Sveden'in bakış açısından
13 gün sonraDayan.
N'olursun dayan!
Yalvarırım Leitha, dayan!Gözlerim buğulanıyordu. Nefes alışım gittikçe zorlaşırken kalbime giren bir sızıyla ayağım takıldı. Yürümeye devam ettim. Karlı yollarda ayağım kara bata çıka yürüyordum, ağzımdan nefes alıp verirken soğuk bir buhar çıkıyordu. "Leitha, dayan! Lütfen!"
Cevap gelmiyordu...
"Leitha yalvarırım!" Sesimin karlı dağın gür ormanlarında yankılanırken sesimin hızla bana döndüğünü fark ettim.
Gözlerim eminim ki ağlamaktan kırmızıya dönmüştü. Midem açlıktan guruldarken, bacaklarım ise yorgunluktan yürüyemez hale gelmişti. Ayaklarım şu toplamış, cildim soğuktan kurumuştu.
Yazın ortasında kış gelmişti, asla ama asla hayra alamet değildi. Leitha'ydı ağaçtan düşen ilk sararmış yaprağı gören. Bu yüzden başımıza bela gelmişti, tek yapabileceğim şey yürümekti. Etrafta kuş veya böcek sesi dahi yoktu. Sadece soğuk rüzgar kulağımdan geçiyor ve tiz bir ses oluşturuyordu.
Dudaklarım aralanırken burnum kapandığı için ağzımdan nefes alıp veriyordum. Dışarıya verdiğim nefeslerim donarken nefes aldığım zaman zorlanıyordum. Nefesim buz kesmişti.
Gözlerimden akan damlalar bile donarken yutkunmakta çok zorlanıyordum.
Dudaklarım, burnum soğuk hava yüzünden kapandığı için aralanmış kesik kesik nefes almaya çalışıyordu. Yutkunmakta zorlanırken kalbimin sıkışması yüzünden ölme korkusu yaşıyordum. Dağın tepesinde, yazın ortasında olmamıza rağmen kar fırtınası varken sırf sırtımda baygın olan Leitha ölmesin diye her şeyimi çıkartıp üstüne örtmüştüm.
Onun ölmesini göze alamazdım.
O benim dünyamdı!
Sırtımda minik bir hareketlenme hissedince kafamı Leitha'ya çevirdim. Gözlerini hafiften açıyor gibiydi. "Üşüyorum."
Nefesim korkudan hızlanırken bir kenara çekilip Lei'yi ağacın kenarına oturttum."Dayan Leitha..." dedim, pantolonumu çıkartırken. "N'olur dayan..."
Gözlerimden akan göz yaşı yüzümü ıslandırırken nefesim titrek çıkıyordu.Hepsi benim suçumdu...
Biliyordum! Başından beri onun meraklı, hayalperest, hırslı, maceradan hoşlanan birisi olduğunu biliyordum! Ona umut vermemeliydim...
O lanet krallıktan kaçmasaydık belki...
Belki Leitha şuan sağlıklıydı!Çantamdan makas çıkardım. Kaçtığımız o gün kavga etmiştik. 'Bu makas ne işimize yarayacak? Origami mi yapacağız!' dediğinde, 'işimize yarayacaktır Lei!' demiştim.
Elimdeki pantolonun bacaklara ayrılan kısmını oval bir şekilde kesip Leitha'nın kafasından geçirdim. Bacak kısımlarını ise kollarından geçirirken yüzünün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Ayağımdaki ayakkabıyı çıkartıp çorabımı çıkarttım. Narin elleri buz tutmuşken çoraplarımı ellerine geçirdim. Biraz kendi kendine mırıldanıp bir kelime dahi olsa konuşabildi. "Kokuyor..."
"Biliyorum Leitha. Evet, kokuyor. Hem üstümdekilerimiz hem de biz! Hayal et! Düşünsene sıcacık bir küvette duş aldığını! Düşünsene şömine önünde güzel bir kahve içtiğimizi!"
Dayanmalıydı...
Dayanmak zorundaydı! O Leitha! O bu dünyada tanıdığım en değerli, en güzel, en cesaretli, en komik, en sadık ve en zeki kişiydi! O her zaman neşe ile dünyaya bakardı.En ciddi ortamlarda bile mizah yapabilecek bir kızdı o!
Benim için o kardeşim sayılacak kadar önemliydi!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece İkimiz
AventuraKadınların hor görüldüğü, ırkçılığın çok olduğu, içkinin ve zinanın olduğu, her türlü yalanın olduğu Kroud Krallığı'nda dış dünyaya çıkmak yasak. Tüm bu iğrenç duruma karşın Leitha dış dünyada yaşamın olup olmadığını bilmese dahi çıkmak istiyor. Özg...