꧁ᬊᬁBÖLÜM 2: PLANᬊ᭄꧂Gabriel, Dairan'ın yatağının kenarına oturup derin bir nefes aldı. Elleri titriyordu, gözleri korku doluydu.
"Dairan, ben... Ben kraliyet sarayından bir şey çaldım," dedi, sesi neredeyse fısıltı kadar kısık çıktı.
Dairan, duyduklarına inanamayarak geri çekildi. "Ne?! Kraliyet sarayından mı? Ne çaldın Gabriel?"
Gabriel, cebinden bir taç çıkardı. "Prensesin mücevherini çaldım. Ama bu sadece bir hırsızlık değildi. Prenses beni gördü, Dairan. Panikledim... Ve onu bayıltmak zorunda kaldım. Sonra da kaçtım."
Dairan, duyduklarına inanamıyordu. "Prenses mi? Gabriel, ne yaptın sen? Bu çok büyük bir mesele! Prensesi bayılttın ve mücevherini çaldın... Bu sadece senin değil, bizim de başımızı büyük derde sokar."
Gabriel, titreyen ellerini başına koyarak derin bir iç çekti. "Biliyorum, Dairan. Ne yapacağımı bilmiyorum. Beni bulmaları an meselesi. Yardımına ihtiyacım var."
Dairan, bir an için derin bir sessizliğe büründü. Gabriel'in çaresizliği, onu bir şeyler yapmaya zorladı. "Tamam," dedi sonunda, "Önce saklanman lazım. Bu mücevheri güvenli bir yere saklayacağız ve sonra ne yapacağımıza karar vereceğiz. Sen bu gece burada kal ne olur ne olmaz."
Gece boyunca Gabriel, Dairan'ın evinde kalmıştı. Dairan, Gabriel'in korkularını ve pişmanlığını biraz olsun hafifletmek için elinden geleni yapmıştı. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, iki arkadaş sessizce evden çıkıp Jean'in evine doğru yola koyuldular. Hava serin ve sessizdi, sokaklarda henüz kimse yoktu. Eski taş yollar, ayak seslerinin yankısını taşıyordu. İkisi de sessizliği bozmaktan çekinircesine konuşmuyordu.
Dairan, Jean'in evine yaklaştıklarında, Gabriel'in endişeli yüzüne baktı. "Her şey yoluna girecek, merak etme," dedi.
Jean'in yaşadığı taş evin önüne geldiklerinde, kapıyı Dairan çaldı. Birkaç saniye sonra, orta yaşlı ve tecrübeli görünümlü Jean kapıda belirdi. "Dairan, Gabriel, sabahın bu saatinde buraya gelmenizin özel bir nedeni olmalı," dedi Jean, onların gergin yüzlerine bakarak.
İçeri girdiklerinde, Jean onları sıcak bir şekilde karşıladı ve oturmalarını işaret etti. Gabriel elleri titrerken koltuğa oturdu. Darian hemen arkadaşının yanına oturarak Jean'e baktı.
"Evet, anlatın bakalım?" Jean çıkardığı Gece Dumanı'nı dudaklarına yerleştirdi.
Gece Duman'ı Varlokaya'ya özel bir sigara türüydü. Sadece ormanın derinliklerinde ve gece açan nadir bir bitkiden elde edilirdi. Yaprakları, koyu yeşil ve mor renkleri barındıran, kendine has Baharatlı bir aromaya sahip olup, ince ve zarif bir sigara kâğıdına sarılarak içilirdi. Bu kâğıtlar, tütünün benzersiz aromasını ve tadını koruyacak şekilde özenle seçilmişlerdi. Sigaranın ucunda bulunan altın renkli bir filtre, dumanın yumuşak ve dengeli olmasını sağlamak için tasarlanmıştı. Gece Duman'ı adlı bu sigara genelde zihni berraklaştırmak için içilirdi.
Jean, Gece Dumanı'na özel tasarlanan çakmağını ateşleyerek ince kâğıdın ucunu yaktı. Derin bir nefes çektikten sonra ağzından mor renginde ki dumanı saldı. Cevap bekler gibi Gabriel'ın gözlerinin içine baktı.
"Jean, ben... Ben kraliyet sarayını soydum. Aslında prensesin odasını desek daha doğru olur. Tam gidecekken prenses beni gördü ve bende o an panik yaparak onu bayılttım sonrasında kaçtım." Gabriel sakinliğini korumaya çalışarak zorda olsa konuştu. Jean sigarasını küllüğe koyduktan sonra kaşlarını çatarak konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzgunun Uykusu
Fantasy🌑🌑🌑 Oriada diyarı, üç büyük krallıkla yönetiliyordu. Ta ki Morran gelene kadar. Onun gelmesiyle yıkım, sefalet ve ölüm de gelmişti. Umutlarını yitirdikleri zaman ortaya çıkan Ravenfell büyücüsü, Morran'ı en zayıf haline yenerek onu bir kolyeye h...