-1-

206 13 52
                                    

Merhabalarrrr beni burda görmekten sıkılmış ve hattaaa bıkmış olabilirsiniz ama kopamıyorum içimde hep bir kitap yazma isteği var o yüzden tekrar burdayımm. Bu benim ilk askeri kurgum olacak mükemmel birşey beklemeyin lütfen askerlik hakkında pek bir bilgim yok Google bakarak yapacağız birşeyler.

Öyleyseee

Yazım yanlışları varsa affola.

İyi okumalar...

Askerlik yıllarımın başında aslında bu hâlâ geleceğimi bilseydim sadece 6 ay askerliğimi yapar geri dönerdim ancak ben geri dönmemiş birde üstüne üstlük aşık olmuştum hemde bir yüzbaşına. Hadi gelin size en başından anlatayım. Ben Emre Karaaslan onbaşıyım. Askerliğimi uzatmak asla aklımda yoktu ama birden o çıkıp gelmiş ve bana askerliğe devam edip onbaşı olmamı söylemişti işte sırf bu yüzden burdaydım. O kim mi? O yüzbaşı Hürkan Gügen Binbaşından sonraki en önemli kişi. Ve bizim karargahın en önemli ve yakışıklısı.

Benim ve onun arasında oldukça fark var ama arsız kalbim ona tutulmakta oldukça arsızdı ve ona tutuldum. "Onbaşım?" Diyen sert bir ses duyduğumda hızla düşüncelerimden sıyrıldım ve asker selamı verdim "Buyrun yüzbaşım" dediğimde hürkan gülmüş ve elimi indirmem için bir işaret vermişti "Onbaşım bu aralar hep dalıyorsun bir ara odama gel bunu konuşalım ancak şimdi bölüğünü içtimaya çıkar ve sende katıl" dediğinde hızla elimi başıma götürmüş "Emredersiniz Yüzbaşım" diyerek arkamı dönüp yürümeye başlamıştım.

Yüzbaşının bölük dediği ise yeni gelen askerlerdi 30 kişi falanlardı ve onları eğitmek tamamen benim sorumluluğumdaydı saat daha erken olduğu için onları kaldırmamıştım ama yüzbaşım ne isterse o olurdu. Hızla askerlerin kaldığı koğuşa girdim ve en yüksek sesimle "Koğuş kalk!" Diye bağırdım. Çoğu kişi hemen kalkıp ayaklanırken birkaçı hâlâ uyuyordu bu hallerine sırıttım çünkü aynısını bende yaşamıştım ama onlara bu tarafımı göstermemem gerekiyordu. "Hadi nazlılar 15 dakika içinde kalkıp hazırlanıyorsunuz ve bahçeye geliyorsunuz yüzbaşının emri ile içtima yapacağız." Diyerek çıktım koğuştan onlar hazır olana kadarda kendime kahve yapmakla uğraştım.

Biz içtimadayken birinin bizi camdan izlediğini görmüştüm ama kim olduğunu tam anlayamamıştım ve bu yüzden biraz heyecan yapıp bir haraketi yanlış yapmıştım tabi askerlerim de benimle uğraşmışlardı biraz. Şuan ise yemekhanedeydik hepimiz bir masaya oturmuş yemeklerimizi yiyorduk "Onbaşım siz bu aralar biraz fazla mı dalgınsınız acaba?" Diyen bir asker ile ona döndüm "evet biraz öyleyim aklım birşeylere takılıyor ama beni boşverin zaten yüzbaşı beni bu yüzden uyaracak bugün" dediğimde hepsinin yüzü düşmüştü beni seviyorlardı ve ceza alacağımı düşünmüşlerdi.

Aslında bende öyle düşünüyordum bana ceza verebilirdi hemde beni camdan izleyen oysa birkaç gün ceza bile alabilirdim çünkü askerlik dediğimiz dalgınlığa gelebilen birşey değildi. "Beni merak etmeyin yemeğinizi yediyseniz 1 saat aranız var takılın istediğiniz gibi eğer 1 saat içinde gelmezsem Kaan seni görevli seçiyorum hepsini koğuşa sok" dediğimde Kaan mutlulukla gülümsemiş ve sonra hepsi kalkıp farklı yerlere dağılmışlardı. "Onbaşım?" Diyen kişi ile hızla arkama baktım.

