8.

1.4K 117 19
                                    

Ellery üzerindeki yeşil elbiseyle büyük bahçeye geldi.
Bahçedeki süs havuzunun yanında kral Slang onu bekliyordu. Oğlanı görür görmez yüzünü büyük bir gülümseme yerleştirerek yaslandığı yerden ayrıldı, ellerini arkasında tutuyordu adam belliki elinde bir şey vardı.

Genç çocuk yüzünde ki ciddi ifadeyle sesini olabildiğince soğuk tutarak:

‐ Ne için çağırdınız beni buraya? Dedi.

Slang yüzündeki gülümsemeyi hiç silmeden oğlana bakmaya devam etti.

- Biraz dolaşırız diye düşünmüştüm. Belki hoşunuza gider.

Ellery başını iki yana sallayarak derin bir nefes verdi.

- Şuanda hoşuma gidebilecek tek şey kocamla birlikte olmak.

Oğlanın bu sözleri üzerine Slang sinirle başını öbür tarafa çevirdi. fakat daha sonra başını iki yana sallayarak tekrar Ellery'e döndü.
Adam arkasında tuttuğu çiçeği oğlana uzatarak yüzüne samimi bir ifade yerleştirdi.

- Sizin için. Dedi Slang.

Ellery o sırada hayretle adamın elindeki mavi güle bakıyordu.
Mavi gül mü?
Bu mümkün müydü?

- Bunu size iyi niyetimle veriyorum. Kiron kraliçesine küçük bir hediye, lütfen kabul edin.
Ellery bir adama birde elindeki güle baktı daha sonrada teşekkür ederek güzel gülü kabul Etti.

- İsterseniz beraber bu gülleri bizzat yetiştirdiğim bahçeye gidelim. Dedi Slang.

Ellery başını gülden kaldırarak hafif çatılı kaşlarıyla adama baktı.

- Hayır. Dedi net bir şekilde genç çocuk.

Slang bıkkınca bir nefes vererek:
- Eğer gelirseniz sizinle ilgili son durum hakkında da konuşuruz Nergal da buna dahil.

Kocasının adını duymasıyla bile kalbi hızlandı genç çocuğun. Hemen fikrini değiştirdi ve uzun boylu adamın yanında yürümeye başladı.

Şuanda kocasının ne yaptığı ile ilgini tek bir şey bile bilmiyordu. Ve bunu ona söyleyebilecek tek kişi de yine bu adamdı.









~
Nergal elindeki büyük kılıcın ucunu yere dayamış kabzasını ise avcunun içine almıştı. Kılıcından damlalar halinde süzülen koyu kırmızı kan oradan da yere düşüyordu.

Aaron arkasında ki üç kişiyle beraber kralın önüne gelerek saygıyla selam verdiler.
İki asker kollarından tuttukları genç ve bir hayli güzel kızı yere savurarak geri yerlerine geçtiler.

- Kralım emriniz üzere prensesi getirdik. Dedi Aaron.

Kral oturduğu yerden kalkarak, gözlerinden yaşlar akan korkudan tir tir titreyen sarışın kızın önünde durdu. Kız korkudan başını bile kaldıramıyordu.

Nergal kılıcının ucunu kızın çenesine doğru yaslayarak başını kaldırmasını sağladı.
Genç kız göz yaşları ile adama yalvarıyordu ama Nergal onu hiç tınlamadan:

- Eğer Ağabeyin olacak o iblis eşimin kılına zarar vermeye kalkarsa seninde onunda kellesini bütün ülkede gezdiririm. Dedi ürkütücü bir sesle.

Nergal'ın aklındaki plan belliydi, Slangın kız kardeşine karşılık eşini geri alacaktı.

Aslında istese büyük ordusunu kullanarakta Nyoka krallığına girebilir her yeri yakıp yıkabilirdi fakat Nyoka kralının eşine zarar verebileceğinden korktuğu için o da Slang'in biricik kız kardeşini yakalatmıştı.

