Jeon’un göz yaşları durmuyordu. Jeon onu bekliyordu, başını göğsüne koyacaktı, onu sakinleştirecek, uyurken küçüğü izleyecek Taehyng’u. Telefonda Hari tarafından tehdit mesajları geliyordu. Taehyung'a yaklaşmaması konusunda küçüğün canı yanıyordu ama onun canını yakan birisi için bu kadar ağlamak doğru muydu? Saatte baktığında az kalmıştı ölümüne. Bekliyordu koca oğlanı. Belki gelirde pişman olduğunu söyler, yine yalvarır diye. Jeon, gittikten sonra büyük oğlan rahat edebilecek miydi? Bir engeli olmadığını düşünerek hayatına devam edebilecek miydi? Sahile geldiğinde iskelenin oraya doğru yürümeye başladı. Giderken aklında tonla şey geçiyordu. Cebinden telefonunu çıkarıp saatte baktı. 11.56 geçiyordu ve daha 1 saat vardı ölümüne. Acı acı gülümsedi. Böyle olmasını istemezdi, hiç istemezdi. Aklından keşke hiç o çıkma teklifini kabul etmeseydim, diye geçirdi. Artık çok geçti, hemde çok. Derin derin nefesler alıp sakinleşmeye çalıştı. İskelenin ucuna oturup düşünemeye devam etti ama zaten az bir zamanı kalmıştı nefes alabilmesi için. Bacaklarını kendine çekip kollarını bacaklarının etrafına doladı.
Ağlıyordu.
Büyük oğlan düşünüyordu, doğru mu yapmıştı? Yoksa ona bağlanıp daha mutlu olabilir miydi? Saatlerdir eski mesajlarını okuyordu, çok mu ağlıyordur şu an? Yada ne yapıyordu? Yazmalı mıydı? Ayaklarına kapanmalı mıydı? ağlamaması için yalvarabilir miydi?
İnsanlar gider anılar kalır
Bu anıları silebilir miydi? Tüm gün bunları düşünmüştü, canı yanıyordu ama Eunwoo doğru söylemiş olabilir miydi? Derin bir nefes alıp kendine gelmeye çalıştı. Bu anlarda kim yanında olurdu? jimin olurdu yada Hari'yi becermekle meşgul olur. Bunları hatırlamazdı, Taehyung’u seven onu aldatmalarıyla mı sevmeli? Onu olduğu gibi mi kabullenmeliydi? Yoksa büyük oğlan değişir miydi?
Telefonu koltuğa koyup başını geriye attı ama yine dayanamadı. Jungkook ile olan mesajları hoşuna gidiyordu. Telefonu açınca saatin tam 12 olduğunu gördü. Aklına ilk öpüştükleri yer aklına geldi. Oraya gitmek istiyordu ama biricik sevgilisinin cesedini göreceğini nereden bilebilir ki? O oraya giderken Jungkook çoktan denize atlamıştı. Nefessiz kalmaya başlayan küçük çocuk hiç bir şey yapmıyordu, sadece acı çekiyordu.
Gören 2-3 kişi toplanmıştı etrafına ama çocuk gözden kaybolmuştu. Bir insan dakikalarca suyun altında kalırsa ölmez miydi? Görenler çıktığını düşünerek kendi yollarına çekildiler. Taehyung yürüyordu, sadece yürüyordu bu yolun sonu neresi olacak? Küçüğün soğuk teni mi? Yoksa gireceği boşluk mu? Aradan saatler geçmişti Taehyung yürüyordu, Nereye gideceğini bilmeden yürüyordu. Jungkook kalmamıştı, onun soğuk teni kalmıştı. Derin bir uykuya dalmıştı, asla uyanamayacağı bir uyku.
---
Taehyung, dayanamıyordu. Gece yarısıydı ama eve gitmek istemiyordu. Duvarlar onu boğuyordu, biricik sevgilisini istiyordu. Onu öpmeyi, sarhoş eden kokusunu içine çekmeyi. Bunları düşünürken mesaj geldi telefonuna. sevgilisinden ama o yazmazdı, gururu buna el vermezdi. Meraklanarak habersiz bir şekilde baktı mesaja.
Jeon
Merhaba
Jeon beyin yakını mısınız?Taehyung
Evet
Siz kimsiniz?Jeon
Yakınınızın cesedi denizde bulundu
Bulunduğun da yapabileceğimiz bir şey yoktu ne yazıkkı
Başınız sağ olsunGözleri dolmuştu oğlanın bitanesi ölmüştü hemde Taehyung orda kıyıdayken
Taehyung
Nw?
Nwtde şyan?Jeon
*konum bilgileri*
Gelip eşyalarını alabilir misiniz?
