²² Çocukluk

350 66 80
                                    

Arkadaşlar bölüme geçmeden önce bir şey söylemek istiyorum. Olivia'nın diğer adı Abelia. Yorumda falan daha önce Abelia ismini fark etmeyenler var. Duyuru yapmam gerekiyordu. Çünkü Olivia'nın karakteri tamamen Abelia üzerine kurulu. Önemli bir detay bu. Kaç kere Abelia'dan bahsettim bir bölümde özellikle onun ismini öğrendiniz ama yine de unutmuş olabilirsiniz. Ben hatırlatmak istedim. Çünkü bu bir şahıs ismi değil, bir çiçek ismi. Anavatanı Çin olan çok da bilinmeyen bir çiçek ismi. Ben zaten özellikle özgün olsun diye Wattpad'de kimsenin kullanmadığından emin olduğum için bu ismi seçmiştim. Eğer hatırlamıyorsanız Olivia'nın diğer ismi Abelia. Bu gerçekten önemli bir detay. O yüzden açıklama yapmak istedim.

Keyifli okumalar, Minik Kelebeklerimm

22. Bölüm

Çocukluk

"Potter ve Snape! Bir daha uyarmayacağım, sessiz olun!" Olivia gülmemek için sıkıca dudaklarına bastırdığı ellerini yavaşça masaya yerleştirdi ve McGonagall'a özür dilediğini belirten bakışlar attı. James ise halinden memnunmuş gibi muzipçe sırıtarak arkasına yaslandı. McGonagall arkasına döner dönmez James tekrar Olivia'ya döndü. "İnanır mısın," (Parmağıyla Lenna Prews'i gösterdi.) "Bu kız bizim bina başkanımızı aldattı. Hem de-"

Olivia James'in sözünü keserek "Evan Rosier'la. İnanılır gibi değil." dedi. James de Olivia'ya katılıyordu. "Rosier de ne bulduğunuzu anlamış değilim." James ne dediğinin farkına vardığında her şey için çok geçti. Olivia dişlerini sıkarak James'e bakıyordu. "Ben özür di-" Olivia sırtını dikleştirerek James'e baktı. "Nefes almayı seviyorsan sus." James alt dudağını dişleyerek önüne döndü. Her zaman pervasızca konuşan patavatsız bir insan olmuştu. Ve az daha bu onun canına mâl olacaktı. Dersin kalanında Olivia tek kelime etmedi. Elinde olsaydı şu an James'i yerden yere vurabilirdi.

Jenna kafasını inanamıyormuş gibi salladı. Olivia ve James'in nasıl iyi anlaştığı bir yana dursun hangi ara bu kadar yakın olduklarını çözemedi. Sürekli kavga eden Olivia ve James bu ders sürekli bir şeye gülerek McGonagall'ı bile hayrete düşürmüşlerdi. "İnanılır gibi değil. James ve Olivia... Aynı cümleye bile koyamıyorum." Sirius bakışlarını ikisinden ayırarak "Kesinlikle ben de anlayamadım." dedi. Aslında Sirius böyle olacağını biliyordu. Çünkü ikisini de tanıyordu. Tek yapması gereken ikisinin de birbirini tanımasını sağlamaktı. Görünüşe göre başarmıştı da.

McGonagall dersi bitirdiğinde James ve Olivia hem şaşkın hem de sinirli bakış yolladı.  Kimse ikisinin arasında ne döndüğünü anlayamamıştı. James ve Olivia'nın arasındaki buzların kırılması oldukça uzun bir zaman almıştı ama kimse bu sürece tanıklık etmemişti. Şimdiyse sınıftaki bütün öğrenciler şaşkınlıkla ikisine bakıyordu.

🦋

Olivia parmaklarını hafifçe birbirinden ayırarak yüzüne gelmemesi için engel olduğu güneş ışınlarına baktı. Yaşamak güzeldi, daha doğrusu yaşayabilmek. Olivia da hayatından keyif alıyordu, aklına ailesi ve korumak zorunda olduğu kardeşi Maya gelmediği sürece. Olivia'nın gözleri Pandora'nın parmağındaki nişan yüzüğüne kaydı. "Gerçekten sevilmek nasıl bir duygu?" Pandora Olivia'nın bunu kendisine sorduğunu fark edince bakışlarını istemsizce yüzüğüne çevirdi. Kocaman gülümsemişti anında. "Bilmiyorum, Liv. Sanırım tarifi imkansız bir duygu. Yani içim içime sığmıyor, sürekli gülümseyesim geliyor."

Olivia Pandora'nın anlatırken bile gözünün içinin güldüğünü fark etti. Sahi, aşk insana neler yaptırırdı?

"Sen onu bırak da yıllardır nefret ettiğin insanla bu kadar samimi olmak nasıl bir duygu, sen onu söyle." Olivia bakışlarını Gwen'den kaçırarak "Ben James'ten hiçbir zaman nefret etmedim ama sevmediğim doğrudur." dedi. Jenna karşısındaki kişinin Olivia olup olmadığından emin olamıyordu. "James mi?"

Serendipçe • JAMES POTTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin