Berru'dan
1 hafta geçmişti...
Annemi ve babamı kaybedeli 1 hafta olmuştu. Asla alışamamıştım bu duruma, kabullenmiyordum ki öldüklerini. Evde odalarda gezerken sanki her an annem ya da babam bana seslenecekmiş gibi hissediyordum. Bir haftadır her gece rüyalarıma giriyorlardı.
Mehmet'in durumu da kötüydü. Doğru düzgün yasımı bile tutamıyordum. Çok etkilenmişti bu durumdan, iyice içine kapanmıştı.
Amcamlar bizde kalıyordu. Bana pek iyi davranmasalar da pek konuşmuyordum. Laf söyleseler susuyordum. yetim kalmıştım ben, eskisi gibi cevap veremezdim. Tek akrabam onlardı çünkü. Ve bir de doğduğumdan beri hiç görmediğim dayım vardı. Nasıl hayırsızsa ablasının cenazesine bile gelmemişti. Annem onun genç yaşta Almanya'ya gittiğini söylemişti. Neden küs olduklarını sorduğumda cevap vermiyor, geçiştiriyordu.
Bir haftadır her gün olduğu gibi mezarlığa gitmek için hazırlandım. Mehmet'e de ceketini giydirip yanıma aldım. Mehmet'i onlarla tek bırakmıyordum.
Dışarıya çıkacakken mutfaktan çıkan yengem bizi durdurdu. "Nereye?"
Yüzüne bakmadan cevapladım, "mezarlığa."
"Her Allah'ın günü mezarlığa gidiyorsun yani?"
Yaptığı iğrenç imayı duymamazlıktan geldim. "Hadi Mehmet, yürü."
Kapıda amcam ve kuzenimle karşılaştık. Yengemin sorduğu soruyu amcam da sordu. "Nereye?"
"Mezarlığa."
Yengem amcamın elindeki poşetleri alırken konuşmaya başlamıştı. "Bende sordum nereye diye. Mezarlığa dedi. Her gün mezarlığa mı gidilir canım? Hayır yani başka yere gidiyorsa haberimiz olsun diye diyorum bende."
"Ne diyor yengen? Nereye gidiyorsun?"
Ben acı çekerken onların yaptığı imalar beni sinirlendirmişti. Benim annem, babam ölmüştü. Ama onların iğrenç zihniyeti neler düşünüyordu! Artık kendimi daha fazla tutamadım ve bağırdım. "Benim annem ölmüş, babam ölmüş, nereye gidebilirim? Yaptığınız bu imalara daha fazla katlanamam!"
"Bana bak! O sesin bana yükselmesin! Amcan var senin karşında!"
"Amcana saygılı ol."
"Amcalık oynayacağına önce karını sustur!"
Yengem üzülmüş gibi yaptı, "aa ben senin iyiliğini istiyorum kızım. Bu kadar nankör olma."
Kuzenim dayanamayıp araya girdi. "Ben götürürüm onları."
Onları dinlemeyip dışarı çıktığımızda Mehmet'i yine durgun gördüm. Bu çocuğun yanında böyle şeyler yaşanmaması gerekirdi.
Kuzenimi beklemeyip önden yürümeye başladım. "Canım, kolun acıyor mu?"
Mehmet olumsuz anlamda kafasını salladı. Kuzenimin ayak seslerini duydum. Yanımıza geldiğinde Mehmet'in saçını okşadı.
"İyi misin?"
Sorduğu soruyla sinirlerim iyice bozuldu. Annesi ve babasına karşı susması onu da onlar gibi kötü yapardı.
"Canını sıkma. Her zamanki annem."
"Canını sıkma demekle olmuyor. Ben herşeyin farkındayım Ali. Bu davranışların, annenin bu lafları. Ne yapmaya çalıştığını anlıyorum. Saf değilim."
"Annem ne yapabilir sana? Aldırış etme."
"Babam hayatta olsaydı, amcam bana böyle davranır mıydı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM
RomanceAilesinden, kimliğinden kaçmak isteyen Arman öğretmen olur ve sıkıcı şehirden güzel bir köye yerleşir. Sevdiği kızla evlenme hayalleri kurarken ne geçmişi ne de düşmanları onun peşini bırakmaz. Babasının kirli geçmişinin bedellerini o öder. En kötü...