- Götürün şunu. Dedi Nergal.
Ve Aaron'un saygıyla kendisine uzattığı temiz mendili alarak Kılıcındanki kanları sildi.
Çok uzun sürmezdi eşini geri aldıktan sonra o koca kılıcı bu seferde Slang olacak şerefsizin kanıyla kirlenecekti.







~

Ellery artık daha fazla dayanamayarak sordu.

- Bana anlatacaklarınız vardı?

Mavi güllerin olduğu yere geldiklerinden beri Slang sürekli başka şeylerden bahsederek genç çocuğu oyalıyordu.

Adam çocuğun sorduğu soruyla bıkkınca nefes verdi. Ona elbetteki kocası ile ilgili bir şeyler söylemek niyetinde değildi.
O sırada koşarak gelen askerle Slang öfkeyle ona doğru bakıp konuştu.

- Ben size bizi rahatsız etmeyeceksiniz demedim mi?

Asker telaşla yutkunarak hızlıca cevap verdi.

- Bağışlayın majesteleri fakat durum çok acil.

- Neymiş o kadar acil olan? Dedi Slang.

Asker korkuyla başını kaldırıp kralına baktı.

- Prenses Melati Kiron askerleri tarafından esir alınmış.
- Ne! diye bağırdı Slang. - Bu nasıl olur.

Ellery ise yüzünde ki anlamaz ifadeyle onlara bakıyordu.
Slang öfkeyle soluk alıp verirken sonradan gelen adamlarına Ellery'i götürmeleri için emir verdi.

- Hayır! Bırakın beni. Dedi Ellery adamların ellerinden kurtulmaya çalışarak.
Ama bu hiçbir işe yaramadı adamlar onu kollarından tutarak zorla götürüyorlardı.

- Ona karşı nazik olun yoksa o başınızı gövdenizden ayırırım! Diye bağırdı arkalarından Slang.

Hemen yanındaki asker ise korkuyla krala bakarak elindeki ulağın getirdiği haberi uzattı. Slang sert bir şekilde adamdan kağıdı alarak açtı.

Kral Nergal mesajında eşini en geç yarın Zeva ovasına getirmesini aksi takdirde kendisine sevgili kız kardeşinin bedensiz başını göndereceğini yazmıştı.
Nyoka kralı kendisine gönderilmiş üzerinde kral Nergal'ın imzasını taşıyan kağıt parçasını nefretle buruşturup fırlattı.

Bu durumda yapabileceği hiçbir şey yoktu.










~
Ellery zorla odasına getirildikten sonra kapının üzerine kapatılmasıyla yerinden kalkıp büyük kapıya doğru gelerek vurmaya başladı.

- Açın kapıyı kral Slang ile konuşmak istiyorum. Açın!
Kimsenin gelmemesi ile birlikte Ellery kapının önünden uzaklaşarak yatağına oturdu.

Nergal, Nyoka prensesini alıkoymuştu bu yüzden kral Slang'da doğal olarak bu durumda kendisini bırakmak zorundaydı.
Ellery bunları düşünürken içinde yeni bir umut filizlenmeye başladı.

Her şeyden çok da Nergal'a tekrar kavuşmak istiyordu.

Duygularının farkındaydı içinde ki bu özleme neyin sebep olduğunu biliyordu. Genç çocuk kocasını, barbar kral olarak tanınan kral Nergal'ı seviyordu.




















Merhaba sevgili sevgililerim biliyorsunuz ki wattpad artık ülkemizde kapandı. Bu sebepten ötürü bölümler daha az ve özensiz gelebilir.
Kusuruma bakmayın bu bölümde biraz kötü ve sıkıcı oldu ama yapacak bir şey yok en kısa zamandasizlere yeni bölüm atmaya çalışacağım.
Sizleri seviyorum 💕

KURBAN B×İNTERSEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin