-8-

71 7 2
                                    

Bir yerde durmuş birine sarılıyordum. İçimi öyle bir huzur kaplıyordu ki sanki yarım kalmış beni tamamlıyordu.
Ama suratına bakamıyordum. Öylece sarılıyordum. Hiç bırakmasın diye.
Tam böyle düşününce o kadar sıkı sarılmamın hiç bir etkisi yokmuş gibi benden uzaklaşmaya başladı.
O sırada bana sarılan kişinin jungkook olduğunu gördüm,inanamadım.

Hemen ardından da arkasını dönerek benden uzaklaşmaya başladı. Halbuki yeni kavuşmuştuk.
"Jungkook!"

Yanına koşmak istiyordum ama bir şey beni tutuyordu.

"Jungkook dur! Gitme lütfen!"
Hiç arkasına bakmadan gitmeye devam ediyordu. Ne kadar bağırsamda onu durduramıyordum.

Biri bana sesleniyordu ama gittikçe yorgun düşüyordum. Ses geliyordu duyuyordum. Etrafıma bakındım ama kimse yoktu, tekrardan jungkook a döndüm ama o artık orada değildi.

"Jungkook?"

"Jungkook nerdesin?"

Ağlamaya başlıyordum. Kendimi tutamıyorum içinde bir hüzün vardı.

Sonrasında ise kendimi bu rüyadan çıkmış ağlarken buldum.

Kalbim ağrıyordu. Göğüsüm sıkışıyordu. Gerçek gibi olan rüya aslında gerçeği yansıtıyordu çünkü. O beni terk edip arkasına bile bakmadan gitmişti.

Odanın kapısı açıldı ama bulanık gördüğümden anlaşılmadı.

"Noldu!?"
Jennie ydi.

"Rüyamı gördün?"
Başımla onayladım.
Gelip sakince bana sarıldı. Sesinden anlaşılıyordu, endişeliydi.

"Ss, geçti. Ağlama artık"

Biraz sakinleşince ona doğru dönüp sordum.

"O nerde?"
Jennie gözlerini devirdi ama yine de anlamamış gibi kim diye sordu.

"O işte"

"O ne alaka ki şimdi?"
Hala daha bilmemezlikten geliyordu.

"Ben bayıldığım zaman o tuttu."
Jennie nefesini dışa vurarak.

"Gitti"

Gitti mi? Ben bu durumdayken gitti mi gerçekten. Yok doğru değildir bu.

"Şaka yapıyorsun dimi. Onu görmiyim diye"
Etrafıma bakındım.

"Saka yapmıyorum Lisa, gitti"
İçimde kalan heves ile kala kaldım.

Ayağıya kalkarak kolumda ki serumu çıkarttım.

"Ne diye bayılmışım ben"

Jennie bana sinirle bakarak
"Sence, bi düşün bakalım"

"Açlıktan falan mı?"

"Nereden bildin ya? Neyse çok da bir şey demek istemiyorum. En azından bi yarım saat uyudun."
Tebessüm ettim. Sonrasında ise odadan çıktın. Kapımın hemen yanında gözlerini kapatmış, uyuklayan Taehyung duruyordu.

Jennie yanına giderek onu uyandırdı. Ben ise arkamı dönerek merdivenlerden aşağıya inip kapıya doğru ilerledim.

Kapıdan adımı mı attığım gibi temiz havayı içime soludum. İçerisi yeterince havasızdı.

Bir kaç saniye de olsa aklımdan gitmiş olan jungkook u tekrar düşününce onun yeni müdür olduğunu yeni idrak ettim.

Onu görmem iyi bir şeydi en azından gözümün önünde olurdu ama bana soğuk bakışlarla bakmasını ne kadar kaldırabilirim bilemiyorum.
Gözlerimi ovuşturarak, esnedim. Gerçekten de uyumak bedenime iyi gelmişti. Kendimi daha iyi hissediyordum en azından eskisi gibi kötü degıldım.

Kapıdan çıkan Taehyung la Jennie ye döndüm. Arabaya doğru gittiler, bende peşlerinden.

Arka koltuğa geçtikten hemen sonra da öne atılarak Taehyung a baktım.

"Jungkook müdür olmuş. Hem de bizim orada"
Dikiz aynasından sorarcasına bana baktı.

"Ee?"

"Biliyor muydun?"
Sakince sordum o ise dikiz aynasından gözlerini çekerek, benimle göz teması kurmaktan kaçındı.

"Nereden bilebilirimdim Lisa?"

Yalan söylüyordu. Çok belliydi ama ben daha da uzatmadan gülümsedim.
En azından jungkook beni düşündüğünden, Taehyung a sorup haber alıyordu.
Bu benim içimi kıpır kıpır etmeye yetmişti bile.

Ama neden böyle yaptığını anlayamıyordum. Neden önemsiyorsun veya bir şey olduğunda neden ilk sen koşuyorsun jungkook?

5 yıl önce, o gidince yeme bozukluğum olmuştu. Düzeltmiştim en azından öyle sanıyordum. Şimdi tekrardan başlamıştı.
Bunu kendimde hissediyordum.

Miğdemin bulantısında o nedendendi. Canım çok yanıyordu ama kendimi salmak istemiyordum çünkü bir nedeni vardı. Olmak zorundaydı.
Buna daha ne kadar tutunup kalacaktım bilemiyorum.

İnanmak istemiyordum ya ben. O kadar anımız var şu ki bunları heba edebileceği bir kez bile aklımdan geçmedi. Geçemezdi de asla böyle bir şeyin olacağına inanmazdım.

Telefonumda kayıtlı olan numarasını kullanmıyordu artık. 5 yıl önce o kadar çok ulaşmaya çalışmıştım ki en sonunda onun o numarasını kaç kez aradığımı bilemiyordum.

Hiç bıkmadan sürekli arayıp durdum. Gittikten sonra birine bile cevap vermemiş olmasına rağmen.

Kumral renkte olan uzun saçlarımı düzelttim.
Normalde kısa saç severdim ben. Sonrasında jungkook benim saçlarımın uzunken daha güzel olduğunu söylediğinden bir tutamına bile dokunmamıştım.

Biliyordum ona çok aşıktım. İlk başta takıntı olduğunu bile düşünmüştüm.
Güldüm.

Çünkü benim için tek o vardı ve tek o olacaktı.

———-—————
Okuduğunuz için 🩷💗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I want you to love | Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin