Günler sonrasında eve girmeyi başarabilmişti Minho, evin kapısından içeri girdiği ilk andan beri Jisungla yaşadığı her şey aklından geçiyordu. Mutfakta, salonda, diğer tüm odalarda. Her birinde Jisung var gibiydi. Yatak odasının kapısına geldiğinde kapının koluna dahi elleyemedi, gözlerinin dolduğunu hissetti. Kendini zorladı, içeri girdi. Gözleri odanın içerisinde gezdi, her şey zihninde canlanıyordu, yatağın üzerinde bir tane flash bellek vardı. Yatağa yaklaştı ve flash belleği tuttu, kaşlarını çattı.
İzlemek için bilgisayarı kucağında aldı, flash belleği bilgisayara baktı ve videoyu açtı, bir dakika kırk üç saniyeydi.
Video şöyle başlıyordu;
Jisung kamerayı ayarlayıp geri çekildi, yatağa oturdu. Saçlarını düzeltti. Derin bir nefes aldı. "Şimdi, aslında nasıl başlayacağım hakkında bir fikrim yok. Nasıl davranmalıyım, sinirli mi olmalıyım ya da üzgün mü? Kameranın karşısına geçip ağlamam mı lazım, ya da senden nefret ettiğimi söylemem mi? Bilmiyorum minho, fikrim yok. Umarım bu videoyu umursayıp izlersin. Ölmeden önce çekmiyorum bu videoyu sevgilim, hareketlerin her soğuklaştığında biraz daha çektim bu videoyu, her sertleştiğinde süreyi uzattım. Beni aldattığını öğrendiğim gece ise bitirdim bu videoyu." Jisung gözlerini kameradan çekti, bir süreliğine başını eğdi. "Ben seni her zaman güzel anılarla hatırlayacağım sevgilim." Dağınık saçlarıyla, kızarmış yanaklarıyla hâlâ çok hayat dolu duruyordu, konuşurken aralarda duraksıyor ve gülümsüyordu. Sustu ve etrafına baktı, masanın üzerine uzandı, bir kâğıt aldı, "Bana yazmışsın bu notu, ne zaman olduğunu bilmiyorum." Bakışlarını nota indirdi ve okumaya başladı, "Güzel sevgilim benim, bebeğim, aşkım, canım, değerlim." Yorgun bir şekilde sırıttı, devam etti, "Şimdi ben değilde o kıza söyleyeceksin değil mi bunların hepsini?" İç çekti, bakışlarını nota yöneldiğinde gözleri dolmuştu, "Çok güzeldin bugün, sevmeye doyamıyorum seni." Bir damla yaş sağ yanağından süzüldü, "Yanaklarını ısırmak istedim." kıkırdadı, kameraya baktı. "Meğersem ne güzel sevebiliyormuşsun, sevilmenin ne olduğunu unutmuşum. Tüm ilgini ve sevgini ona verebilirsin artık, ben yokum çünkü. İntihar nedenimi hiçbir zaman unutma Minho. Her zaman hatırla, hep aklında olsun, hiç unutama çünkü ben de unutmadım, ben hep senin nefretinle yaşadım, canın istediği zaman seviyordun beni. Canın istediği zaman aşık olurdun bana, canın istediğinde sarılır, canın istediğinde sevgilim olurdun benim. Onun dışında soğuk, kaba ve aptal olurdun sevgilim." Elinin tersiyle gözyaşını sildi, "Ama teşekkür ederim, kısa bir sürede olsa senin sayende güzel anılarım oldu hayatımda. Bu videoyu silme hiçbir zaman. Çünkü bu sadace ölmeden önce bıraktığım bir şey değil, duygularımı anlatıyorum, yıllarca sevgimden sustuğum şeyleri anlatıyorum, belki de ilk saniyesinden kapatmışsındır bu videoyu, eğer öyle bir şey yaptıysan inan ki en kötü insan olacaksın gözümde, yıllarca dinlemedin beni, şimdi de dinlemezsen, senden nefret edeceğim."
Sıkıntıyla başını eğdi. "Konuşmak çok zor geliyor, yazmakta. yazmaya başladığım an ellerim titriyor, ağlamadan, sızlanmadan yazmak o kadar zor ki. Video çekersem daha iyi olur diye düşündüm, belki de nasıl hissettiğimi anlarsın diye. Ne dersem diyeyim saçmalık diyip kapatacaksın. Cümlelerimi toparlayamıyorum, hiçbir şeyden haberin yok, şuanda onun yanında bile olabilirsin hatta. Ama ben seni hâlâ çok seviyorum, özür dilerim."
"Sana aldığım kolye hâlâ duruyor mu, çöpe mi bastın yoksa? Sadace bir gün taktın sanırım, kaldırdın sonra. Ama biliyor musun, senin aldığın bileklik bileğime batıp kanattığında bile çıkarmadım."
"Onca şeye rağmen seni suçlayamıyorum."
Video kesilmeden önce kafasını kaldırdı ve kameraya baktı Jisung.
"Olurda beni özlersen, yıldızlara bak. Her birinde ben olacağım. Aptal gibi hâlâ senin için parlayacağım."
Video tam burada kesilmişti. Minho kafasını kaldırdı, hiç düşünmeden bilgisayarı kapatıp gelişigüzel fırlattı yatağın ucuna. Ağlamamak için dudaklarını birbirine bastırdı.
...
....
UF
bu ficin amk.
gidiyom