Cenan'la resmi olarak sevgili olmamızın üzerinden bir saat on beş bilemedin yirmi dakika geçmişti. Orada birbirimizi öpücüklere boğarak bir süre kutladıktan sonra elimizdeki yiyecekleri bitirip parktan ayrılmıştık.
Şimdiyse bir otelin lobisinde Cenan bize oda ayarlamaya çalışıyordu. Buraya gelirken ima ettiklerini az çok kestirmiştim ve eh... biliyorsunuz ki ben ondan bile daha arsız bir şekilde istiyordum bu anın yaşanmasını.
Sanırım odayı ayarlanmıştı ki yanıma doğru adımlıyordu. "Her şey hazır." dedi ve elini belime atıp bana yolu gösterirken beraber odamızın olduğu kata çıkıyorduk. Oldukça sabırsızdım, vücudum istekle titriyordu.
Kapıya vardığımızda Cenan elindeki kartla odayı açtı ve içeri girer girmez ardımdan kapıyı kapattım. Bir süre yaslanıp onu izlemeye koyulmuştum. Oysa motorcu ceketini çıkartmak için hamle yapmıştı ki onu son anda ceketinin yakalarından yakaladım.
Dudaklarımızı birleştirirken arkamızda kalan duvara doğru Cenan'ı ittirmekle meşguldüm. Kafası duvara yaslandığı anda gözlerini kapatmış, kendini iyice bana bırakmıştı. Elleri vücudumu buldu ve vücudunu üzerime doğru saldı. Bu duyguları ilk defa tattığını biliyordum o yüzden her ne kadar ağırdan almak istesemde içimde hissettiğim karıncalanmaya da engel olamıyordum.
Dilimi dudaklarının üzerinde gezdirdim. Cenan'ın dilini dilimin üzerinde hissedebilmek için oldukça fazla çaresizdim. Neyse ki fazla uzun sürmeden ağzını aralamıştı. Onu nefessiz bırakacak bir şekilde emmeye başladığım anda ona doğru sokuldum ve kasıklarına doğru bastırdım. Ağzından tatlı tatlı sesler çıkarırken onu memnun edebildiğim için mutlu hissediyordum.
Aniden geri çekildi ve hızla ceketini çıkartmasını izledim. İçindeki tişörtü de kafasının üzerinden geçirdiğinde geniş omuzlarına serpiştirilmiş benler gördüğüm en tahrik edici şey olarak kayıtlara geçmişti. İhtiyaç titremesi vücudumu tekrar ele geçirirken gözlerimi güzel vücudundan zar zorda olsa çekmiştim.
Kasıklarımda büyüyen ağrıyı hafifletmek için uylumuğumu sıkma dürtüsüyle mücadele ederken Cenan tekrar öne atıldı ve kulağıma doğru fısıldarken beni kendisine yakın tuttu. "Arif..." İnlemesi kulaklarıma bahşedilmiş en güzel melodiydi; hiçbir şarkı, hiçbir söz yanına bile yaklaşamazdı.
Soğuk soğuk terlemiş parmaklarımı göğsüne attım ve kavradığım yeri sıktım. "Pantolonunu çıkartabilir miyim?" diye sorduğumda kafasını geriye atmış alt dudağını dişliyordu, kafa salladı. Bu konuda Cenan'dan yavaştım, tek isteğim güzel vücudunun tadını doyasıya çıkarmaktı.
Yavaşça kemerini çözdüm ve kot pantolonunun düğmelerini açmaya başladım, bir yandan onu süzmeye devam ediyordum. İstekle titreyen bedenine sahip olmak en çok istediğim şeydi. Dudaklarını dişlemeyi bıraktı ve üzerinde dilini gezdirirken bakışlarımız buluştu. O sırada elimi yavaşça baksırına attım ve aşağı doğru indirirken göz temasını kaçırmadım.
Oysa bakışlarını kaçırmış üstüne bir de kızarmıştı. Bu konularda hep kendinden emin görünürdü ama ne de olsa bir erkekle ilk defa böyle bir yakınlık kuruyordu, onu anlayabiliyordum.
Gözlerimi bedeninden ayırmadan "Yatak." diye mırıldandım, sesim belirgin şekilde daha alçaktı. Söylendiği gibi yaptı ve yatağın üzerine sırt üstü uzandı. Bakışlarım altında rahatlamaya çalışıyordu.
Yatağa tırmandım ve onunla yüz yüze gelmek için üzerinde süründüm. Bana bakarken saçları kısmen yüzüne düşüyordu. Elimi göğsüne koydum. "Cenan... Çok güzelsin." Öne eğildim ve onu tekrardan öptüm. Öpücüğümüz tutkuluydu ama bir şekilde ondan öncekiler kadar yumuşak ve şefkatliydi de.
