7- N'olur

62 1 14
                                    

Woonbin'e dışarı çıkması için bağırdım.
Çıkmadı. Jungkook nasıl öğrendi hâlâ bilmiyorum ama onunla konuşmam lazım. "Çıkmıyorum. Sen Hari'nin yanına git anca." Dedi alayla. Küfürler savurup onu oturduğu yerden gömleğinin yakasından tutum ve sıradan fırlatırcasına çektim. Şerefsiz hemen Jungkook'un yanına oturmuştu. Jungkook, bir anda ayaklanıp Woonbin'i yerden kaldırmak için yeltendi. Derin bir nefes aldım. Jungkook'un kolundan tutup kendime çektim. "Sevgilimden uzak dur, it!" Dedim bağırarak. Güldü ve ayağı kalktı. "Senin sevgilin Hari değil mi? Ona yaklaşmıyorum ki." Dedi düz tutmaya çalıştığı sesi ile. Histerik bir şekilde kahkaha attım. "siktir git, amına koyduğumun çocuğu!" Dedim bir anda sinirlenerek. Bu sefer o güldü.

"Çocuk yine senin yüzünden ağlıyor, git artık."

Jungkook'a baktım. Şapkasından dolayı yüzü gözükmüyordu. Şapkasını yukarı kaldırdım. Sessiz, usulca ağlıyordu.
Benim yüzümden,

Sessiz, usulca ağlıyordu.

O an kalbime hakim olamadım ve maskesini indirip onu öptüm. Tepki vermedi, beni itmedi, karşılık vermedi. Hiçbir şey yapmadı. Onun belinden kendime çektim. Bir elim onun belini kavrarken, diğer elim onun kasıklarının hemen üstündeydi. Karşılık istediğim için alt dudağını ısırdım. Sessizce inledi.
Benden ayrıldı ve "Başkasının değdiği dudaklarla beni öpme!" Dedi.
Bu söylediği beynimin içinde yankılandı.

Başkasının değdi dudaklarla beni öpme!

---

"Ben sana ne dedim?! Sonra yanıma gelip zırlama, dedim! Neden şimdi geldin, mal! Aldatırken keyfin yerindeydi! Gerçi sen son ana kadar onu öpmüşsündür!"

Diye bağıran Jimin'i sakinleştirmem gerekti. Olan biteni anlatmıştım ve şimdi ondan akıl istiyordum.

"Jimin, lütfen. Yalvarırım yardım et." Diyebildim sadace.

"Şimdi kim bilir çocuk ne halde!"

"Bir şey dememe kalmadan yanımdan koşarak gitti."

"Söylemiyorum nerede ama şunu bil, onu gerçekten seven birinin yanında."

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ne?! Kimin yanında? Neden onun yanında? Neredeler? Ne yapıyorlar? Onu gerçekten seviyor mu?

"Beyninde yankılanan hiçbir soruna bende cevap... YOK!"

sonda bağırdığı için yüzünü ekşittim. Woonbin, onun yanında olmalı! "Jungkook'un evi nerede?" Diye sordum.

Telefonu eline aldı ve adresi attı. Telefonu elime alarak mesajın gelmesini beklemeden koşarak evden çıktım. Telefonu tekrar elime aldım ve adrese baktım. Buraya yakındı. Koşarak oraya gitmeye başladım.

Kapıya kırarcasına vurdum. Kapıyı Woonbin açtı. "Jungkook nerede?" Diye sordum alelacele.

"Yanımda." Dedi ve demsine kalmadan onu iterek içeri girdim, salondaydı. Jungkook küçük bir bebek gibi koltukta iki büklüm oturmuştu. Başını kaldırıp bana baktı. Gözlerini kısıp tekrar önüne döndü. Şapkasını ve maskesini çıkarmıştı. Yanına oturdum ve kollarını çözmeye çalıştım. İzin vermedi.

"Lütfen, sevgilim."

Bana baktı ve kolunu serbest bıraktı. Güzel, hâlâ dediklerimi yapıyor. Kendimi affetirir ve tekrar Hari veya başka bir kızla birlikte olurum. Bebek gibi oluşundan nefret etmem gerekirken bu hoşuma gitmişti. Sikeyim, onu görmeden bu huyundan nefret ediyordum.

"Sen, ona sürdün ellerini bir kaç dakika yanında olmak istedim sadece. Bir kaç dakika ilk defa ilgi göstermiştin, ben seni dinledim gitmedim oturdum. Sen ne yaptın?! Ona sürdüğün ellerini bana sürme, sen onu daha çok seversin nede olsa! Her şeyi deniyor, sana ulaşmak için. Bakma bana. Sen dün demedin mi? Her şeyimden nefret ediyormuşsun işte. sesimden, yüzümden, vücudumdan, gözlerimden, her yerimden nefret ediyormuşsun. Ben sana güzel gözükmeye çalışırken sen beni sevmediğini söyledin... Şimdi git o kız seni bekliyordur." dedikleriyle ona baktım ben yazmadım öyle bir şey demedim ne oluyor kim demiş bunları anlamıyorum! Gönlünü ilgi için alacağım, sonra kapıyorsa yapsın, of! "ben deme-" savunmaya geçecekken "SİKTİR GİT DEDİN BANA ŞİMDİ SEN GİT DOKUNMA BANA O DAHA GÜZELDİR!" diye haykırdı.

Derin Okyanus/taekook bxb/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin