0.2

8 2 0
                                    

Uykumun arasından sesler duysam da gözlerim açılmamak için direniyordu.

"Maral!" Ses derinlerden geldiği için kim olduğunu anlayamıyordum. "Yanıyor kız." Üşüyordum.

"Güzel kızım, hadi aç gözlerini duşa gir." Başımı iki yana sallayarak örtüme daha fazla sarıldım.

"Yalçın!" Üstümden örtü çekildiğinde gözlerimi araladım. Çok soğuktu.

"Soğuk."

"Bu odanın hâli ne?"

"Bunu mu konuşalım şimdi oğlum? Kaldır kızı, duşa girmesi gerekiyor." Ağlamaklı sesler çıkararak örtüyü tekrar üstüme çektim.

"Ne? Ben mi sokacağım duşa anne?"

"Salak salak konuşma çocuğum! Banyoya götür, ayılır zaten."

"Ama..."

"Kız havale geçirecek biraz daha konuşmaya devam edersen."

Üstümdeki örtü tekrar çekildi.

"Üşüyorum." Gözümden bir damla yaş aktı. Çok soğuktu ve her yanım üşüyordu. Kalbim de ellerim de. Sırtıma ve bacaklarıma dolanan eller sayesinde havalanırken üşümem daha da arttı. Gözlerimi tamamen açmayı başardığımda banyoda olduğumuzu gördüm.

"Yalçın, üşüyorum." Onu görmem için kafamı kaldırmam gerekti. Gözlerime bakmadı. En çok acı çektiğim anlarda bana bakmazdı zaten. Alışmış olmam gerekiyordu.

"Duşa gir geçecek."

"İstemiyorum. Üşüyorum." Ağlıyordum. Bana baksın istemem bencillik miydi?

"Maral, geçecek diyorum."

"Geçmiyor." En sonunda gözlerime baktı. O kadar kendimde değildim ki ne olduğunu algılayamıyordum. Tek isteğim anlatabilmekti. Tir tir titrerken gözlerimi kapattım geçecek gibi. Yalçın'ın oflama sesi kulağıma dolduktan sonra bir yere bırakıldım, beton olamayacak kadar yumuşak bir yere. Gözlerimi tekrar açtığımda Yalçın'ın tek dizinde durduğumu fark ettim.

"Bunu yaptığıma inanamıyorum."

"Bana da inanmıyorsun." Ağzımdan kaçan şeyle tekrar bana baktı. Kaşları yine çatıktı.

"Sen bir daha hasta olma, yine başladın saçma sapan konuşmaya." Gülümsedim çünkü ona göre hep saçma konuşuyordum. Ben daha ne olduğunu anlamazken üstüme tutulan suyla gözyaşlarım hızlandı.

"Yalçın, soğuk!" Sesim titriyordu vücudum gibi.

"Sabret biraz, kapatacağım."

"Çok üşüyorum, lütfen kapat." Boştaki eli yüzüme gitti. Yüzüme yapışan ıslak saçlarımı kenara çekerken baş parmağını yanağımda gezdirdi.

"Olmaz."

"Zayıf anlarımı kullanmandan nefret ediyorum." Cümlem bittikten sonra su da kapanmıştı.

"Zayıf anını kullandığım yok! Aptal gözlerini aç artık!" Burnumu çektim. Neden ağlıyordum? Islak bedenimi tekrar kucağına aldı ve banyodan çıktı.

"Ben gidiyorum anne, daha da hiçbir şey yapmam." Tekrar yatağımdaydım. Yarım saat öncesine göre daha iyiydim.

"Üstünü değiştir hemen, hasta olacaksın sen de." Odadan çıkarken kapıyı da çarpmıştı.

"Güzel kızım, üstünü değiştirelim hadi."

"Ben hallederim Nilay teyze."

"Tamam, ben çorba yapıyorum sana hemen." Başımı salladım. O da odadan çıktığında dolaptan çıkardığım pijamalarımı giydim. Islak saçlarımı kurularken etrafa göz attım. Her yer darmadağın olmuştu. Kalemler dört bir yana saçılmış duruyordu ve masam da duygularımdan nasibini almıştı.

Sana Bensizliği VadetmedimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin