10- Neden aşık olmama izin verdin?

28 0 0
                                    

"Bırak beni, gitsene Hari'ye! git hadi sevişin siz, bende aptallığa devam edip senin ne yaptığını düşüneyim! Beni ne kadar sevdiğini. Git yanına gelecektim, her istediğini yapacaktım, senin için her şeye katlanacaktım. Ama doğru ya ben seni seveceksem aldatılmayı her şeyi göze almak zorundayım. Tae kırılmasın, Tae geziyordur, Hari yakın arkadaşı ona güveniyorum. Bunların hepsi kendime inandırmaya çalıştığım yalanlar! defol bırak beni." gözlerim doldu, onun ağladığını hissedebiliyordum. Daha sıkı sarıldım ama aklımda yankılanan tek şey

‘Bunların hepsi kendime inandırmaya çalıştığım yalanlar’

Ona acı mı çektiriyordum?

İdi. Beni kendiden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Sanırım bunları hallettim ya da daha fazlasını...
Başımı arkaya çevirince Hari'yi gördüm. Taksiye biniyordu. Tanrım, beni niye böyle bir ikileme soktun!

Hakketin.

Delirmek için yaşım daha erken. "Hiç bir açıklaman bile yok, sonuçta tekrar seni geri döneceğim. Senin yüzünden ağlayıp tekrar sana sarılıp geçmesini bekliyeceğim. Değil mi?!" Bağırmasıyla yutkundum. Ne diyebilirim ki? Hiçbir şey. Hiçbir şey diyemem, hiç bir açıklamam yok. "Beni atlatıp ne yapacaksın? Hiç yorulma ben söyleyeyim; O sürtük Hari'nin gönlünü almaya çalışacaksın değil mi?! Neden bize bunu yapıyorsun? Hiç mi düşünmüyorsun? İlişkimizi birlikteliğimizi?"

Evet hari'nin gönlünü alacaktım ama daha sonra alacaktım. Bir süre ondan uzak kalmak istiyorum. Sadece jungkook'u  istiyorum. Ne istediğimi biliyorum, ilk defa bunları düşünürken bir bağırma sesi duydum. "Sana diyorum bizi düşünmüyor musun? Senin yaptıkları kabullenirsen acı çekiyorum ama seni affedeceğim. Neden biliyor musun? Çünkü sana aşığım." Derin bir nefes aldı "Neden izin verdin sana aşık olmama?"

‘Neden izin verdin sana aşık olmama’

Ona acı çektiriyorum ama bunun farkında değildim

"Haklısın, bak yemin ederim bir daha Hari'ye yanaşmayacağım. Sadece sen, sadece sen kalacaksın! yemin ederim, dizlerine kapanırım."

Yazarın anlatımından!

Taehyung sarhoş. Peki, sabah uyandığında bu sözlerini tutabilecek mi? Yoksa küçüğün canını yakmaya devam mi edecek?

Jungkook, karşısında ki çocuğun gözlerine bakıyordu. Merakla, ilgiyle, aşkla. Tekrar affetmesi gerekip gerekmediğini düşündü. Zaman ihtiyacı var, büyük bir zaman dilimi. Aklından belki ölürsem herşey çözülür, diye düşündü. Aşkın en kötü yanında herşeyi yaptırabilirmesiydi. Ağlayan Jungkook, Taehyung'dan uzaklaşmaya çalışmak yerine ona daha sıkı sarıldı. Sanki son kez sarılıyormuş gibi. Çünkü intiharı çoktan kafasında ücra köşelerine yer bulmuştu. Taehyung, biraz sakinleşti. Affetsin yeter, dedi içinden. Gerçi gerçekten mi aşık yoksa sadece ilgi mi istiyor, tanrı bile bilemezdi.   Taehyung'da sıkı sıkıya sarıldı.

"Seni seviyorum."

Yalan söylüyor diye düşünen Jungkook'un başından öptü.

Sadece vicdan azabıydı bu ama geleceği kimse bilemez. "Uzaklaşmalıyız, sevgilim."
"Olmaz, istemiyorum!"

"Neden? Hari ile daha mutlusun."

"Değilim, olmam. Senin bana verdiğin mutluluğunu kimse veremez, n'olur küçüğüm, yapma bunu bana bize. Lütfen. Seni mutlu edeceğim, seni çok mutlu edeceğim."
Biliyor muydu, Son günleri olduğunu? Anlıyor muydu?
Konuşmanın devam etmesine izin vermedi. Büyük oğlan öptü, Jeon’u. Doya doya öptü. Zevkle, tutkuyla, aşkla. Jungkook karşılık verdi. Taehyung'dan ne az nede çok aşıklardı.

Derin Okyanus/taekook bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin