BÖLÜM 2: Yaralarımı Saracak Kişi

40 18 36
                                    

Gözlerimi açtığımda etrafıma bakındım. Merve ve yanında sanıyorum beni tutan çocuk vardı.

Birkaç saniye sonra Merve başka bir tarafa yöneldi. Gözlerim beni tutan çocuğun gözlerine kaydı. Ardından onun da gözleri benim gözlerime kaydı. Kalbim utanç ve hüzün duygusuyla doluydu. Ama gözlerimi gözlerinden ayırmadım. O da kendi gözlerini benim gözlerimden ayırmadı. Bir süre o şekilde kaldık. Gözlerime izin verdim ve onları onun mavi gözlerinde dinlendirdim.

Bir kaç dakika sonra yanına siyah kapüşonlu bir çocuk geldi. Beraberce koridorun soluna doğru ilerlediler.

Ardından bir doktor geldi ve felçli olup olmadığımı bir iğne batırarak kontrol etti. Ve bana gayet iyi olduğumu son birkaç yıldır yaşadığım psikolojik durumların beynimi etkilediğinden dolayı böyle bir durumla karşılaştığımı söyledi. Ve odadan çıkmak için kapıya doğru ilerledi. Gitmeden önce son bir kez arkasını dönüp "Birazdan asistan doktorlarımız gelip seni servise çıkaracaklar. " dedi. Ve kapıyı kapatıp çıktı.

Aradan geçen birkaç dakikanın ardından bir grup asistan doktor geldi ve beni servise çıkardılar. İçlerinden birisi bana Merve'nin birazdan beni görmeye geleceğini söyledi. Tamam, dedim. Ve odadan çıktılar. Ardından Merve doktorlara teşekkür edip içeri girdi. Bana sarıldı. Sarıldığı an sol göğsümün altında bir sızı hissettim. Merve doktorların bunun çok doğal olduğunu çünkü bu tarz psikolojik olaylarda kalbin bundan etkilendiğini söylediğini söyledi.

Merve bana odaya geldiğinden beri bir farklı bakıyordu. Benim abarttığım konusunda emindim lakin bu son bakışlarının imâsız olduğunu bilmek için alim olmamız gerektiğini hiç zannetmiyorum. Hemen sordum. "Merve söylemek isteyip de söyleyemediğin bir şeyler var sanırım. Yanılıyor muyum? " dedim. "Şey aslına bakarsan yanılmıyorsun. Aksine çok haklısın. Hazırsan başlıyorum. Çünkü ben söze bir kere başlayınca beni bir daha durduramazsın. " dedi. Ona"Gayet hazırım. Başla. "dedim.Ardından hınzırca bir bakış atıp lafa daldı. Bak Yakamoz anlıyorum şu Savaş konusu... Pek onu unutamıyorsun. Sakın ağzını dahi açma unutamadığın her halinden belli. Özellikle son zamanlarda onu daha fazla düşünüyorsun. Düşünüyorsun ki hayata karşı bu denli umursuzsun. Ama bir taraftan da bencilsin Yakamoz. Babanın ne hallerde olduğundan haberin var mı? Zavallı adam aylardır her sabah beni arayıp bana seni eski haline getirmem için bana yalvarıyor. Her sabah onun adına bir kez daha üzülüyorum. Ve bu bunalımdan çıkmak için Deniz, yani hani şu kapıda durup sen yoğun bakımdayken günlerdir seni izleyip yaralarını sarmak için her şeye razı olan mavi gözlü çocuk. Yakamoz ona bir şans ver. Merve'nin söylediği onca sözün arasında aklıma takılan tek bir kelime vardı. "Günlerdir, günlerdir, günlerdir, günlerdir... " aklımdan bunca kez bu sözü tekrar ederken Merve'nin sözünü kestim. "Günlerdir? "." Evet Yakamoz sen günlerdir burada yatıyorsun. Bugün tam beş gün oldu. O çocuk beş gündür per perişan. Ama senin takıldığın şey bu. Bunca sözümden ne anladın bilmiyorum. Ama bu çocuğu üzme. Görüşmek üzere.",Tam kapıdan çıkarken seslendim. "Merve! "," Efen-dim! "Telefonum nerede. Çünkü aklım hala geçen gün hoca beni tahtaya kaldırmadan önce telefonuma gelen mesajdaydı. ", Sinirle telefonu cebinden çıkardı ve bana uzattı. " Al! ", Sakince teşekkür ettim ve odadan çıktı.

Telefon ekranında şöyle yazıyordu. "Snapchat'ten 555 bildirim" ve Whatsapp'tan tamı tamına "555 görüntülü ve sesli arama". Bir anda içime bir ürperti geldi. 555 savaşın uğurlu sayısıydı çünkü lisede okul numarası 555 di ve lise dönemi onun en başarılı olduğu yıllarıydı. Acaba bu sadece kafamda kurduğum bir senaryo muydu? Yoksa savaş geri dönecek miydi? Peki yaralarımı saracak doğru kişi kimdi? Mavi gözlü sakin ruhlu hiç kimsem olmayan Deniz mi? Yoksa ela gözlü savaşçı ruhlu gençlik aşkım Savaş mı? Bence cevap çok basit. Peki ya siz ne düşünüyorsunuz?

yaaa neden kimse kitabımı okumuyor
Okunmak için illa smut mu yazmam gerekiyor gerçekten çok kırıcısınız

Yağmur YıllarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin