Elini kaldırdı ve Görünmezlik pelerinini çıkardı.
Bones'un elindeki asa bir tıkırtıyla masaya düşerken Harry hafifçe sırıtmaktan kendini alamadı.
Hadi bakalım. İşleri elime alma vakti geldi. Merlin bana yardım etsin, buna ihtiyacım olacak.
"Merhaba Madam Bones."
Amelia Bones hızla tekrar asasını aldı masadan. Arkasındaki kapalı kapıya doğru gerileyen Harry'e doğrultup üstüne yürüdü. Harry ise hafifçe sırıtırken boş olduğunu göstererek ellerini havaya kaldırdı. Bir yandan da konuştu.
"Voldemort'un dönüşünü reddeden kişiler için fazla tedbirli değil misiniz?"
Onun bu ismi böyle umursamazca kullanması bile Amelia'yı karşısındakinin Harry Potter olduğuna ikna ederdi. Cevapladı genci.
"Ben hiçbir şeyi reddetmedim, kabul de etmedim. Duruşmada sana adalet için destek verdim. Destekledim çünkü haksız yere çıkarıldın o duruşmaya."
Harry'nin yüzü ciddileşirken cevapladı bunu.
"Biliyorum, bu yüzden buradayım. Adalet istiyorum."
Amelia yerine otururken onu süzdü.
"Ne konuda?"
Harry avuç içi ona dönük olan ellerinden birini ters çevirdi. Amelia baktı ve gördüğü şeyle birden soluğu boğazına tıkandı. Ağzı nafile yere açılırken Harry ise ellerini indirdi ve kollarını kavuşturdu.
"Oturabilir miyim, konuşmamız gerekiyor."
Hafifçe başını sallamasıyla masanın önündeki iki sandalyeden birine oturdu. Derin bir nefes alırken hala eline baktığını fark ettiği için ters çevirdi avcunu.
"Beni dinlemenize ihtiyacım var. Zamanım kısıtlı. Arkadaşlarım idare ediyor ancak gecikmemem gerek."
"Nasıl kaçtın Hogwarts'tan, buraya nasıl geldin?"
Harry hafifçe gülümsedi. Gözleri haylazlıkla parlıyordu.
"Kendi yöntemlerim var diyelim."
Amelia Bones gözlerini devirdi.
"Bunu sonra konuşacağız. Şimdi, seni dinliyorum Bay Potter."
Harry bir kez daha ciddileşti.
"Bakın, ben bu sene Hogwarts'a başladığımda ve Profesörler masasında Umbridge'i gördüğümde Bakanlığın üstüme geleceğini biliyordum. Beni savunduklarımdan vazgeçirmeye çalışacaklarının farkındaydım. Gerçi Kan Tüyü ile işkence beni bile şaşırttı ama beklemiştim üstüme gelmelerini. Ama bu benimle Bakanlık arasında bir sıkıntı. Hogwarts öğrencileri bulaştırılamaz. Yaklaşık üç saat önce bir birinci sınıf öğrencisi, yani on bir yaşında bir çocuk yanıma geldi. Elindeki Kan Tüyü yarasını gösterdi ve canının acıdığını söyleyerek iyileştirmemizi istedi, ağlayarak geldi. Ben yarasına merhem sürerken de konuştuk. Ne dediğini bilmek ister misiniz Madam Bones?"
Çenesi sıkılmış kadına bakarken belki de bu kez çözüm bulabileceklerini düşündü Harry. Kadının başını sallamasıyla devam etti.
"Dünyanın en güvenli yeri olan Hogwarts'ta, bir profesörün, kendi kanını kullanarak ona acı çektirmesi yüzünden kendini güvende hissedemediğini ve Hogwarts'tan ayrılmak istediğini söyledi. Bir birinci sınıf öğrencisi, on bir yaşında ve Kan Tüyü ile işkence gördü. Tek de değil. Benim tanıdığım onlarca kişi seneye Hogwarts'a gelmek istemiyor. Üstelik..."
Derin bir nefes aldı. Devam etti.
"Bakın, anlıyorum Bakanlık inanmıyor dönüşe ama eğitimimiz engelleniyor. Size yemin edebilirim ki bu yıl kimse KSKS alanında tek bir büyü bile öğrenmedi. Ara sınıflar neyse de biz SBD öğrencileriyiz, yedinci sınıflar FYBS sınavına girecekler. Bakanlık ile Dumbledore arasındaki saçma bir tartışma yüzünden eğitimimiz engelleniyor. Kendimizi SBD'lere hazırlamak için beşinci sınıflardan isteyenler bir araya geldik. Bakanlık o kadar inanılmaz davranıyordu ki sırf alay etmek için ders grubumuzun adını Dumbledore'un Ordusu koyduk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Providing Justice
Fiksi PenggemarBirinci sınıflardan bir öğrenci Altın Üçlü'ye gelir ve Umbridge'in Kan Tüyü ile kanattığı yerin acıdığını söyler ve ne yapması gerektiğini sorar. Harry'nin canına tak eder ve McGonnagal'a gider, durumu şikayet eder. Alabildiği tek cevap başını eğmes...