☆
Sunghoon'dan,
Az önce konser sırasında bayılan bu çocuğu tekrardan kucağıma aldım ve hemen arabaya bindim. Arka koltukta oturan Jay'e, şoför koltuğuna geçmesini ve arabayı onun kullanmasını söyledim.
Kucağımda duran genci, arka koltuğa yatırdım. Benimde oturmama yer kalması için ayaklarını, bacaklarımın üstüne koydum. Benden daha uzundu. İncecik ve uzun bacakları vardı.
Kısa sürede bir hastaneye vardık. Yaralı genç, iyi olduğunu söylüyordu ama yine de morluklarının olacağını öngördüm. Hemen bir sedye istedim.
Doktor gerekli muayeneyi yaptığında, bir sorun olmadığını ama biraz dinlenmesi için bugün hastanede kalmasını söyledi. Tabi ki ben de onunla kalacaktım. Sonuçta burada kalmasına sebep olan bendim.
Odaya girdiğimde hemşire birkaç işlem tamamlıyordu. Beni gördü ve 'tekrardan geçmiş olsun Niki Bey' dedi ve odadan ayrıldı. Bu sayede ismini öğrenmiştim. Niki'nin yanındaki küçük koltuğa oturdum ve ona döndüm.
"Çok özür dilerim Niki. Hepsi benim hatam. Bu gece burada kalacakmışsın. Bende seninle buradayım. Bana ihtiyacın olan her şeyi söyle, çok acıyor mu?"
"Özür dileme. Senin hatan yok. Benimle falan da kalma. Birine ihtiyacım yok. Senin gibiler hızı sevmez misin, neden hızlı sürmüyordun?"
Pek anlamadığımı belirten bir şekilde kafamı kaşıdım. Hız ne alakaydı, hızlı sürmekten kastı neydi? Neden yanında olmamı istemiyordu?
Onu rahatlatmak için elimi, onun eline uzattım. Fakat o elini aniden geri çekti. Rahatsız olduğu belliydi. Yatağında doğruldu ve,
"Bana bir daha asla dokunma!"dedi.
Neden? Neydi bu tavrın arkasındaki neden. Zor şeyler mi yaşamıştı. Ne derdi vardı. Kafamda bir sürü soru vardı. Biraz rahatlaması ve benim düşünmem için odadan çıktım.
Kapının önünde Jay ve Heeseung vardı. Onları da peşime paspas etmiştim.
"Neyi var kanka? İyi mi?" dediğinde Jay'e endişeli bir surat yaptım. "Bilmiyorum, çok garip, çok değişik biri. Belli dertleri var."
Onları daha fazla yormamak için evlerine gönderdim. Benim arabamla gidebileceklerini, ben yarın eve varabileceğimi söyledim. Ardından biraz daha düşüncelere daldıktan sonra Niki'nin odasına girdim.
Mışıl mışıl uyuyordu. Yeterli uyumadığını belli eden göz altı morlukları, sürekli kaşlarını çatmasından oluşan yüz çizikleri ve kurumuş dudakları... Bir süre sadece onu izledim.
Nasıl biri, neden bu kadar soğuk, nerede yaşıyor, ailesi kim diye düşünürken aklıma ailesine haber vermediğim aklıma geldi. Niki'nin telefonundan onun ailesini arasam neler olabileceğini düşündüm.
Neden ailesini çağırmamıştı. Fazla endişeleneceklerini mi düşünüyordu. Yine de her şeye rağmen, ailesinin bilmesini istedim. Ayrıca gece burada kalacaktı. Haberleri olmalıydı.
Yattığı yerin başucunda olan Niki'nin telefonunu elime aldım. Ekranı kaydırmamla birlikte hemen telefon açılmıştı. Şifre koymamasına şaşırmıştım. Sanırım rahat bir kişiliği vardı.
Ailesine olay ile ilgili bilgiyi daha iyi vermek için telefon sekmesine girdim. Kişiler bölümüne girdim ve neye uğradığımı şaşırdım. Bu bölümde hiç numara yoktu. Nasıl yani?
Bir insanın telefonunda kayıtlı nasıl kimse bulunamazdı? Annesi, babası, arkadaşları, akrabaları... Belki bir şey bulurum diye arama geçmişine baktım ama yine de kimseyi bulamadım.
![](https://img.wattpad.com/cover/370652950-288-k409815.jpg)