Gelen kişi mert'ti yani askeriyede ki diğer onbaşı "Buyrun onbaşım?" Dediğimde yavaşça yan taraftaki sandalyeye oturdu "Sizde birşeyler var gibi merakımdan geldim kötü bir haber mi aldınız yoksa?" Dediğinde hızla kafamı salladım dalgınlığımın tek sebebi aşk sarhoşu olmamdı evet önceden de böyleydi ama bu aralar kendimi fazla salmıştım toparlanmam lazımdı. "Hayır aksine aslında size söylemek konusunda pek emin değilim ama ben aşık oldum yani bir süredir aşığım ama bu aralar kendimi ona fazla kaptırdım" dediğimde şaşkınca bana bakıyordu Mert.

"Herşeyi beklerdim ama aşık olmanızı asla beklemezdim dışardan sert görünüyorsunuz" dediğinde sorun yok dercesine başımı salladım o da kolunu omzuma attı ve dostça bir tavırla omzumu ovdu "Düşünmeyin böyle belki o da sizi seviyordur ve aşkınıza karşılık bulabilirsiniz" dediğinde umutla gülümsedim tam o sırada iki göz gördüm kolumdaki ele sinirle bakan iki göz Yüzbaşımın gözleri. Dudaklarıyla "Beni takip et" dediğinde hızla masadan kalktım "Çok teşekkürler Mert yardımın için ama yüzbaşı beni bekliyor sanırım bu konu için ceza alacağım" dedim ve hızla yüzbaşının odasına ilerledim.

Kapının önüne geldiğimde çok gergin ve stresliydim çünkü yüzbaşı gerçekten bana herşeyi yapabilirdi. Yavaşça kapıyı tıklattım ve içerden gelen "gir" komutu ile hızla içeri girdim Hürkan "kapı" dediğinde hemen kapıdaki anahtarı çevirdim ve kapıyı kitledim kesinllikle burdan canlı çıkamayacaktım. "Otur Karaaslan" dediğinde masanın önündeki koltuklardan birine oturdum o da hemen karşımda ki koltuğa oturdu. "Söyle bakalım o piç niye sana dokunuyordu?" Dediğinde şaşırmama engel olamadım. Onu ilk defa küfür ederken duyuyordum.

Dudaklarımı büzerek "Sadece dalgın olduğumu fark etmiş ve ben yanındayım dedi" dediğimde kaşları daha çok çatıldı "Siktirsin senin burda yüzbaşın varken o kim oluyor?" Dediğinde daha çok şaşırmıştım neler diyordu bu adam tekrar büzdüm dudağımı ve tam konuşacakken hürkan "Şu dudaklarını büzmeyi bırak yoksa hiç iyi şeyler olmayacak" dedi ve benim arsız tarafımı uyandırdı en falza ne olabilirdi ki sonuçta? Tekrar büzdüm dudaklarımı ve herşey aniden oldu.

Hürkan hızla ayağa kalkıp bacaklarımdan tutarak kucağına aldı beni, bende hızla kollarımı boynuna doladadım tam ne yaptığını sormak için ağzımı aralayacakken dudaklarıma atıldı.

Biz en gizli aşktık
Biz hep saklanmaya mahkum olacaktık.
Ancak tek bildiğimiz vardı
Yüzbaşı onbaşından asla vaz geçmeyecekti.

Selaaaaaaaam

Nabersinizzzz

İlk bölümde öpüştürmüş olmam sizi şoka sokmasın diğer bölümner normal ilerleryecek sırf o bölümler için bu bölümde öpüştüler diğer bölümler neler olacak neler

Yıldızıma basar mısınız? ⭐

Sizi seviyorummm 🐰💗

Flys kaçarrr...

İl Mio Soldato (Askerim) | MengolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin