12十二

18 3 0
                                    

Bu konuşma şeyleri karışıyor mu bilmiyorum ama hep teker eker konuşuyorlar zaten, şuan da Changbin başlıyor Jisung changbin diye ilerliyoor

Kizlar az yorum yapin konussak keske
__________________

''Hala içmek istiyor musun?''
Çıkışımıza yakın Changbin seslendi bana. Saat kaçtı hiç bilmiyorum ama başımı bu derece ağrıttığına göre geç olsa gerek. Chan bir kenarda, Hyunjin ve Wooyoung da başka bir köşedeydi, ben ve kankişim ise kasada oturmuş etrafı izliyorduk çıkmadan önce.

''Bu saatte içsem nasıl ayılıcam sabah ben ya.'' Yorgunluktan tezgaha masa örtüsü kıvamına yatmış, uzaktan bakanların iş için kapanış kritiği yaptığımızı düşündüğü ama gece içsek mi acaba isimli tartışmayı konuşmasını başlatıyorduk.

''Yarın kaçta geliyorsun ki işe?''

''Of hiç bilmiyorum hasta numarası falan mı yapsam?'' Yayıldığım tezgahta kafamı kollarımın arasına alıp tezgaha dayadım.

''Chan'ın o kırılgan kalbini kandırma.''

Kırılgan olan onun kalbi değildi de benimki öyle olsa gerek. ''Dinlenmek de suç oldu bu günlerde.''

''Lan sen bayadır izne de çıkmıyorsun zaten. Dinlen ne olacak ya.''

''Doğru lan ben izne niye çıkmıyorum ki? Yarın ayık kafayla düşüneyim ben bu konuyu.''

''İçiyoruz yani.''

Kafamı kaldırıp gözlerim kapalı bir halde tebessümümü gösterim Changbin'e. ''İçelim bakalım.''

''Ben sen istiyorsun diye diyorum bu arada, ben okullu bir adamım dostum.''

''Yüzüme vurmasan diyorum??''

''Aç mısın bari? Giderken alalım bir şeyler.''
 Ellerini tezgaha yerleştirip güç alıp ayaklanan Changbin beni orada bırakıp Chan'ın yanında doğru gitti. Normalde gidip yağ yaparak erken çıkan ben olurdum ama şuan bu mümkün değildi herhalde, en azından bu benim suçum değildi değil mi? 

...

İlk başta Changbin'in arabasına atlamış, yolda tekelin birinde durduktan sonra da eve varmıştık. Tekelde aldıklarımızı onun ödeyeceğini bildiğimden evinde kalması için red bull stoğu yapmıştım büyük bir mutlulukla. Changbin bardakları hazırlarken ben de aldığım enerji içeceklerini dolaba diziyordum. 

''Şu Hyunjin'le bir şeyler mi oluyor canım.'' 
Changbin'in gıcıklığına konuşuyormuş gibi incelttiği sesinin geldiği yere döndüm. Benle konuşmaya çalışmasına rağmen kendi işiyle ilgileniyor, ben zan altında bırakmamak için benden tarafa dahi bakmıyordu. 

''Kafam iyi olunca sor bunu tamam mı? Şimdi bir şeyler söylemek zor.''

''Gel beni döv diyorsun yani.'' Yüzünde samimi bir gülümseme oluştu, her zamankinden. ''Bugün içmesen de güzelce bir konuşsak iyi olmaz mı sanki? Bayadır buluşup konuşamıyoruz.''

''Doğru diyorsun da Chan da burada olsaymış keşke.''

''Onunla da mı bir şey oldu yine?''

''İçeri geçelim konuşuruz diyorum ya.''

''Çocuk, bak sinirlendirme otur şuraya anlat iki dakika işte.'' diyip tezgahın içine itilmiş sandalyelerden birini çekti. 

Boyuma göre biraz uzun olan bar sandalyelerinden birine çıktım zar zor, o bunları sırf güzel duruyo diye almış olsa gerek zira boyu benden kısa kalıyor. ''Kendi kendine sinirlenmiş bana.''

midnight love. hyunsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin