BÖLÜM 1: Yılların Yorgunluğu

60 20 41
                                    

Sevgili Savaş ,

Evimde şöminenin sol köşesine geçmiş olanları sindirmeye çalışıyorum. İçimde kıpır kıpır dolaşan tek bir soru var yalnızca. Neden ? Hayat, eğer bir şeyi çok istersen onu sana verir der annem hep. Ve ben anneme çok güvenirim. O, asla bana yalan söylemez çünkü. Savaş, yalnızca şu soruma cevap ver. Söz bir daha rahatsızlık vermeyeceğim. Annem yalan mı konuşuyor?

Sevgilin Yakamoz

***
5 yıl sonra

Saat sabahın altısı. Ve ben aptal gibi uyanıp okula gideceğim. Bayağı iyiymiş(!) Her neyse yataktan kalkıp masamın yanında duran okul çantamı alıp direkt alt kata indim. Babam yine başımdan aşağı bir sürü soru yağmuru yağdırıyor. Neşeli kızının son beş yıldır hayata küsmüş olmasını kendine yediremiyor. Ama olsun hangi insan her şeyi kendine yedirerek yapmıştırki.

Kimseyi umursamadan kapıyı sertçe çekip okul yolunu tuttum. Gittiğim üniversite evime yakın olduğundan yürüme gidip geliyorum.

Sınıfa vardığımda dersin başlamasına on beş dakika kalmıştı.En arka sıraya geçip telefonumla oyalanmaya başladım. Ardından profesör Ahmet hoca içeri girdi. Hepimize kağıdı imzalamamızı söyledi. Sıra bana geldiğinde imzalayıp mağarasına çekilen ayı edasıyla arka sıraya koşar adım gittim. Tam o anda telefona bir mesaj geldi. Tam açıp okuyacakken Ahmet hoca seslendi, "Yakamoz bu ders işlediğimiz konu hakkında bize biraz bilgi verebilir misin? Dinlemediğini göre gayet iyi biliyorsun. " "Ş-şey hocam konumuz neyd-"derken bütün sınıf kahkahaya boğuldu. Hoca herkesi susması için uyardı ve derse devam etti. Ben ise kendimi o kadar rezil hissettim ki. Hiç dinlemeden sadece hocayla göz teması kurarak dersi tamamladım.

Ders çıkışı sınıftan Merve yanıma geldi. "Yakamoz, gel bahçeye inelim " dedi. Zaten ben cevap veremeden kolumdan çekiştirdiği için kalkıp isteksizce yürümeye başladım.

Ardından aşağıya indik , bir kamelya ya oturduk ve bana sevgilisi Mert'i anlatmaya başladı. Mert'de bizim üniversitedeydi. Ama bölümlerimiz farklıydı. Biz Türk dili ve edebiyatı okuyorduk. Mert ise makine mühendisliği okuyordu.

O, Mert'le olan ilişkisini bana anlattığı sırada bir şey farkettim. Ben Merve'yle her konuştuğumda beş yıl önceki kendimi görüyor gibi hissediyordum. Merve de son derece enerjik ve şakacı bir kızdı. Tam o anda içimde bir his belirdi. Eğer Savaş'la ayrılmasaydık biz de onunla Merve ve Mert gibi olabilirdik. Bunu düşününce boğazım düğümlendi ve öksürmeye başladım. Merve konuşmayı bırakmış endişeyle yardım feryatları koparıyordu. Ardından gözlerim karardı ve yere düştüm. O kadar sert düştüm ki bir an için kafamın yarılacağını düşündüm. Tam o sırada bir çocuk yanıma geldi ve beni tuttu. Hemen ambulansa bindirildim. Sonrasını hatırlamıyorum

Yağmur YıllarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin