biliyordum

12 1 4
                                    

Çocukların yanına döndüğümüzde rüzgar modumun düşük olduğunu anlayınca hemen bana sarıldı ve ne olduğunu sordu. Konuşmak istemediğimi söyleyince fazla üstelemedi. Tam oturduğum sırada çocuklar bedencinin çağırdığını söyleyip kalktılar. Arkalarından onlara baktığım da koşarak arka bahçeye gittiklerini gördüm. Uzun zamandır işimiz var deyip gidiyorlardı. Bu yüzden onları takip etmeye karar verdim.

''gitmem lazım sonra sizi bulurum '' dedim ve koşarak peşlerinden gittim.

Arka bahçeye gittiğim de biraz yorulmuş olsam da onlara görünmeden bir ağacın arkasına saklandım.

'' TOPRAK , NERDESİN ABİ ''  diye bağırdı mert. Ne yani toprağın yanına mı gelmişlerdi. Bana çok yakın olmayan büyük bir ağacın arkasında biri el salladı. Bu kişi toprak olmalıydı. Onlar oraya doğru giderken çaktırmadan yaklaştım onlara. Artık ne konuştuklarını duyabiliyordum.

'' en son böyle ağladığında... '' dedi ve sustu soner

Bir dk toprak ağlıyor muydu? İyi de neden ağlıyordu?

'' alev için ağladın dimi '' dedi mert. Benim için mi ağlamıştı?

'' anlat hadi , ne oldu kardeşim '' dedi mert

'' onu rüzgarla sarılırken gördüm...kanım kaynadı, kalbimin büyük bir parçası koptu, ona yumruk atıp aleve sarılmak istedim. Ama yapamadım. Ne hakla yapacaktım ki? Ben onun hayatında kimim ki? '' 

sen benim yeşim gözlü oğlanımsın , kalbimin imkansız sahibisin dedim içimden.

'' herkese zarar veriyorum ablam da benim yüzümden gitti, alevim, güzelim, bal güzelim de benim yüzümden ağladı. Acı çekti... ''

güzel bir acıydı , bir daha olsa bir daha çekerim yeşim gözlü oğlanım dedim yine içimden.

'' işe yaramaz aptalın tekiyim ''

evet öylesin

'' onu korumak için ona yalan söyleyen, acı çektiren bir aptalım. Annesinin tehdidi yüzünden aleynayla sevgili rolü yapmak zorundayım  ''

'' keşke en başında bana gelseydin yeşim gözlü oğlanım, şimdi bana her şeyi anlat '' dedim ama bu sefer içimden demedim. Saklandığım ağacın arkasından çıkıp dedim. Nasıl bu kadar sakindim bilmiyorum. Galiba beni sevdiğini öğrenmek bana garip bir huzur getirmişti.

'' bal güzeli ''

'' yeşim oğlan ''

'' en başından anlat bana neler olduğunu ki seni süründüreyim '' dedim

'' sizi de kovuyorum çocuklar bizi derse beklemeyin ve çantalarımıza sahip çıkın '' dedim

'' hadi kalk bakalım biz de gidiyoruz ''

'' nereye gidiyoruz ''

'' Allah bilir '' dedim ve kolundan tutarak çıkışa doğru çekiştirdim. Güvenliklerin bizi pek taktığı yoktu. Bu yüzden çıkarken hiç bir şey dememişlerdi. Toprağın motoru bıraktığı yere doğru yürümeye başladık. Bu süre zarfın da hiç konuşmamıştı, ben de konuşmamıştım. Tepki vermem, annemin neden böyle bir şey yaptığını sorgulamam gerekirdi ama umurumda değildi o an. Tek düşündüğüm toprakla ne yapacağımızdı. Motorun yanına gittiğimiz de bana döndü ve '' nereye gidiyoruz '' dedi.

'' nereye istersen oraya gidelim, sadece rahat konuşalım yeter '' dedim.

Kafasını salladı ve motordan kaskları alıp kendi kaskını taktı ve bana da önceden de taktığım kaskı verdi. Tabi ki ben yine klipsi takamamıştım... Oflayarak toprağa döndüğüm de yüzünde hafif bir tebessümle beni izlediğini gördüm. Utanmış olabilirim de olmayabilirim de.

bir bakışta yok olmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin