-YAZAR'DAN DEVAM:
Arif odasında oturmuş Kuzey'e ulaşmaya çalışıyordu. Tam 10 dakikadır onu aramasına rağmen aramalarına dönmüyordu.
Biraz önce bilgi gelmişti. Kuzey 1 toplantıya girmemişti ve odasının kapısı kilitliydi. Saate baktı 11.07 olmuştu.
Birden aklına Güney geldi. Belki birlikte olabileceklerini düşünerek Güney'i aramak için telefonunu çıkardı ve Güney'in ismini bulup aramaya başladı.
O sırada Kuzey çalan telefonun sesine uyandı. Güney'in elinden telefonu usulca aldı ve kimin aradığına baktı.
Telefonda dedesinin ismini görünce şaşırdı ve telefonu açtı.
"Alo, Güney?" dedi Arif.
"Ne oldu dede?" dedi Kuzey huysuz ve uykulu bir ses tonuyla. Okyanus gözlüsüyle olan uykusunun bölünmüş olması onu sinirlendirmişti.
"Kuzey? Neredesin? Neden toplantılara girmedin? Neden Güney'in telefonu sende?" diyerek şaşkınlıkla sordu.
Kuzey önünde huzurla uyuyan genç çocuğa baktı ve gülümseyip kızıl ve kıvırcık saçlarını okşadı.
"Güney'le uyuya kalmışım." dedi ve esneyip eski pozisyonuna döndü. Arif güldü ve başını iki yana sallayıp konuştu.
"Bugün ki bütün toplantılarını iptal ettim. Birazdan annen gelecek, inmiş uçaktan 40 dakikaya oradaymış. Ondan sonra da Alper, Özgür ve Onur gelecek. Uyandır okyanus gözlünü de toparlanın." dedi ve kapattı.
Kuzey ofladı ve önündeki Güney'e döndü. Daha fazla ağırlık olmak istemediği için doğruldu ve ayağa kalktı. Güney'in omzuna dokundu ve hafifçe dürttü.
"Güney..." dediğinde Güney sıçrayarak kalktı. Bir kaç saniye boş gözlerle yere baktı ve nerede olduğunu anlayıp hızla doğruldu. Telaşla konuşmaya çalıştı.
"Ben çok üzgünüm. Uyuya kalmışım gerçekten çok çok-" diyecekken Kuzey'in elini kaldırıp kıkırdamasıyla susup gülümsedi.
"Sakin ol, kızmadım." dedi ve gülmeye devam etti.
"Ne kadar rezil bir insanım ben yaa." dedi Güney gülerek ve kendi masasına yöneldi.
Sandalyesine oturduğunda aklına gelenle hızla Kuzey'e döndü. "Kuzey Bey toplantılarınız!?"
"Hepsini iptal ettirdim. Sadece annem yarım saate burada olur. Ondan sonra da arkadaşlarım. Biliyorsun zaten." dediğinde Güney başını salladı.
"Peki ben ne yapabilirim?" diye sorunca Kuzey kısa bir süre düşündü.
"Sana birkaç dosya göndereceğim. Onları Türkçe'ye çevir. Hepsinin hangi dilde olduğu sayfanın sol alt kısmında yazıyor olacak." dedi ve önüne dönüp bilgisayardan birkaç işlem yaptı.
Güney tablete gelen birkaç bildirimle önüne döndü ve bilgisayarı açtı. Tableti yazıcıya bağlayıp bütün PDF dosyalarını bastırdı ve tabletten translate uygulamasını bulup açtı.
Teker teker kağıdın üzerinde yazılan yazıları tablete yazdı ve Türkçe çevirilerini bilgisayara geçirdi.
O sırada Kuzey Güney'i izliyordu. 'Çok güzel.' diye düşündü. 'Yılların yıpratıcı etkisine rağmen hala çok güzel.' dedi içinden ve hayranlıkla onu izlemeye devam etti.
Bu doğruydu. Güney masmavi gözleri, kızıl saçları ve porselen misali bembeyaz teniyle çok, çok güzeldi.
Ayrıca altıncı hisleri kuvvetliydi ve şu an üzerindeki hayran bakışları hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili CEO'm | BxB
Teen FictionKlasik "CEO - asistan" ilişkisi. - Göğsümde taşıdığım pusulamın ucu bile Kuzey'i gösterirken kalbim neden ona dönmesindi? Pusulam bile Kuzey'e aşıkken benim için ne gibi bir sorun teşkil edebilirdi? ~ Güney Güneş - Ucunun Güney'i göstermediği bir p...