-7-

81 9 0
                                    

"Jennie, ona senin yanında kalsın demiştim."

"Şimdi beni suçlamaya kalkma jungkook. Tüm bu olanların sorumlusu bir tek sensin."

Taehyung jennie nin omuzlarından yakalayarak sakinleştirmek için gülümsedi.

"O da biliyor jennie üstüne gitmesen iyi olur."

Jennie arkadaşı için endişeleniyordu. Yoksa jungkook la muhattap bile olmazdı.

Sakinleştirmeye calişan Taehyung onu jungkook un yanından olabildiğince uzaklaştırdı.
Jungkook ise Lisa nın odasının önünde öylece kala kaldı.
Doktor açlıktan olduğunu söyleyip endişelenmemelerini söylemişti ama endişeleniyordu.

Camın önünden ona bakıyordu. Çünkü içeriye girebilecek cesareti yoktu. Kalkınca onu görmesini de istemediğinden gitmek istedi ama gidemedi.
Şu an iş yerinde olması gerekiyordu ama o buradaydı. Aslında olması gereken yerdeydi ama bir şeyler yanlıştı.
Ne yapacağını bilemeden odanın önünde ki koltuğa oturdu.

Düşündü, düşünmek istemese bile. Baştan beridir Lisa ya yalan söylüyordu. Asıl gerçek bu değildi.

İsteyerek evlenmemişti. Hem başka birine sanş tanımak falan neydi? Lisa dan başka birini görmüyordu bu gözleri.

Eliyle başını ovuşturarak düşünmemeye çalıştı.
Taehyung yanına oturarak gözlerini kapattı. Oda işlerinden dolayı bu aralar baya yoğundu. 

"Ne yapacağım ben böyle"

Taehyung kolunu jungkook un omzuna atarak ona doğru döndü.

"Bir şey yapmayacaksın kardeşim. Bunlar olmadan önce nasılsa yine öyle kalacak."

Jungkook yorgun gözlerle tekrardan Lisa ya baktı.

"O bu durumdayken-"

"Bi sakin olsana sen. Ölmedi ya"

Jungkook, yutkundu. Böyle bir şeyin olması bile onun kalbini yeterince zorlamıştı.
Taehyung un dediği şey olsaydı ne yapardı bilemedi.

Yutkundu,

İçine oturan bir şey vardı. Yanlış yapıyordu o da farkındaydı.

"Bunu onun için yapıyorsun unutma"
Kolunu kaldırarak yavaşça omzuna vurdu.

"Hadi geç olmadan gitte, Lisa seni burada görmesin"

Taehyung sayesinde ayağıyla kalktı.
Lisa nin yanında olmak istiyordu. Hem de herşeyden çok. Kötü zamanın da yanında olmak istiyordu. Ama zaten o kötü zaman onun yüzünden oluyordu.

Hem suçlu olup hem de çare olamayacağını hatırlayınca yumruğunu sıktı.

Elinin içi tırnak izleriyle doluydu. Her aklına gelince elini sıktığından yine öyle yapıyordu.

Telefonu çalmaya başlayınca Lisa ya son kez bakarak hastanenin çıkışına doğru ilerledi.

Herşeyin sorumlusu, babası arıyordu.

"Efendim baba,"

"Neredesin sen?! İş yerinde yoksun!"
Arabasına binerek hızla park ettiği yerden çıktı.

"Evdeydim. Geliyorum şimdi"

"Ne evi ya? Ne işin var senin evde?"

"Baba halletmem gereken şeyler vardı. Düğünle ilgili"

Düğün lafını duyunca yumuşadı. Tek başarısı buydu herhalde.
Onu zorla evlendirip, işi için ortak bulmak, jungkook düşündükçe sinirden güldü.

"Peki oğlum, kapatıyorum gelince konuşuruz"

Kapattı.
Jungkook un sorunu babasından geliyordu. Herşeyin başı ve sonu oydu çünkü,
Onun kendisinden iyi oğlum diye bahsetmesi için çok uğraşmıştı.

Ama bir zaman sonra bu hevesinden de vazgeçmişti. Çünkü babası onu zorla evlendireceğini söylemişti.

O ise bu durumu hiç takmamıştı. Lisa vardı çünkü.
Babası evlen dedikten sonra yabancı ülkeye gitmişti ama onu bu seferde Lisa ile tehtit edince bir şey yapamamıştı.

Tüm olay bundan ibaretti. Ama bunu Lisa ya anlatmadı çünkü anlatsaydı o jungkook dan vazgeçmezdi bu sefer de olan ona olurdu.
Jungkook en çok da bundan korkuyordu.

O gün akşam o ağlarken böyle susup kalmıştı. Biliyordu ki onun şu an nefes alması ağlamasından iyiydi.

"Bizim bir araya gelmemiz mahşere kaldı be Lilim. Benim bu durumu değiştirebilecek cesaretim yok çünkü"
İçine havayı çekerek, arabadan indi.

                              —————————-
Okuduğunuz için teşekkürler💗💗

I want you to love | Liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin