0.9

197 47 108
                                    

Oy ve yorum lütfen 🎆
•••

"Tilkilerin uçamadığını kimse sana söylemedi mi?"

Çimenin üstünde dizlerimin üstüne oturmuş suçlu çocuk gibi ellerimi önümde bağlamıştım. Minho üstünden kalktığımda zorlukla doğrulmuş ve göğsünü ovalamaya başlamıştı. Suçlulukla yutkundum. Gerçekten üstüne düşmüştüm ve tanrı korusun ki düştüğümüz yerde taş felan yoktu. Aksi takdirde kendimi asla affetmeyeceğim türden şeyler yaşanabilirdi.

"Özür dilerim."

Kaşlarını çatmış bir halde baktı ardından ise seslice nefesini verdi. Dudağımı ısırdım. Sinirlenmişti. Sinirlenmişti ama neden olduğunu tam anlayamamıştım. Ağrıdan dolayı gibi durmuyordu. Neden- "Ben tutmasam ne olacaktı peki?"

Sorduğu soruyla irkildim. Bunu bilmiyordum ama tehmin yürütürsek ters düştüğüm için muhtemelen büyük hasar alacak çığlık atıp hayatımda olan ilk kaçma girişiminin intihar olarak nitelendirilmesine neden olacaktım. Yine de... Tutmak? Sadece oradan geçmiyor muydu? Sahi. Minho bu saatte neden bizim evin arka kısmına bakan balkonumun altındaydı ki? Kafamı kaldırdım ve kaşlarım çatık bir şekilde ona baktım. "Tutmak? Neden burada olduğunu anlamıyorum. Teşekkür ederim düşüşüme kısmen engel olduğun için ama..." Gözlerinin içerinde baktığımda büyük gözlerini kaçırdı. "Sebebini öğrenebilir miyim?"

"Babana yeni projeleri verecektim."

"Saat gecenin biri."

Aniden bana döndü. Ciddiydi ama söyledikleri saçmaydı. "İş dediğimiz şey öyle zaman dilimi beklemiyor küçük tilkicik."

"Yalan söylüyorsun ama yine de ısrar ediyorsun."

"Bak sen. Önceki o kelimeleri birleştiremeyen çocuğa ne oldu öyle? Bir anda evden kaçan ve kendini tutana laf söyler olmuş."

Gıcık ifadesi ve her dediğinin doğru olmasıyla yutkundum. Biraz haksızlık ediyor olabilirdim. Sonuçta evden kaçan yani hızlı iş çeviren bendim. Bir dakika. Gecenin bu saatinde buradaysa o da gizli iş çeviriyor demekti. Geniş kot pantolonumu sıktım ve başımı tekrar kaldırdım. Önceki korkak çocuğu yenmek için şu an buradaydım. Kendimi daha ileri taşımak için yaşıyordum şu an. Eski halime geri dönmemek için elimden geleni yapıyordum ve madem şu an buradaydı o zaman bana cevap verecekti. "Tek gizli iş yapan ben değilim. Gecenin bu saatinde burasın üstelik işi bahane ediyorsun. Babam evde iş yapmaya kar-"

"Seni özlediğim için geldim."

Duyduğum şeyle durdum. Az önce içimi kaplayan o özgüven duygusu hala vardı ama... Kalbim bir anda fazla atmış beni savunmasız hale getirmişti sanki. Gözlerimi kıprıştırdım. Bana bakıyordu. Gülmüyordu. Dalga geçer gibi bir hali de yoktu. Bir süre birbirimize baktık öylece. Beni inceledi. Yutkundum. Güzel... Bakıyordu. Anlamıyorum. Ben... Ben eğer böyle derse yanlış anlardım tamam mı? Daha önce kendimi sorgulamayan biriydim, cinsel kimliğimi keşfedememiştim ve bu... Bilmiyorum. Saçma şeyler düşünmemeliyim. O Lee Minho'ydu. Lee ailesinin yeni Ceo'sundan bahsediyorduk.

"Kafamda şu an neler dönüyor o kadar belli ki... Ah Tanrım. Herneyse. Unut gitsin." Bacaklarını kendine çekti ve kollarını dizlerinin üstüne koydu. Bana bakmayı kesmişti böylece. "Aptal tilki."

Aklıma linossun gelmesiyle derin bir nefes aldım. Eğer öğrenmek istiyorsam aslında yarışmaya beni götürürse konusunu bir şekilde açabilirdim. Evet. Sanırım bunu sağlamalıydım.

"Minho." Dizlerimin üstünde yürüdüm ve iyice yaklaştım ona. Bana dönük değildi bedeni ama bir anda yaklaşıp yanına çökmemle irkilip bana dönmüştü. Bi tık yakın olabilirdik ama ne ben ne de o sorun etti bunu. "Gitmek istediğim bir yer var. Beni... Götürür müsün?"

Alazia •hyuninho•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin