-"Size neden inanayım? Gözümü açıyorum hiç tanımadığım bir yerde tanımadığım bir yatakta üzerimde bilmediğim birinin kıyafetleri. Sahi siz kimsiniz de size güveneyim?"
İrem'in anlatımıyla...
Karşı taraftan bir cevap bekliyordum. Bunların mantıklı bir açıklaması olmalıydı.
-"Tamam otur anlatacağım her şeyi baştan sona. Ama ilk önce sakin ol"-dedi. Zaten başka ne yapa bilirdim ki şu anda. Yatağın kenarında oturdum ve dinlemeğe başladım.
-"Dün ben bir sokaktan geçiyordum ve sesler duydum. Sokağa girdiğim an bir kaç kişi ve seni gördüm".
Olanları tamamile hatırladım. Dün ben tecavüze uğramıştım ama sonrasına dair hiç bir şey hatırlamıyordum.
-"Evet lütfen devam edin".
-"Sen bayılmıştın ve saat çok geçti. O halde hastaneye götüremezdim seni onun için eve getirdim. Doktor geldi kontrol etti. Yağmurdan üşütmüşsün. Böyle işte".
-"Anladım ama size neden güvenmem gerektiğini hâlâ anlamış değilim".
-"Orası artık sana kalmış. Ben sana bana güven bile desem güvenemezsin. Çünkü beni tanımıyorsun. Ama yine de ben insanlık borcumu yerine getirdim".
-"Çok teşekkür ederim. Yani siz olmasanız, ordan geçmeseniz yani neyse teşekkür ederim gerisini düşünmek bile istemiyorum".
-"Rica ederim. Ama özel değilse o saatte orada ne yapıyordunuz diye sora bilir miyim?"
Nasıl söyleye bilirdim ki. İlk önce babamı bıçaklayıp, sonra sevgilim tarafından aldatılınca kendimi orada buldum diye. Yani kendime bir söz verdim kimseye güvenmeyeceğime dair. Ama bana böyle bir iyilik yapan birinin belki başka yardımı da dokunurdu.
Sen ona adam taş demiyorsun da sgfsxzbs
Ya iç ses onunla ne alakası var ya. Hem sen neden susmuyorsun ki.
İç sesler asla susmaz İrem'cim. Hem ben doğruları söylüyorum. Adam meteorr mübarek.
Valla en büyük düşmanım bu iç sesim galiba.
-"Söylemek istemiyorsunuz galiba. Tamam öyle olsun zaten zorlamayacağım. Bir şeye ihtiyacın olursa aşağı kata iniyorum seslene bilirsin ve ya gele bilirsin".
Başımı olur anlamımda salladım. Dur ama ben adamın ismini bilmiyordum ki.
Diyorum ya aklın başka yerlerde diye bunu bile unuttun gzhzhzjsv.
Sus be iki dakika adam gidiyor.
-"Ee şey. Sizin adınız neydi acaba?"
-"Adım Yağız. Peki sizinkini öğrene bilir miyim?"
-"İrem"-başını sallayıp odadan çıktı. Yatağın üzerine kendimi bırakıp düşünmeye başladım. Tanımadığım biri bana yardım etti evet doğru. Ama ben burda kalamazdım. Ama nereye gidecektim. Annemi arasam mı diye düşündüm. Orda durumlar nasıl diye sorardım. Geri dönmek gibi bir planım yoktu tabi ki de. Ama ne olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Ömrümün sonuna kadar burada kalamazdım. Ama benim telefonum nerdeydi. Yağıza sormalıydım. Ama ilk önce elimi yüzümü yıkamam gerekiyordu. Banyoya girdiğim an aynadaki yansımamla kendimden korktum. Hemen saçımı toparlayıp yüzümü yıkadım. Banyodan çıktıktan sonra yatağın üzerini de düzenledim. Daha sonra aşağıya indim. Bu ev cidden çok büyüktü. Yağız'ın nerde olduğunu bilmiyordum onun için seslendim:
-"Yağız?"
Mutfak olduğunu düşündüğüm kapıdan elinde bıçakla Yağız çıktı.
-"Efendim İrem, bir şeye mi ihtiyacın var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SANA SAKLI~
ActionO an sadece annemin gözlerinin içine bakarak şunu söyledim: -"Pekala sen burda onca yıl olduğu gibi yine şiddet görmeye hazırsan kala bilirsin. Ama ben senin gibi buna boyun eğmeyeceğim. Ben artık senin gibi babam tarafından ezilmeyeceğim ve onun iç...