayabiliriz.
- Nasıl? Dedi kraliçe.
- Evlilik yoluyla elbette.
Kraliçe kocasının ne demek istediğini anlamamıştı.
Kral aklına gelen şeyle gülümsemeye başladı daha önce nasıl düşünememişti.
Kardeşi olan Ellery dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikti ömründe kardeşinden daha güzel birini görmemişti kim görse ona hayran kalıyordu.
Hızla askerini çağırarak konuştu.
- Hemen beyaz köşke gidin Prens Ellery'i alıp buraya getirin.
- Ne ? Diye hayretle konuştu kraliçe.
- Bu olamaz kralım o lanetli eğer. Nergal bunu fark ederse daha kötü olur.
- Merak etme. Bu barbarlar için bu laneti pek bir önemi yoktur. Dedi kral ve rahatlayarak tahtına oturdu.
~
- Kolay gelsin. Dedi Ellery melek gibi sesiyle.
Hizmetçi kızlar bir ağızdan teşekkür ettiler prense.
Prens tam yardıma ihtiyaç olup olmadığını soracaktı ki kralın gönderdiği adam telaşla
yanlarına geldi.
- Prensim kralımız sizi saraya bekliyorlar.
Askerin bir anda söyledikleriyle Prens çok şaşırtmıştı hayatı boyunca bu köşkten çıkmasına izin verilmemişti şimdi de saraya mı çağırılıyordu?
Bu haber ister istemez prensi sevindirmişti. Sarayı ve ailesini çok merak ediyordu.
Bir an önce hazırlanıp gitmek için hızlı adımlarla odasına geçti.
Hazırlandıktan sonra yanındaki askerle kapının önünde kendisini bekleyen saray arabasına bindi.
Çok heyecanlanmıştı.
Genç asker, prensin lanetli olduğunu duymuştum ama bu kadar güzel olduğunu bilmiyordu yol boyunca karşısındaki güzel çocuktan gözlerini alamadı.
Koca ve görkemli sarayın önüne geldikleri zaman Prens ağzı yarım açık bir halde etrafına bakınıyordu.
Etrafta onu görenler hem büyülenmiş hemde korkmuştu.
Ellery kendisine bakan küçük bir çocukla gülümseyerek başını yana eğdi.
Fakat çocuğun annesi oğlunun elinden tutarak onu uzaklaştırdı.
Bu durum prensin hafifçe kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.Dikkatle baktığı zaman diğer insanlarında aynı tepkiyi vererek uzaklaştığını gördü.
Ellery'nin yüzü düştü onları görünce
Bu kadar mı çirkindi?Oysa ki o beyaz saçlarını ve büyük mavi gözlerini çok severdi.
Fakat bu insanlar onunla aynı fikirde değildi ondan korkuyor hatta iğreniyor gibilerdi.Ellery her ne kadar üzülsede bu durumu yanındaki adama fark ettirmemeye çalışıyordu.
Hoş adamında umrunda değildi zaten o da herkes gibi bu çocuğa Prens gözüyle bakmıyordu.Ellery saraya girdiği zaman kralın huzuruna çıktı.
Eğilerek selam verdi.- Beni sarayınıza çağırarak büyük şeref verdiniz kralım. Dedi Ellery.
Kral baştan aşağı kardeşini iyice süzdü. Kardeşi lanetli olmasına rağmen çok güzeldi.
Bu durum kralı daha da memnun etti.
- Hoş geldin Ellery. Seni krallığımız adına çok önemli bir mesele için çağırdım. Dedi kral tahtında otururken.
Ellery istemsizce merakla krala bakıyordu.
- Yarın çok önemli bir misafirimiz olacak. Kral Nergal sarayımıza teşrif edecek.
Bu ismi duymak Ellery'i ürpertmişti.
Zalim Kral Nergal'ın ününü o da duymuştu.
Fakat bu koskoca acımasızlığı ile bilinen Kralın burada ne işi olabilirdi ki?- Şimdilik odana geçip dinlen Ellery yarın bu meseleyi daha detaylı konuşuruz. Dedi kral ve eliyle çocuğa çıkabileceğini işaret etti.
Ellery kralın huzurunda tekrar eğilerek ona yol gösteren hizmetçinin arkasından gitti.
Hizmetçi onu, beyaz ve altın renklerinde büyük bir odaya getirmişti daha sonrada selam bile vermeden odadan çıktı. Zaten bu Ellery için çokta önemli değildi.Yavaşça büyük yatağın yanına gelip uzandı Ellery.
Yıllar sonra ilk defa kardeşini görmüş ve doğuduğu saraya gelmişti güzel prens kendini mutlu hissediyordu.
Şimdilik.
Not;
Öylesine yazılmış bir kitaptır.
Oya ve yoruma gerek yok okuyup geçebilirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURBAN B×İNTERSEX
Fiksi Sejarah[TAMAMLANDI] Hayatı boyunca tutsak yaşayan, sevilmeyen bir Prensti Ellery. Sırf ülkesinin yakıp yıkılmaması için barbarlığı ve acımasızlığı ile bilinen Kral Nergal ile evlenmeye mecbur kaldı.