5

5 2 0
                                    

Donmuş Dallarda Çiçek

İyidir beraber olmamız

Yaklaşmış, değişik.

Duyulur çevrenin gürültüsünde

Issız

Bizde bir şey eksik.


Belki de bir şey fazla, yıllarca bilmedik

Çökmüş birdenbire ağır:

Bir kırık gülüşte

Yitik

Ümitsiz hatırlanır.


Bulmak gibi tıpkı

Karlar altında kayıp uzanırken ova

Yolu kendiliğinden,

Donmuş dallar esen ılık rüzgâra

Çiçek açar çekingen.


Aldanarak, unutulmuş

Senin yolun ayrı, benimki ayrı

Az sonra ikimiz de yalnız

Kısa bir zaman için, saat beş suları

İyidir beraber olmamız.



Gidiyordu işte. Nasıl bu sona sürüklenmişlerdi, aklı almıyordu olan biteni. Çoktan binmiş olmalı gemiye, ne olacak şimdi, kim okuyacak mektuplarımı? Koskoca şehirde yapayalnız, nereye gitmeli, ne konuşmalı, ne yapmalı? Nasıl yapardı onlara bunu, yok, olmayacaktı böyle. Biliyordu Orhan, bu böyle bitemez, bitmemeliydi.

Gideli kaç gün geçti bilmiyorum. Duru telefonlarını açmıyor, her zaman yuvada hissettiği deniz şimdi Orhan'a soğuk, sevdiğini elinden almış bir cani gibi görünüyordu.  Her gün aynada gördüğü kişiden tiksinmeye başlamıştı, kendisine benzemiyordu Orhan o gittiğinden beri. Evde her yere saçılmış mektuplar, yarım uykular, aç susuz kalkılan sofralar. Bulmalı, ne yapıp edip bulmalı onu.

Sahile gitmeye başladı. Seninle keşfetmiştik burayı. Sen kıyıda koşardın, peşinde ben. Sen yoksun, kum taneleri, kayalar, dalgalar, ufuk, hepsi seni soruyor bana. Cevap veremiyorum, başım eğik. Almıyor aklım, aklımız. Seni bekliyoruz .

Günler günleri kovalıyor ben seninle olan anılarımı kovalarken. Bu sabah ne var ne yok topladım evden çıkarken; tüm yazılarımız, eşyalarımız. Sen ve bana, bize ait ne varsa getirdim. Kış geliyor, yazı görebilme umudumu kaybettim, sen yokken anlamı yok yaz akşamlarının. Dinlene dinlene kazıyorum, bizi gömebilmek için. Hepsini koyuyorum, unutmamak için bakınıyorum, bir kağıt parçası rüzgara teslim oluyor, yakalayamıyorum, olsun, dünyaya son hediyemiz.

Toprakla üzerini kapattıktan sonra güneş batmış, yeni fark ediyorum. Sen severdin gün batımını, benim aksime. Ben gün doğumunu severdim, uyanıp seni izleyebilmek içi, kızardın. Denize doğru gidiyorum, seni görebilme umuduyla. Su ılık, yürüyorum derine doğru, dizlerime, omzuma, boynuma, tamamdır. Buluşacağız artık.



*

Duru gözyaşları içinden seçmeye çalışıyordu, bir mektubu bitirip diğerine geçiyordu Orhan. Okudukça doluyor, nefesi kesilecek gibi oluyor, anlıyordu. Nihayet hepsi bittiğinden ayakta durmakta güçlük çekti, dizleri taşıyamadı bedenini, yere yığıldı. 

Duru hiç düşünmeden koştu yanına. Gözleri buluştuğunda, Duru yanına sokuldu Orhan'ın, başına boynuna gömüp çekti içine kokusunu. Sırtında el hissetti, saçlarında, kollarında. Yüzleri buluştuğunda konuştu Orhan.

''Buradasın.''

''Buradaydım.''

''Seni çok bekledim.''

''Özür dilerim.''













Kayıp Şehirdeki BuzdağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin