AFFET 14. BÖLÜM

235 21 6
                                    

BU KALBİMİ AFFETSEN ADLI HİKAYEMİZİN 1. KISMININ SON BÖLÜMÜDÜR. O YÜZDEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ÇOK BÜYÜK BİR MERAKLA BEKLİYORUM. HİKAYEYE KISA BİR ARA VERECEĞİZ AMA SONRA ÇOK ACAYİP BÖLÜMLERLE DEVAM EDECEĞİZ. UMARIM BEĞENİRSİNİZ YAZARKEN ÇOK AMA ÇOK DUYGULANDIĞIM BİR BÖLÜM OLDU AYRICA MEKTUP HAKKINDA GÖRÜŞLERİNİZİ DE AYRIYETEN PAYLAŞIRSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM. KEYİFLİ OKUMALAR!

KALBİMİ AFETSEN 14. BÖLÜM

Küçük fırtına bulutları gökyüzünde toplanmış tüm hışmıyla ağaçların dallarını birbirine çarptırıyor, oluşan uğultu da genç kadına bir haykırışın acı soluğu kadar derinden geliyordu. Belki de bu haykırışların sahibi gök değil kendi yüreğiydi kim bilir? Keşke zalim yüreğinin buyurduğu bu dolu acı fısıltılara, öfkeli haykırışlara, suçlayıcı sözlere de sağır olabilseydi... Keşke ruhu bir okyanusun en derin sularında boğuşuyormuş gibi canhıraş yorgun düşmeseydi...

Nisa oturduğu tahta bankta amaçsızca baktı etrafına. İnsanlar koşuyor, yürüyor havadaki ağır neme rağmen mutlu görünüyordu, kendisi bu kadar acı çekerken nasıl yüzlerinde bir gülümsemeyle dolaşabilirlerdi? Görmüyorlar mıydı ruhunun hezeyanlarını?

Sonra o da görmez duymaz oldu. Otel odasından çıktıktan sonrası ve buraya oturduğu ana kadar geçen süre belirsizdi zihninde zaten. Nerede olduğunu ve buraya nasıl geldiğini bile bilmiyordu. Rüzgâr tüm hırsıyla yüzüne vurduğunda uzun zamandır içinde tuttuğu bir hıçkırık kaçıverdi dudaklarından. Sonra sevdiği adamı terk etmek için kullandığı tüm güç uçup gitti yüreğinden. Bedeni büyük sarsıntılarla titrerken, dudaklarında acı dolu bir haykırış koptu; çığ gibi büyüyen yalnızlığına yaver misali.

İleri geri sallanırken titremeyen acımayan tek bir uzvu yoktu. Kollarıyla sardı Nisa kendini. Gözlerini kapattığı o kısacık an adamın yuva kokan güvenli sığınağında olduğunu düşündü. Sadece bir saniyeliğine bir rahatlama sardı benliğini ama onun çam kokusunu duyamayınca yine bir panik dalgası vurdu ruhunu. Korku tüm duyularını felç ederken bir haykırış daha firar etti konuşmamaya yemin etmiş dudaklarından.

Özlemle sızlıyordu her yanı. Ellerine baktı istemsizce. Ona, dokunamadan nasıl yaşardı ki artık? Nasıl bir daha nefes alabilirdi? Nisa "Al benden bu acıyı!" diye yalvaramıyordu bile yaratana. Bu acı giderse sanki gerçekten kaybederdi sevdiği adamı.

"Kaybettin zaten." diye bağırdı ilk defa acıdan boğulmuş sesiyle. Dilinden dökülen bu iki kelime öyle çok acı, öyle çok hayal kırıklığı barındırıyordu ki, aklında dönüp duran girdaplara teslim oldu genç kadın. Dizleri üstüne çökerken ellerini açtı gökyüzüne. "Ne olur kaybetmemiş olmayayım Allah'ım. Ben başka hiçbir şey istemem senden. Bir tek o. Bir tek onunla bir şans daha ver bana! Öldürme beni ne olur! Dayanamıyorum zaten. Devam etmem için bir ışık bahşet bu kuluna. Bir umut bahşet yüreğime. Bahşet ki yakmayayım yangınımla masum olanları da!"

Gökyüzü bir şimşekle aydınlandığında yorgun bedeni çöktü olduğu yere. "Teşekkür ederim. Teşekkür ederim..."

Ağlarken bir yandan da sürekli bu iki kelimeyi mırıldanıyordu. Bu ışık ölümün kıyısında sallanan Nisa'yı hayatın içine geri çekmişti sanki. Belki bu sadece göğün yeryüzüne armağanıydı ama genç kadın bu ışık huzmesine aşka tutulur gibi, yeniden nefes alabilir gibi sıkıca bağladı yüreğinin her telini. Umut diye bir name dolandı diline yüreğinden titreyen bu ezgiyle...

Orada ne kadar oturdu ne kadar ağladı bilmiyordu genç kadın ama her zamanki gibi bir ses sardı onu şefkatiyle.

"Nissa küçüğüm geldim. Bana bak ufaklık."

Nisa baktı Lucas'a. Çaresizce baktı. Onun kollarına sığınırken bir kez daha aktı gözyaşları.

"Kaybettim Lucas. Terk ettim onu."

KALBİMİ AFFETSENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin