Cenan motoru sürmeye devam ediyor bense rüzgarın yüzüme doğru üflerken yarattığı harika hissi deneyimliyordum. Motora ilk binişimdi, ellerimi dağınık bir şekilde Cenan'ın belinde kovuşturmamdan da anlaşılıyordu.
Aslına bakarsanız fırsat bu fırsat demiş ve Cenan'ın beline ellerimi atıvermiştim. İçimden buna kıkır kıkır gülerken Cenan'ın arka profilini izlemeye koyulmuştum. Saçlarını kapatan kask yüzünden rüzgar tarafından dalgalanan tutamları göremiyor olmak acı vericiydi.
Cenan'ın hızlandığını hissederken tutuşumu sıkılaştırmış ve ona iyice sokulmuştum. Kaskın altından görünen tutamların kokusu burnumdaydı. Gözlerimi istemsizce kapatıp derin bir nefes çekmiştim.
Tekrar açtığımda yanlardaki aynalardan yüzü görünen konsantre olmuş Cenan'a baktım bir süre. Motorsiklet sürerken oldukça çekici duruyordu.
Birkaç dakika sonra bir parkın önüne geldiğimizde Cenan beni erkenden indirmiş kendisi az ilerideki motor parkına park ediyordu. Kafamdaki kaskı çıkarmaya çalıştım ama becerememiştim bir türlü.
Biraz uzakta yürüyen Cenan bu hallerime yarım ağız gülerken giderek yaklaşıyordu. Vardığında ellerini kaska attı ve tek hamlede açtı. Göz bebeklerim büyümüş ona bakıyordum, en basit hareketi bile büyülenmeme yetiyordu.
"Hadi balım, şuradan sana pamuk şeker ve kağıt helva alalım." dediğinde bir çocuk gibi sevinivermiştim. Ellerimi çırptım ve gülümserken önden önden yürüdüm. İlerideki seyyar satıcılardan birinde durduğumda arkamda gelen Cenan da peşimde durmuştu.
"Abi biz bir adet pamuk şeker bir de kağıt helva alabilir miyiz?" dedi ve abi istediklerimizi uzattığında o ücreti ödemekle meşgulken bende pamuk şekerimden ısırık almakla meşguldüm.
Ağzıma gelen tatla beğendiğimi belirten bir ifade takındığımda ödemeyi yapıp bana doğru dönmüş olan Cenan şimdi sırıtıyordu. "Teşekkür ederim Cenan." dedim paytak paytak yürürken.
Bir bankın köşesine geldiğimizde ikimizde oturduk ve karşımızdaki deniz manzarasını seyretmeye koyulduk. Ya da ben öyle sanıyordum çünkü birkaç dakika sonra kafamı çevirmemle bana bakan bir çift ela göz görmem bir olmuştu.
"Bir ısırık alabilir miyim?" diye sordu Cenan ve başımla onayladığımda elimdeki pamuk şekere doğru hareketlendi. Büyük bir ısırık alırken üzerime doğru eğilmişti. Saçları çeneme batıyor, hoş bir his bırakıyordu bende.
Geri çekilmesini istemediğimi belli etmek adına kollarımı iki yanına sardım ve onu o pozisyonda kitlemiş oldum. Gözlerini bana doğru çevirdiğinden görmesem bile emindim, bu duruma kıkırdarken Cenan'ın ağzından da bir kahkaha kaçıvermişti.
Onu serbest bırakmadan sıkıca sarıldım ve iyice kendime çektim, ikimizden de gülüşme sesleri çıkmaya devam ediyordu.
Cenan başını bana doğru kaldırdı ve etrafa bile bakmadan dudaklarıma küçük, hızlı bir öpücük bırakmasıyla olduğum yerde taş kesilmiştim. Yaptığı hareket çok hoşuma gitmekle beraber bende de aynısını yapma isteği uyandırıyordu.
Uzanıp onu kendime doğru döndürdüğüm sırada bir elimi çenesinde gezdiriyordum. Öbürünü de saçlarına attığımda açık ağızlı bir öpücükle beni karşıladı. Dillerimiz birbirine sürtünürken ağzımdan kaçan inleme seslerini bastıramıyordum.
Cenan olduğu yerden hareket ederek kucağıma oturduğunda şaşırmadığımı söylesem yalan söylemiş olurdum. Kendimi istemeyerekte olsa geri çektim ve dudaklarımı dilimle tekrar ıslattıktan sonra araladım. "Cenan, bir gören olucak. Rahatsız olmaz mısın?"
Cenan başını eğmiş bana bakıyor bir yandan da yüzündeki sırıtış eksik olmuyordu. "Gören görsün Arif'im beni bağlamaz."
"Ama." diye söze girdiğimde parmağını dudaklarıma götürdü. "Bugün seni görünce fikrim değişti Arif'im. Sensiz hayat yok benim için, onu anladım. İzin verirsen sevgilin olmak; seni mutlu edebilmek, acını seninle paylaşmak, her ne olursa olsun beraber atlatmak isterim."
Cevap vermeden bir süre suratını izlemeye koyulduğumda durumu yanlış anlamış olacak ki suratı düşmüş bir şekilde parmağını çekiyordu, son anda tuttum ve bir öpücük kondurdum. "Tabii ki seninle çıkarım Cenan Adıgüzel."
-
yirmi bir(21) bölümde anca sevgili yaptım iyi mi...smut ister miydiniz bu arada ona göre yazabilirim