2. Bölüm

82 9 21
                                    

Bir süre koridorda dolaştıktan sonra sonunda sınıfımı bulup içeri girdim. Şimdi de sıra sıkıntısı vardı. Kapının önünde duran ve bizim sınıftan olduğunu düşündüğüm bir kızın yanına gidip "şey, ben bu sınıfa yeni geldim. Acaba boş sıra var mı?" kız bana dönüp bir süre beni süzdü ve ardından cilveli bir şekilde gülümseyip "oh tabii. Kota Furuya'nın sırasının önü boş ve onun sırası da orta, sondan ikinci sıra" Kota Furuya onun önünde oturacaktım ve bunu hiç istemiyordum ama başka boş sıra yoktu. Teşekkür edip yeni sırama doğru ilerledim.

Sıraya oturup eşyalarımı masanın üstüne bırakıp zilin çalmasını beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra zil çaldığında sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Sınıf yapmacık, cilveli kızlar ve kendini havalı sanan, keko erkekler ile doluydu, her sınıfta olduğu gibiydi yani.

Herkese sınıfa girdikten bir süre sonra içeriye birbirine çok benzeyen üç kişi, ve arkalarında da kilolu, gözlük takan ve zorbalanan bir çocuk olduğu belli olan bir çocuk girdi. Üçüz olduklarını tahmin ettiğim çocuklardan biri arkada yürüyen çocuğu ensesinden tutup yere fırlattı. Çocuk kafasını sert bir şekilde yere vurduğunda herkes ağzını korku içinde kapatmaya, gözlerini başka yönlere çevirmeye başladı.

Üçüzler nasıl kişilerdide herkes onlardan korkuyordu merak ediyordum, ama başıma bela almakta istemiyordum. Üçüzler kendilerini beğenmiş bir şekilde yerde uzanmış kafasını tutan çocuğa gülüyordu. Sinirlenmiştim ama başıma bela almak istemediğimden bir şey de yapamamıştım.

Çocuğu yere fırlatan ve diğerlerinden üstün gibi görünen çocuk yere çöküp acıyla kafasını tutan çocuğa bakıp uzunca sırıttı ve çocuğun yüzüne bir yumruk geçirdi. Çocuk gerçekten korkutucu görünüyordu. Saçları yukarı doğru şekillendirilmiş, üzerinde okul forması yerine sarı bir tişört vardı. Ve  sırıtması da yüzüne yerleşince ondan korkulurdu. Üçüzleden biri " Yeter bu kadar Kota. Öğretmen birazdan sınıfa gelir, teneffüste eğlencemize devam ederiz" bunu söylerken gülüyordu ve bu daha da sinirimi bozmuştu.

Bunu söyleyen çocuksa saçlarını kahkül ve düz bir şekilde şekillendirilmişti. Üzerinde ise yeşil bir tişört vardı. Nedenini bilmediğim bir şekilde onları incelemek istiyordum. Belki de öğretmenlerin konuşması yüzündendi. "Ryuuji haklı, teneffüste devam ederiz. Michiru öğretmenin nasihatlarını dinlemek istemiyorum" göz devirdi ve sırıtmaya devam etti. Bunu söyleyen çocuk ise saçlarını önden iki yana ayırmış, alnının ortasını açıkta bırakmıştı. Üzerinde kırmızı bir tişört vardı. Üçününde gözleri kırmızıydı ve bu onları daha korkutucu yapıyordu.

Ben bunları düşünürken içeri Michiru Öğretmen girdi. Yerde yatan çocuk hızla ayağa kalkıp sırasına geçip ayakta beklemeye başladı. Üçüzler ise yavaş adımlarla sıralarına geçip oturdular. Öğretmen onlara ters bir bakış atıp sınıfa döndü ve " günaydın çocuklar, bugün aramıza yeni bir öğrenci katıldı. Auto, tahtaya gel ve kendini tanıt" çekinerek ayağa kalkıp tahtaya doğru yürüdüm. Klasik konuşmamı yaptım. "merhaba, ben Aoto Takuma. Futbolu çok seviyorum ve derslerde iyi olmaya çalışıyorum. Umarım iyi anlaşırız" içimden anlaşmasakta olur diyordum ama bunu tabii ki söylemeyecektim.

Michiru öğretmen gülümseyip bana döndü ve "Aoto, Ben edebiyat ve rehber öğretmenini. Umarım okulu seversin. Yerine geçebilirsin" dediğinde derin bir nefes alıp yerime gittim ve oturdum.

Tabii ki ben tahtadan ayrılana kadar gözlerini üzerimden ayırmayan Kota Furuya'yı fark etmiştim.

🌸🌸

Off fic tutmazsa diye korkuyorum ama beğeneceğinize dair umudum var

Lütfen oy vermeyi unutmayın asklarım❤️❤️

Memories Never Die - Aota-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin