9. Bölüm -HÜMA-

7 2 0
                                    

Derken eve gelme saati gelmişti. Beni emre bırakmak yerine meriç bırakacaktı. Yolda Emre'nin neden artık beni bırakmadığını sordum. Emrenin sorunları varmış onları halletmesi gerekmiş. Herkese buz gibi soğuk davranıyormuş. Muş muş ta miş miş bıkmıştım artık millet sorunu var diye ona iyi davranıyorum ama burada beni merak eden yok! Oh ne âlâ ne memleket bacım! Eve gidip duş alıp kendimi uykuya verdim. Uyandığımda saat sabah beş buçuk civarlarında kapı çaldı. Kapıda kimse yoktu. Çocuklar zili çalıp kaçmıştır değip içeri girdim. Emma içerde oturuyor? Ne? Ben bu kızı ne ara içeri aldım?

"Hey! Burada ne işin var senin?"

"Daha yeni beni içeri sen aldın ya."

Ah manyak kafam şuan kendimde değildim. Resmen bu kız benim aklımla oynuyordu amacı neydi ki? Konuyu fazla uzatmadan:

"Peki tamam kafam yerinde değil bu aralar üzgünüm"

"Sorun değil."

"Ben bir kahve yapayım o arada da ne için geldiğini konuşuruz olur mu?"

"Olur." Dedi umursamaz bir şekilde. Sabahın köründe burada ne işi vardı inanın bilmiyorum. Ama bir şeytanlık peşinde olduğu apaçık ortadaydı. Kahve yapıp yanına oturdum.

"Fazla uzatmadan söze başlamak istiyorum."

"Tabi,buyur."

"Sare.."

"Efendim?"

"Sen.."

"Ben?"

"Sen aslında..."

Yutkundu. Gözlerimin içine baktı sonra gözlerini geri çekti.

"Ben aslında ne? Açık konuş Emma anlayamıyorum."

Gözlerimin içine bakıp çantası alıp kaçtı gitti. Arkasından seslendim. Gitmeye çalıştım gidemedim. Ayaklarımı tutan bişey vardı. O an bağırmak istedim. Beni duyan var mı diye çığlık atmak istedim. Atamadım. Yapamadım. Sonra yüzüme bir su vuruşuyla uyandım. Bu.. bu... Bu Hüma'ydı. Hayda! Sen nereden çıktın? Hüma benim ablamdı. Aramızda 4 yaş olmasına rağmen hümoş diyordum onaa kısaca. Bir anda çıkmıştı karşıma.

"Sen İzmir'de değil miydin?"

"Öyleydim,ama İstanbul'a gelmeye karar verdim. Ne iyi yapmışim dimi!"

"Yaa,ne demezsin..." "Peki stajın? O ne oldu?"

"Niye buraya geldiğimi sanıyorsun şapşal! Seni özlediğim için gelmiş değilim herhalde. Stajım buraya alındı! Hemde senin oturduğun semtte! Taksim'de!!"

Hiç sevinmemiştim bu duruma. Çünkü Hüma ablam herşeyime burnunu sokan bir ablaydı. Özgür olmamı engelleyen biriydi. Yanımda olması... Bana iyi gelmeyecekti.

'peki..."

'hiç sevinmiş gibi durmuyorsun geldiğime geri gideyimmi?!"

"Yok be hümoş böylesi daha iyi gitme."

"Git deseydin de gitmem ki manyak karı."

Haklıydı. Onu burada aşağılayıp gömsem bile gitmezdi. Beni tek bırakmazdı.

"Heh,bu arada ne kabusu görüyordun öyle kan ter içerisindeydin. Yoksa evlendiğini mı gördün ahdhahsah."

"Şu saçmaliklarindan hâlâ vazgeçemedinmi hümoş!"

"Harbi ne görüyordun seni bir an tanıyamadım kızım."

"Önemli bişey değil. Hem saat kaç?"

"Yediyi.. yediyi çeyrek geçiyor. Niye? Randevun mu var bir çocukla? Uzun boylu mu! Kıvırcık saçlı mı! Yakışıklı mı!!"

"Hayır hümoş... Ben bir işte çalışıyorum"

"Okulun? Okumuyor musun? Ne işi bu?"

"blood horror.."

"O ne be?"

"İşimin adı. Blood horror."

"Ne işi bu kuaför falanmi?"

"Aman hümoş sonra konuşuruz bunu benim işim var ben kaçtımm!"

"Herşeyden kaç böyle kaç.. küçükken iğneden Kaçar gibi."

Tam o anda Meriç zili çaldı. Arabaya binip iş yerine gittik.

-son-

(ŞİMDİ ARKADAŞLAR BEN BUNUN DEVAMINI YAZDİM AMA SİLİNMİŞ KISA SÜREDE DÜZELTECEĞİM YAPTIĞIM HATAYİ OPUYORUMM😽❤️🎀😻)

𝐀𝐡𝐞𝐧𝐤 𝐒𝐚𝐫𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin