" ya şimdi konuşuruz, ya da peşini asla bırakmam okyanus"
Bunu söylemesinden vazgeçmeyeceğini anlamıştım. Peşimi bırakması için şimdi onunla konuşacaktım. Kollarımı ellerinden kurtarıp çantamdan anahtarı çıkardım. Kapıyı açıp içeri girdim. Kota'ya dönüp eve girmesini bekledim. O an fark ettim ki market alışverişini hala yapmamıştım. İçimden bir küfür savurup Kota'ya "içeri gir artık" dedim.
Bir süre yüzüme baktı. Sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi. Daha fazla beklemeden ayakkabılarını çıkardı ve eve girdi. Önceden de geldiği için salonun yerini biliyordu. Ama haraket etmeye çekindiğini fark etmiştim. Bu yüzden salona geçip gelmesini bekledim.
Onu beklediğimi görünce hemen salona geldi. Koltuğa oturduğum da oda beni taklit etti. Konuşmasını beklemeye başladım ama oda beni bekliyor gibiydi. Aramızda uzun ve huzursuz bir sessizlik oldu. Sonunda sessizliği bozup konuştum. "Ne konuşmak istiyorsun?" derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Aslında o gün olan şeylerle ilgili konuşmak istiyorum. Ve telefonunda ne gördüğüm ile ilgili" son cümlesini söylerken sesi kısılmıştı.
Konunun uzamasını istemediğim için direkt konuşmaya başlamasını söyledim. Kota tekrar derin bir nefes alıp konuşmaya başladı. "Aslında o gün seni tehdit ettiğim şeyi görmemiştim. Takıma katılman için yalan söylemiştim. Seni diğer insanlardan daha farklı buldum ama diğer insanlar gibi tehditten korkacağını sandım. Diğer insanlara olmasa da sana önem veriyorum. Yaptığım şey için gerçekten özür dilerim" tek nefeste söylediği şey beni şaşırmıştı. Yaptığı tehdit gerçekten berbattı ama özel hayatım hakkında bir şey öğrenmemiş olması içimi biraz olsun yumuşatmıştı.
Sonunda kendime gelip konuşmaya başladım. "Özel hayatımı araştırmadığın için minnettarım. Ama tehditin gerçekten çok kötüydü. Seni affetsem bile güvenmem zaman alır, bir daha böyle bir şey yapmayacağından emin olamam" konuşmamı bitirdiğim de kafasını eğdiği yerden kaldırıp bana baktı. Yüzünde hafif, Kota'ya ait olmayan bir tebessüm belirdi. "Pekala, azda olsa beni affettin mi?" sorusuna olumlu anlamda başımı salladım ama benimde sormak istediğim şeyler vardı.
"Evet ama sormak istediğim şeyler var" merakla yüzüme baktı. "Nedir?" gözlerimi kapattım. Alacağım cevabı merak ediyordum, Hemde çok. "Madem böyle iyi yönlerin var, neden zorba olmayı seçtin?" sorum üzerine donup kaldı. Yüzünde anlayamadığım bir ifade oluştu. Ama anlamasamda içimden bir ses cevap vermek istemediğini söylemişti. Bu yüzden hızlıca konuyu değiştirip "Peki neden diğer insanlara kötü ama bana iyi davranıyorsun?" konuyu değiştirmemden memnun bir şekilde yanıtladı. "Çünkü senin diğerlerinden farklı olduğunu düşünüyorum. Sende daha farklı şeyler var ve bunlar bana göre özel şeyler. Diğer insanlardan çok, çok farklısın.
Cevabı gözlerimi kaçırmama neden oldu. Normalde böyle şeylere utanmazdım ama daha önce kimse bana böyle şeyler söylememişti. Bu yüzden garip hissetmiştim. Sadece "anladım" dedim. Kota bir şey sormak istermiş gibi bir şeyler geveledi. Sonunda konuştu. "Peki, futbol takımına katılacak mısın?" derin bir nefes aldım. Hala takıma katılmamı istiyordu. Bunu biliyordum. Uzun zamandır futbol oynammıştım. Oynamaya ihtiyacım vardı. Kapattığım gözlerimi açıp direkt onun gözlerine baktım.
"Takımda kimler var?" sorum üzerine bu zamana kadar gördüğüm en büyük şekilde gülümsedi, ve hemen cevap verdi. "Erika Takatou, Reika Saonji (yanlış yazmış olabilirim), Ouzou, Ryuuji, Shou ve ben“ soluklandıktan sonra devam etti." Eğer sen katılırsan geriye sadece bir eksiğimiz kalıyor" hafifçe gülümsedim.
"Takıma katılabilecek birini tanıyorum"
🌸🌸
İnanamıyorum normalden kısa yazdım
Neyse bir kaç bölüm sonra kaoslar olacak🤭Lütfen oy vermeyi unutmayın💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Memories Never Die - Aota-
Random"Yönelimin yüzünden ailenin senden nefret edip evden kovduğunu biliyorum" "Ne? Bunu nasıl öğrendin?" "Hiç zor olmadı:)" (İlk ficim yanlışlarım olabilir lütfen saygı duyun💖) Düz yazı ama az da olsa bir kaç Texting var. Not: Bu fan fic rahatsız...