-Koltukta oturup film izliyordum. Bugün bakım ve film günümdü.
Bir yandan açtığım filme bakıyor, bir yandan da yüzümdeki maskeyi bozmadan çikolatamı yemeye çalışıyordum.
Filmdeki bir sahneye hitaben, "Evet, koparalım!" demiştim heyecanla. Venom 1 izliyordum ve Venom 'Hadi hepsinin kafasını koparalım!' demişti.
Tam filme dalmışken telefonuma düşen bildirimle koltuğun bir köşesine fırlattığım telefonumu aldım. Sevgilim mesaj atmıştı.
Filmi duraklatıp, bildirime tıkladım.
Gökhan:
Güney bi' kahve içmek ister misin?Güney:
Olur hayatım, konum at.Gökhan:
*Konum*
Bekliyorum.Güney:
1 saate oradayım.Gökhan:
Tamam.Telefonumu bıraktım ve bir süre duraklattığım filmdeki Eddie Brock ile bakıştım. İçimde çok kötü bir his vardıama neydi çözemiyordum.
Boşverip hazırlanmak için odama çıktım. Üzerime siyah bir sporcu atleti ve onun üzerine siyah, mavi şimşek desenli ceket giydim. Altıma da dizleri yırtık siyah bir jeans pantolon giydim ve yıldızlı kemerimi taktım.
Hızlıca aşağı inip ayakkabılarımı giydim ve vestiyerden arabamın ve evin anahtarlarını alıp evden ayrıldım...
🌈
Mekana girdiğimde Gökhan masanın birine geçmiş oturuyordu. Yüz ifadesi tuhaftı. Yanına adımladım ve sandalyeyi çekip karşısına oturdum.
"Sevgilim? Ne oldu, iyi görünmüyorsun?" dediğimde yüz hatları gerildi ve keskin bakışlarını bana çevirdi. Kaşlarımı çattım.
"Ayrılalım." dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Ne oluyordu? Şaka yapıyordu herhalde. Öylece yüzüne bakıyordum ama bir şey söylemem gerektiğinin farkındaydım.
"A-anlamadım?" diyebildim sadece. Ağlayamazdım. Yapamazdım... Bende bir açıklamayı hak ediyordum.
"Çünkü... Ayrılalım işte Güney uzatm-" diyeceği zaman bir anda masaya sarışın bir kız gelip Gökhan'ın yanağından öptü.
"Sevgilim işin bitti mi?" dediğinde kocaman gözlerimle Gökhan'a baktım. Bana baktı ve konuşmaya başladı.
"Çünkü artık kızlardan hoşlanıyorum Güney. Bu yüzden daha fazla uzatma." dediğinde hiç bir şey demedim. Ne diyecektim? Yanına gidip suratına tokat mı atacaktım? Bu beni aldattığı gerçeğini değiştirmezdi. Derin bir nefes aldım. Onu laflarımla ezecektim.
"Madem sevmiyordun 5 yıldır aklın neredeydi Gökhan?" dedim ve sakince kalkıp gittim. Ne yapsaydım? Masayı mı yıksaydım? Ya da yüzüne mi bağırsaydım? Hiçbir şey yapmadım. Sakince arabama atlayıp sakin hareketlerime kıyasla gaza basıp hızla uzaklaştım.
🌈
Arabayı durdurup hızla indim. Burayı sadece ben ve Kayra biliyorduk çünkü daha önce hiç kimseyi görmemiştik. Deniz kenarında bir yerdi. İsmini "DERT KAYASI" koyduğum kayamın üstünde durup denize baktım. Derin bir nefes aldım ve daha fazla dayanamayıp bağırmaya başladım.
"NE İSTEDİN BENDEN!" dediğimde boğazım acıdı umursamadım ve devam ettim.
"NEFRET EDİYORUM SENDEN! LANET OLSUN GÖKHAN!" dedim ve boynumdan kolyemi çıkardım. Pusulaydı ve bir tarafında Gökhan'ın resmi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili CEO'm | BxB
Teen FictionKlasik "CEO - asistan" ilişkisi. - Göğsümde taşıdığım pusulamın ucu bile Kuzey'i gösterirken kalbim neden ona dönmesindi? Pusulam bile Kuzey'e aşıkken benim için ne gibi bir sorun teşkil edebilirdi? ~ Güney Güneş - Ucunun Güney'i göstermediği bir p...