~13. Bölüm~

28 1 0
                                    

Ama ama ben bunu İrem'den öğrenemezdim, ona bu travmaları bir daha hatırlatamazdım...

2 saat önce herkesi odadan çıkarmış İrem'in başucunda oturuyordum. Elimi saçlarına götürüp oynamaya başladım. Ama bunu o kadar yavaş hareketlerle yapıyordum ki rahatsız olmasın. Onu incitmekten korkuyordum.

Elimin altında bir hareketlilik hissettiğimde hemen ellerimi saçından çektim. Yeniden panik atak geçire bilirdi. Temas ona iyi gelmeye bilirdi bence. Bir kaç kıpırdanmadan sonra gözlerini açtı ve dümdüz tavana bakmaya başladı. Ne yapacağını bilemediğim için sesimi de çıkaramıyordum. Yüzünü bana çevirdiğinde gözleri dolmaya başladı.

-"Ne oldu İrem? Neden gözlerin doldu? Neler oldu İrem?"

-"Sen gerçeksin öyle değil mi? Sen geldin öyle değil mi Yağız?"

-"Evet İrem geldim. Buradayım".

Sustu. Yüzüme baktı ve sadece sustu. Sandalyeyi tam yanına kadar getirdim ve oturdum. Elini tuttum. Elime baktı. Elimi sıkıca tuttu. Gözünden bir damla yaş aktı:

-"Yağız ben burada kalmak istemiyorum. Beni eve götür. Ben burada kalırsam delireceğim".

Onu ilk defa böyle görüyordum. Yalvarırcasına söylemişti bu sözleri.

-"İrem ama bu gece burada kalman gerekiyor. Doktorlar bu gecenin önemli olduğunu söylediler".

-"Ne olur bak sen bir şey yapa bilirsin biliyorum. Ne olur beni eve götür. Kötü hissedersem söyleyeceğim ne olur".

Ona aslında bunu borçluydum. Ben hayatına girmeseydim şu anda bu halde olmayacaktı. Odadan ayrıldım ve başhekimin odasına gittim. Bir kaç şey söyleyerek hallettim. Benim için kolaydı bunu yapmak ama ona bir şey olur düşüncesiyle yapmamıştım. Yeniden aşağı kata inip odaya girdim. Bana umut dolu bakışlarla bakıyordu. Nadiren gösterdiğim gülümsememi yüzüme yerleştirdim ve ona doğru gittim.

-"Evet hadi üzerine hırkanı alalım ve çıkalım".

Cümlemi bitirir bitirmez ayağa kalktı. Ona doğru yeltenip kollarından tuttum.

-"Hayır İrem hanım. Öyle ani hareketler etmek yasak. Kollarına bak her ikisi sargılı ve sen gerekmedikce asla kullanmayacaksın".

Hiç bir şey söylemedi. Sadece yine o bakışlar donuklaştı. Hırkayı alıp çok nazik hareketlerle kolundan geçirdim. İki defa dikiş atmıştılar koluna. Onu düşündüğüm için böyle yapıyordum çünkü gerçekten vicdanım hiç rahat değildi. Onun hayatında belki de asla unutamayacağı travmasının sebebi bendim.

-"Evet hadi çıkalım bir şey kalırsa getirir çocuklar".

Destek olmak için belinden tutup yönlendirdim. Odadan çıktık ve kolidorda Ece, Salih ve 3 kişi daha vardı. Ece hemen yanımıza gelip:

-"Abi her şey yolunda öyle değil mi?"-diye telaşla sordu. İrem bana daha çok sığınmaya başladı. Rahatsız olduğunu ben de hissediyordum.

-"Merak etme bir şey yok. İrem taburcu oldu eve gidiyoruz. Sen de geliyorsun hadi Salihle birlikte önden gidin biz de geliyoruz".

Salihle Ece'yi önden gönderme sebebim İrem'in kalabalıkta rahatsız olmasıydı. Ama neden Eceye de böyle davrandığını bilemedim. Ama şu anda bunu düşünmek değil onu rahatlatma zamanıydı.

Eve vardığımızda onu yeni odasına götürdüm. Eceden yardım istemiştim dekore etmek için.

-"Sen şimdi uzanıp dinlen. Aç mısın bir şeyler sipariş edeyim. İlaçlarını da getireceğim birazdan".

~SANA SAKLI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin