"Kabul ediyorum" aslında bunu söylememe bile gerek yoktu çünkü bu teklifi ederken Aras en başından beri biliyordu, kabul edeceğimi. " yarın ki davete beraber gideceğiz o zaman" davet mi ama ben ne giyecektim, saçımı nasıl yapacaktım bide onlara uyumlu makyaj yapmamız lazım aslında yarenle kolayca hallederdik bence yarene baktığımda o zaten bana bakıyordu.
gözlerinde ki tilkileri görmemek için kör olmak gerekirdi zaten ve anlaşılan gözlerindeki parıldamalara bakarsak güzel bir kombin yapmıştı bile "neden beraber gidiyormuşuz pardon?"
"sevgilim olarak daha doğrusu sahte sevgilim olarak" ay kıçımın kenarı sanki nikâhıma alacağım seni
"zaten başka türlüsü olamaz"
"aynen öyle"
"iyi" aslında çok da güzel olurdu ama gıcık kapmıştım hayır yani bir insan nasıl bu kadar yakışıklı ve çekici olabilir ve tam bir gıcık " sekiz de dışarıda ol" emirde veriyor nerde terbiye nerde ahlak tam başımı sallayıp onaylayacakken Aliş'in üç kere belli bir ritimde göz kırptığını fark ettim yani bana kabul etme diyordu yine bir şeyleri planlıyordu ama hadi hayırlısı
" ben bizim tayfayla geleceğim sende kendi tayfanla gel" deyip sürekli çıkmak nasip olmayan depodan çıktım. Arkamdan kaşlarını çattığını hissedebiliyordum ama umurumda filan değildi. Ağaçların arasından ilerledikten sonra arabalarımızın getirildiğini gördüm.
Hızla kendi spor arabama ilerlerken Alişlerin kendi arabaları olduğu için endişelenmeden arabanın içine kendimi atıp, motoru çalıştırdım. Hız ivmesi gittikçe artarken aklıma geçmişin anıları doluşmaya başlamıştı bile.
FLASHBACK*
6 yaşında ki Asel arabanın arka koltuğunda ailesinin arabanın radyosundan açtığı son arzum şarkısına eşlik ederken; uykularını zehir edecek, travmalara yol açacağı şeylerden habersiz mutlu bir şekilde eşlik ediyordu.
Aradan geçen yarım saat sonra küçük çocukların masallardaki hitap ettiği kötü adamlar Asel'in hayatını tepe taklak edecek planlarını uygulamaya başlamıştı. Takip edildiğini anlayan Işık ailesi arkalarındaki siyah aracı atlatmaya çalışıyordu.
Belki de her şeyi hisseden küçük Asel huysuzlaşarak onları sakinleştirmeye çalışan ailesini reddediyordu. Eğer onları son göreceği anlarda olduğunu bilseydi onlara sımsıkı sarılır, kokularını doya doya içine çekerdi çünkü o kokuyu bulabilmek için parfüm markası bile kurmuştu. Ama anne kokusu bambaşkaydı ne yaparsa yapsın bulamamıştı.
O sırada amacına ulaşan siyah araba onları sıkıştırmıştı bile Işık ailesini bayıltıp beyaz bir depoya getirmiş, Asel'in gözü önünde onları öldürmüştü. Bu da yetmezmiş gibi bir gün boyunca ailesinin cesetleriyle baş başa kalmıştı. O gün depoda yankılanan iki kurşun sesi iki nefesi kesmiş. Diğer hayalet kurşun ise Asel'e ölümden beter günler sunmuştu...
FLASHBACK SON*
Geldiğim yere daha doğrusu anıların beni getirdiği yere beyaz depoya gelmiştim. Depoya giden yollar boyunca Selvi ağaçları dikmiştim.
Anlamı ölümün ve karanlıkların ağacıymış. Bende beni ailemin ölümüne ve karanlık dünyayla tanışmamı sağlayan depoya giden yolları bun ağaçlarla süslemek istemiştim. Deponun yanına ise yaşam ağacını
dikmiştim annemin ve babamın ruhlarının burada yaşadığını inanıyordum ve onlara yanlarına gelmem için sebep ve gelmemem için sebepler yazıp gömüyordum. Bence onlarda bu sebepleri okuyup onların yanlarına gelmediğim için bana kızmıyordu
. Bunların hiçbirinden Aliş ve Yarenin haberi yoktu her ortadan kaybolduğumda nerde olduğumu sormazlardı onlara göre ben asla hata yapmaz, kendimi korurdum peki kendimden beni kim koruyacaktı işte o problemdi.
Neyse onlar bilmesin gerek yoktu depoya ilerlediğimde dizlerim titremeye başlamıştı buraya hiçbir zaman girememiştim birilerini tutar onlara temizletirdim aslında orda sadece duvardaki tablolar vardı onlarda annemin çok istediği tablolardı ve babamın en çok istediği araba kendi kafamda onların dileklerini gerçekleştiriyordum.
, Deponun kapısının kupuna uzandığımda titreyen ellerimle yarım saatlik bir uğraş sonucunda kilidi açmıştım. Onların katilini bulmadan girmeye yüzüm yoktu o yüzden içeri bakıp kapıyı geri kapattım. Yaşam ağacına ilerlerken dayanamayıp yere düştüm. Yaşam ağacındaki kuşların uçup gitmesini sağlayacak bir çığlık attım ve ağlamaya başladım.
https://pin.it/f7k1DpP3E (buradan izleyebilirsiniz)
Ne kadar geçti bilmiyorum ama gözyaşlarım bitmişti. Hem annemin misafirlerini de kaçırmıştım kızmasın bana bir daha çağırırım ben onları " An-annem geldim b-bak size geldim" ağlamaktan kısılmış sesimi öksürerek düzeltmeye çalıştım "özür dilerim misafirlerini rahatsız hissettim az kaldı bir ay dan az kaldı geleceğim yine sebeplerimi sıralayacağım merak etme olur mu" ?
"seni çok özledim babam geleceğim tekrar yanınıza merak etmeyin" ölüden farksız adımlarımla depoya gidip kitledim ve boynuma anahtarı astım. Anahtar kolye gibi olduğundan sıkıntı çıkarmıyordu.
Arabama binip evime doğru yol aldım Alişler büyük ihtimalle yemek yiyorlardır bende açtım ama onların yanına gidip neden böyle olduğumu sormayıp direk neden kabul ettiğimi soracaklarından onların yanına gitmeyip yatak odama çıkıp uyudum.
YOU ARE READING
ASEL
Romanceailesinden kalan teknoloji krallığını korumaya çalışan Asel ve onunla ortak olmak isteyen Aras ortaklıkla yola çıkan Aras ve Asel bu yolda nelerle karşılaşacaklardır. -Seni kime sorsam çok soğuk ve acımasız olduğunu söylüyorlar. -Beni benden öğren...