Her kesin bu hayatta bir çok hedefi vardır. Ancak o hedefler içerisinde bir tanesi olur ki, onu her şeyden daha çok istersin. Ve onun için elinden gelenin en fazlasını yaparsın. Bu zaman zarfında karşına bir çok engel çıksa da, hepsini birer birer aşarsın. Ben bu mesleği kazandığımda hedeflerimden birine ulaşmıştım. Fakat o büyük hedefi hâlâ elde etmemiştim. Bazıları bu mesleği intikam için seçtiğimi söyleseler de, bu çok yanlıştı. Ben buraya intikam için değil, adalet için gelmiştim. Ve burada adaleti sağlamadan yolumdan asla geri dönmeyecektim....
1 hafta sonra...
Bir kaç gün sessizce geçip gitmişti. Fakat yine de içimde tuhaf bir hiss vardı. Sanki her an kötü bir şey olacakmış gibi hissediyordum...
Ermeniler Karabağ'ı işgal ettiklerinden beri topraklarımızda geniş çaplı mayın gömme işleri yapmışlardı. Tabii bu da bir çok günahsız insanın hayatına mâl olmuştu ne yazık ki. Devletimiz mayın haritalarını vermelerini talep etse de, asla kesin haritaları vermiyorlardı. Aslında o kadar çok mayın gömmüşlerdi ki, belki kendileri bile artık nereye mayın yerleştirdiklerini bilmiyorlardı. Topraklarımızı işgalden azat ettikten sonra arazileri mayından temizlemek için devletimiz diğer ülkelerle, en çokta kardeş Türkiye ile sıkı işbirliği yapmaktaydı. Bazen bazı bölgelerde mayınların bulunması görevi Rus barış güçlerine verilse de, bölgedeki en büyük zararın onlar olması gerçeğini değiştirmezdi...
Bu gün hava güneşliydi. Öğlen saatlerinde gözlem noktasında etrafı gözetlerken aniden bizim bulunduğumuz bölgeye ateş açıldı. Siperlerin arkasında saklanarak onlara karşılık verdik. Ateş ve patlama sesleri kulakları tırmalarken birden durdu. Bir az bekledikten sonra tam ayağa kalkmıştım ki, birden Sergey'in arkamdan "Dikkat et!" dediğini duydum. Hızla koşarak arkamızda fark etmediğimiz el bombasına tekme attı. Beni hızla yere itip kendisi de üzerime düştü. Bombanın gökte patlamasıyla kulaklarım çınladı. Bir kaç saniye olanların şokunu atlatmaya çalıştım. Etraf çok sessizdi. Sanki zaman durmuştu. Sergey yavaşça üzerimden kalkıp dizleri üzerinde durdu. Beni de kollarımdan tutup kaldırarak oturmamı sağladı. Yüzümü avuçlarının arasına alıp buz mavilerini gözlerime sabitledi.
"İyi misin? Bir yerine bir şey oldu mu?" Sesinde ve gözlerinde endişe vardı.
Ellerimi onun ellerinin üzerine koydum. Yutkunarak "İ-iyiyim" diyip ellerini yüzümden çektim yavaşça.
Sinan'la Ferit koşarak yanımıza geldiler. Sergey ayağa kalktı. Diğerleriyse endişeyle halimi sorup ayağa kalkmama yardım ettiler. Bense iyi olduğumu söyleyerek onları sakinleştirdim. Daha sonra Sergey bir şey demeden yanımızdan ayrıldı...
🔥
~Sergey'den
Akşam olduğunda Hayk'ın kendi odasına girdiğini gördüm. Tam da kapısını kapatıyordu, ayağımı içeri salarak izin vermedim. İçeriye girip kapıyı sertce kapadım. Beni gördüğüne hiç memnun değildi. Anlamaz bakışlara bana baktı.
"Birinin odasına girerken kapıyı çalma nezaketini sana öğretmediler mi, üsteğmenim?"
"Boş boş konuşmayı kes de bugün olanları açıkla bana hemen!"
Sanki dediğimi anlamamış gibi aptal rolü oynamaya başladı gerizekalı.
"Gün içinde bin türlü olaylar oluyor. Ben ne bileyim hangisinden bahsediyorsun, Seryogacım".
Gitgide sabrım tükeniyordu. Gözlerimi kapatıp derin nefes aldım sakinleşmek için.
"Mesela bizim de bulunduğumuz bölgede atışma gibi şeylerden bahsediyorum. Hani az kalsım canımıza mâl olan".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tatar kızı
AdventureAyşe çocukluğundan beri babası gibi asker olmak arzusuyla yanıp tutuşur. İkinci Karabağ Savaşı'nda babası Rehim Kerimbeyli'nin şehit olmasıyla da bu dileğini gerçekleştirmek kararını verir. Askeri keriyerine başlayan Ayşe teğmen rütbesine yükselir...