~15. Bölüm~

5 1 0
                                    




Ama salondan mutfağa geçtiğimiz an kapı o kadar gürültüyle çaldı ki yerimden kıpırdamadan öylece kaldım...

Ece bana sakin olmamı söyleyip kapıya doğru gitti. Kapı deliğinden baktıktan sonra yüz mimikleri gevşedi. Tanıyordu galiba. Kapıyı açtığında tanıdık yüzü görmemle ben de rahatladım.

-"Babaanne gecenin bu saatinde burada ne işiniz var? Alacaklı gibi kapı mı çalınır? Korktu kız".

Ecenin söylediklerinden sonra Şükran babaanne bana doğru gelip kolları arasına aldı beni.

-"Ah kadersiz kuzum benim. Neden bize haber vermediniz? Duyar duymaz atlayıp geldik".

Ben zaten konuşmaları dinlediğim için bir şey söylemiyordum. Yanımızdaki diğer kadın da Eceye çok benziyordu. Annesi olmalıydı. Kendimi biraz toparladıktan sonra konuşmaya başladım.

-"Buyrun salona geçelim orda konuşalım ayakta kaldınız".

Hepimiz salona geçip koltuklara oturduk. Babaanne beni geliniyle arasına oturttu.

-"Kızım ben Yağızla Ece'nin annesiyim. Olanları duyduktan sonra kalamadık hemen geldik. Nasılsın?"

Gözlerindeki o anne telaşını göre biliyordum.

-"Çok teşekkürler Nermin hanım. İyiyim siz nasılsınız? Sizi de meraklandırdık bu saatte o kadar yol gelmişsiniz".

-"Nermin hanım demesen olur mu kızım? Teyze de onu yerine hiç olmazsa".

Başımı olumlu anlamda salladım. Biraz daha konuştuk olaylar nasıl oldu neden oldu. Herşeyi tam konuşmadım ben zaten. Çoğunu Ece anlattı. Onlar sadece kaçırıldığımı biliyordu zaten. Daha fazlasını bilmiyorlardı.

-"Ece kızım abin nerede?"

Nermin hanımın sorduğu soruyla ben de artık telaşlanmaya başlamıştım. Ben 2 saattir uyanmıştım ama o hâlâ yoktu.

-"Anne abimin işi çık-"- cümlesini daha tamamlamadan dış kapı açıldı ve Yağız içeriye geçti. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Nermin hanım oturduğu yerden kalkıp oğluna sarılıp öpmeye başladı.

-"Neredesin oğlum sen bu saatte?"

-"Anne işim vardı da. Sizin bu saatte burada olmanız daha garip bence".

Babaanne ayağa kalkıp Yağız'ın karşısına geçti.

-"Eşek sıpası olanlar olmuş bize haber veren yok. Hâlâ kalkmış burada ne işiniz var diye biliyorsun. Haber vereydin de bu kadar telaşlanmayaydık".

-"İşte tam da bu yüzünden söylememiştim. Telaşlanacağınızı bildiğim için. Hallettim ben herşeyi. Merak etmeyin".

Daha sonra yanıma doğru adımlamış ve elini alnıma koymuştu. Ateşimi kontrol ediyordu.

-"Daha iyisin değil mi? Hadi çık odaya dinlen. Ayakta olmaman gerekli".

Öyle bir tonda söylemişti ki burada olmamam gerektiği belliydi. Üst kata çıkıp odaya girdim. Kalktığım yatağa yeniden uzandım. Bir yandan hiç kimseyle konuşmak istemiyordum, diğer yandan da olanları anlatıp kurtulmak istiyordum. Ama kime güvenip anlatacağımı da bilemiyordum.

Düşüncelerimi aralanan kapı böldü.

-"Yenge yemek için inmiştik ama bir şeyler yiyemedik. Ben de sana sandviç yaptım".

Ece'nin elindeki tabakla midemdeki boşluğu hissettim. Biraz yana kayarak ona da yer açtım. Tabağın birini bana verip meyve suyunu komidinin üzerine bıraktı.

~SANA SAKLI~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin