1.1

4.1K 766 919
                                    

bol yorum 🪼

***

Jisung'un mesajı ile beraber yaptığı kahveyi tezgahta bırakan Minho direkt odasına geçip üstüne az önce attığı tişörtünü geçirirken "Minho?" diye seslenen annesi ile "Jisung'a gidiyorum!" diye seslenmiş ve terliklerini giyip evden çıkmıştı.

Aileleri alıştığından gecenin ikisinde gitmesine annesi şaşırmazdı biliyordu, asansörü beklemeyip hızla merdivenleri inmiş ve yan binaya girdiği gibi koşarak üst kata çıkmıştı. Sonunda kata varmış, zaten bildiği şifre ile eve girmişti.

Evden çıkmadan aldığı beyzbol sopası ile tetikte bir şekilde hareket ederken kapı sesini duyan Jisung "Minho!" diyerek yerinden fırladığı gibi koşarak hole geçti ve elini uzatan çocuğun elini tuttu iki eliyle.

"Kim var orada?" diye seslendi Minho mutfağa doğru ilerleyip, sopayı da kaldırmış ağır ağır ilerlerken gelmeyen sesle "Başka bir şey duydun mu?" diye sordu. Jisung korkarak kafa salladı. "Sadece bardak kırılma sesi."

"Mi-Minho," diye tutundu tişörtüne korkuyla hızla. "İçerideki kişi ya zarar verirse?"

"Hiçbir sikim yapamaz." dedi Minho. "Bekle burada."

Jisung'u orada bırakıp hızlı adımlarla mutfağa ilerlemiş ve kapıyı ittiği gibi içeri girmişti. Tam da o an üstüne atlayan şeyle gözleri kapanırken kolunu sardı hızla ve derin bir nefes verdi.

Işığı açıp kapalı pencereye baktı. "Jisung."

Jisung başını uzattı. "Yakaladın mı?"

"Yakaladım." dedi Minho ve ardından da kucağındaki Dori ile Jisung'a doğru döndü.

Unuttuğu kedinin varlığını fark eden Jisung "Dori!" diyerek ellerini ağzına kapattığında Minho elindeki sopayı kenara attı ve en az Jisung kadar korkan Dori'ye sarılıp patilerini kontrol etti.

"Bebeğim," diyerek kediyi çevirmiş, cam kırıklarına bakmıştı. "Yaralanmadın, değil mi?"

O, onunla ilgilenirken elleri hâlâ yüzünde olan Jisung ile gözleri onu bulmuştu. "Ji... Ağlama," demeye kalmadan Jisung ellerini yüzünden indirmeden omuz silkti. "Kediden korktum resmen ama biri girdi sandım... Dori'yi unutmuşum..."

İç çekerek kafa salladı Minho, bu çocuk cidden arada onu çıldırtıyordu. Tek eliyle Dori'ye sarılırken "Gel buraya," diyerek ilerlemiş ve diğer kolunu da Jisung'a sarıp onu göğsüne doğru çekmişti.

"Ağlama, geçti, yok bir şey." Kafasının arkasındaki saçları okşarken sarsılan omuzları onu üzüyordu, Jisung'un ağlamasına dayanamıyordu.

"Korkak kediler sizi." deyip ikisini mutfaktan çıkarmış, salonun ışığını açıp ikisini de koltuğa bırakmıştı. Dori'yi onu sakinleştirsin diye Jisung'un kucağına koyarken Minho önce mutfaktaki büyük parçaları toplamış ardından da süpürge ile küçük parçaları toplayıp yok etmişti.

Aldığı bir bardak su ile geri dönerken Dori çoktan ortadan kaybolmuştu, Jisung da daha iyi gibiydi. "Dori bardağı kırınca korkmuş herhalde," dedi. "Sen de onu biri sandın. Ayrıca benim evladımı unutmanı da konuşacağız."

Suyu uzattığında Jisung ayaklandı, Minho onun suyu almasını beklerken Jisung suyun yanından geçmiş ve ardından da iki kolunu onun gövdesine sararak iki köprücüğünün ortasına yaslamıştı başını.

Bir adım geri giden Minho hafifçe yutkunurken elinde kalmıştı su ama bu ikisinin de umurunda değil gibiydi. "Teşekkür ederim," dedi Jisung daha sıkı sarılıp. "Geldiğin için ve özür dilerim, Dori'yi unuttuğum için. Haklısın, ben daha kendime bakamıyorum..."

maps, minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin