"1 saat oldu." Chan yolun kenarındaki taşa oturmuş ellerinin arasındaki yüzüyle bıkkınlıkla konuştu. "Adamı onuncu kez arayamam Chan bekle işte." Chan, Hyunjin'i sürekli darlıyordu. İkisi de buradan bir an önce gitmek istiyordu ama çekici bir türlü gelmemişti. "Olsun ara sen yine. Belki unuttular." Chan dayanamıyordu, zaten gergindi hoşlanmadığı biriyle saatler geçirmek onu daha çok geriyordu. "Beş dakika önce aradım."Sustular tekrar. Birkaç cümle kurup hemen sessizliğe gömülüyorlardı. Chan çok huzursuz hissediyordu. Belki araba bozulmamış olsaydı şu an annesinin yanına yaklaşmış olacaktı. Evrenin ona gitme deme şekli miydi bu diye düşünmeden edemedi. Gitmemeliydi ve evren onun için çalışıyordu. "Hala gelmedi." konuşmadan duramıyordu. Gerginliği o kadar yüksek seviyedeydi ki Hyunjinle sohbet etmek bile mantıklı bir seçenek olarak gözüküyordu. "Sorun ne?" farkındaydı Hyunjin, Chan tırnaklarını yiyordu dakikalardır. "Bir sorun yok." omuz silkti, yalandı. İyice yalancı olmuştu. "Yalandan burnun uzasa yanmıştın."
"Sadece eve gitmek istiyorum." yorgundu bedeni Chan'ın. Eve gidip yorganının altına girmek istiyordu. Burada ne işi vardı bilmiyordu. Ne diye annesinin yanına gitmeye karar vermişti? Gitse hiçbir şey değişmeyecekti zaten. Ondan çaldıkları çocukluğu geri veremeyeceklerdi. Chan bunları düşünürken sonunda çekici gelmişti.
Dönüş yolu boyunca hiç konuşmadılar. Eve döndüğünde ise uzun süre uyanmamıştı Chan.
Chan - Changbin
changbin:
artık beni deli
etmek yerine
bir açıklama
yapar mısınchan:
ne açıklaması?changbin:
ne diye
hyunjin'in
arabasına bindin
meselachan:
sen niye onu
yanında getirdin?changbin:
konumuz bu
degil Chanchan:
konumuz tam
olarak ne changbinchangbin:
yanına geliyorum
konuşuruz
dmbngchan:
bugün için
teşekkür ederimhwhyunjin:
önemli değil
iyi misin peki?bngchan:
kibarlık olsun diye
sormana gerek yokhwhyunjin:
merak ettiğim
için soruyorumbngchan:
neden?hwhyunjin:
ne neden?bngchan:
neden merak ediyorsun?hwhyunjin:
bilmem bir nedeni
yok
sen niye bu
kadar nazlısınbngchan:
nazlı mı?
neyim nazlıhwhyunjin:
sadece iyi olup
olmadığını söyleyeceksinbngchan:
iyiyim desem
inanacak mısınhwhyunjin:
inanmayacam
ama cevap almış
olacam en azındanbngchan:
iyiyimhwhyunjin:
changbin aramış
defalarca
ulaştı mı sanabngchan:
evet yanıma geliyor
şu anhwhyunjin:
tamam o zaman
görüşürüzbngchan:
görüşürüz
"Anlat." dedi changbin kendini koltuğa atarken. "Neyi?" Chan salak rolü yapıyordu. "Chan." arkadaşı bunun farkındaydı ve onun yakasını bırakmayı asla düşünmüyordu. "Biliyorsun işte. Hyunjin anlatmış sana." gözleri ellerindeydi. "Senden duymak istiyorum ben." arkadaşına biraz yaklaştı. Kötü haldeydi Chan bunun farkındaydı. "Benden çocukluğumu bu yüzden almışlar." son kelimesinde dolu gözleriyle Changbin'e baktı. Gözlerinin içindeki acı Changbin'in de kalbini acıtmıştı. "Hyunjin peki?" konuyu başka yere çekmek istedi, şu an arkadaşı acı çekiyordu. Üstüne gidip onu daha çok üzmek istemiyordu. "Hyunjin?" anlamadı Chan."Onunla gitmen beni şaşırttı." Chan kolay kolay insanlara açmazdı kendini. O an arabaya binmesi bile Hyunjin'e kendini açtığının bir göstergesiydi. "Sinirle hareket ediyordum." dedi Chan. "Chan sen sinirle hareket ederken bile iki kere düşünen birisin." öyleydi Chan, her hareketini çok düşünürdü. "Sadece çok öfkeliydim Changbin. Arabaya ihtiyacım vardı ve karşımda bir araba belirdi. Bu kadar. Başka bir şey yok." uzatmadı Changbin. Kapattılar konuyu ama Chan'ın aklına sokmuştu bunu.
Güvenmiş miydi Chan ona? Hiç tanımadığı birine nasıl güvenirdi ama? Bu hiç Chan'a göre olan bir hareket değildi. 'Saçmalama.' dedi kendi kendine içinden, sadece öfkeliydi ve düşünmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Milk and Honey • hyunchan
Fanficbir leylek ağzıyla minik bir bedeni annesinin kucağına bıraktı. O gün her taraf şenlik yeri gibiydi. Küçük bedenin gülümsemesinin acıyla son bulacağını kimse tahmin bile edemezdi. Chan lanetli olduğunu düşündüğü kalbini birine vermek için çok korkak...