Yoksa başka bir yakını var mı?Taehyung
Omun wn yskımı
BwminJeon
Anladım
Tekrardan başınız sağolsun---
Başına kaynar sular döküldü. Biricik sevgilisi ölmüş müydü?
Taehyung çaresizdi. Onu kurtaramamıştı, yapma, diyememişti. Gelen ilk arabayı durdurup gitmesi gereken yeri söyledi. Bir yandan düşünüyordu.Ne yaptım ben çocuğa?
Sikeyim beynimi
Başkasına uyan kafamı sikiyim
Titriyordu her zerresi titriyordu.
Sevgilisi için deliye dönmüştü. Kendini hiç iyi hissetmiyordu. Sahile gidince ambulansı gördü. Kimseyi aldırış etmeden koşarak üstü örülmüş cesedin yanına gitti. "Özür dilerim, özür dilerim. Beni affet sevgilim. Lütfen..." Sözleri hiç bir işe yaramıyordu. "Lütfen beyefendi, cesede yaklaşmak doğru değil." Taehyung kimseyi dinlemiyordu. Delirmiş gibiydi."Onu geri getirin, yalvarırım."
"Efendim, bu mümkün değil."
O an beyninin içinden bir ses yankılandı. Biricik sevgilisinin sesi. "Buradayım, Taehyung."
Buz kesildi, hiç bir şey yapmadı. Öylece durdu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı. Gözünün önünde üstü örtülen ama açıkta olan parmağının oynadığını gördü. "Yaşıyor! Yaşıyor, o yaşıyor! Gördüm, parmağı oynadı!" Doktor derin bir iç çekti. Kadın, cesedin yüzünü açıp nabzını kontrol etti. Evet, nabzı atmıyordu."Beyefendi nabzı atmıyor, çekilir misiniz? Onu götürmemiz gerek."
Taehyung delirmişti, onun sesini duymak istiyordu. Özür dilemek, yalvarmak istiyordu. Elini tuttu sevgilisinin. Gözlerine bakmak istedi, sesini duymak istedi. Doktorlar odadan ayrıldı, kısa zaman vermek istediler, son defa görmesi için. Kulağına yaklaştı küçüğün. "Çok soğuksun, sevgilim. Üstündeki çok ince, üşüyor musun? Hadi sevgilim, ölmene inanmak istemiyorum. Hadi, kalk evimize gidelim. Söz veriyorum bak bu sefer gerçekten söz veriyorum, gitmeyeceğim. Tutmadım bu sözümü bir kere, biliyorum ama son kez şans versen bana? Yüzünü kara çıkarmayacağım söz veriyorum, sana. Kalk gidelim, ısıtayım seni. Çok mu acı çektin? Özür dilerim, güzelim." Göz yaşları arasında boğulmuştu büyük oğlan.O an anladı ama kabul etmedi. "Ben çok iyi bir yerdeyim, sevgilim." Tekrar onun sesini duymuştu. "Evimize gidelim, lütfen." Dışardan Taehyung'u izleyen kadın içinden genç oğlan için dua etti ve tekrar odadan çıktı. Onu deliler hastanesine almayı planlıyordu, kadın. Bir kaç dakika daha bekledikten sonra Taehyung'un yanına gitti. "beyefendi, lütfen artık çıkar mısınız?" Kadın o an vazgeçti. Belki de o kadar çok seviyordu ki bu hale düşmüştü. Alışacak, yavaş yavaş. Diye düşündü kadın tekrardan. Taehyung'u zorda olsa odadan çıkarıp soğuk bir su verdi. Taehyung hâlâ kendine değildi, kendine gelmiyordu. Zihninde hâlâ Jungkook'un sesi vardı. Onu duruyordu ama görmüyordu. Deliriyordu. Kadın eline eşyaları vererek geri gönderdi. Evine döndüğünde sinirli bir Hari ve onun yanında Eunwoo vardı. "Bunlar bizi ayırdı, sevgilim." Taehyung'un zihninde yankılanan ses ile elinde ki eşyaları yere bırakıp direkt Eunwoo'nun üzerine yürüdü. Onun yüzdendi, o ayrılın, dedi!
Tüm gücüyle Eunwoo'ya yumruk atıp yere itti, onu. Aklında ki tek şey jeon’du. Dövüyordu, Eunwoo’yu. en acısı neydi biliyor musunuz? Eunwoo jeon’un abisiydi ve taeden hoşlandığı için yapmasıydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Okyanus/taekook bxb/
JugendliteraturOnunla sevgili olmam doğru mu? Bilmiyorum ama kırıcı konuştu hemde çok kırıcı.