1-Best friends

118 13 69
                                    

Tarih atalım~

Diğer ficlerdeki gibi bunda da aynısını yapıyoruz, hadi buranın yorumlarını don atlet zamanlarına çevirin

Öhöm, şimdi don getirin bana
___________

Hayatının en doğru yanlışını yapanlara..

×××

"Yine yanlızsın galiba?" Sandalyeyi kendine çekerek masaya oturdu ve telefondan kafasını kaldıran arkadaşına dikti gözlerini. Jisung'sa kafasını sağa sola sallayarak, elindeki telefonu sarışın çocuğun yüzüne tuttu. "Oku." Felix kaşları çatık bir şekilde telefondaki haberi okurken, ağızı aralandı tıpkı gözleri gibi. "İnanmıyorum!"  Dedi Felix, arkadaşı telefonu geri çekerken. Telefonu kapatıp cebine yerleştirdi ve masadaki kahvesinden bir yudum aldı. "Bu sefer baya fazla ölü var." Kafa salladı Felix. "Çıldıracağım, bir de bizim şehirde dolaşıyor!" Ellerini saçlarından geçirdi ve kafasını eğdi. Jisung'sa sakin bir şekilde kahvesini yudumluyordu.

Sarışın çocuk bir anda kafasını kaldırarak kaşları çatık bir şekilde Jisung'a baktı. "Jisung.." Onu seslediğinde gözleri Felix'e döndü. "Lan anqut! Şehirimizde katil var diyorum! Bir günde 134 kişiyi öldürdü diyorum! Korkmuyor musun?" Yüzünü buruşturarak kafasını sağa sola salladı Jisung. "Kolaysa benim karşıma çıksın. Elimde silah olsa bende günde 134 insan öldürürüm." Cümlesinin sonunda göz devirmiş ve bakışlarını kantinde gezdirmişti.

"Peki eğer.." Bir elini çenesine koyarak düşündü Felix. O sırada Jisung kafasını yeniden Felix'e çevirmişti. "Mesela bir gün, kara kartal evine geldi diyelim. Elinde silah var ve seni öldüreceğini söyledi. Korkmaz mısın?" İki elini de masanın üzerine yerleştirerek Jisung'a yaklaştı Felix.

İç çekerek kafasını iki yana salladı. "Öncelikle, öyle birşeyin olması ihtimali çok düşük. Ayrıca hayır, korkmam. Öldürürse öldürsün." Dedi omuz silkerek. Sarışın çocuk ağızı açık bir şekilde arkadaşına bakarken, sandalyesinde geri yaslandı. "Nasıl yani 'öldürürse öldürsün'? Sen niye öyle dedin ki şimdi?"

Elinin altındaki bitmiş kahve fincanını önünden çekerek ellerini masada birleştirdi Jisung. "Felix, benim bir yaşama sebebim yok. Bunu en iyi sen biliyorsun.." Felix kafa sallarken, sözlerine devam etti Jisung. "Öylesine yaşıyorum işte. Herşeyim var. Ama hiçbirşeyim yokmuş gibi geliyor. Gülüyorum, eğleniyorum. Yaşamak ta istiyorum. Ama.." Bakışlarını ellerine indirdi ve bir birinden ayırdı. "Ölsem de birşey kaybetmem." Dedi dudağını büzüp omuz silkerken.

Yanlarındaki sandalyeler çekildi ve tanıdık bedenler oturdu oraya. "N'aber millet?" İlk konuşan oldu siyah saçlı çocuk. Jisung kısa bir cevap vererek yeniden telefonuna gömülmüş, Felix'se herzamanki güler yüzü ile arkadaşlarıyla konuşuyordu.

Soobin sol elini; gözünü telefona kenetlemiş olan Jisung'un omuzuna atarak ona bakmasını sağlamıştı. "Deniz prens'im, nasıl gidiyor?" Telefonu yeniden cebine yerleştirdi ve iç çekti Jisung. "Elini çek ve kes sesini Soobin."

Jisung'un herzamanki ters tepkilerine karşı iki elini de havaya kaldırıp dudak büzdü Soobin. "Emirindir kaptan!" Dedi ve gülerek elini kendi kucağına koydu. Jisung'sa onun bu hallerine göz deviriyor, iki yıldır bu adama nasıl katlandığını sorguluyordu kendi beyininde.

"Lan bu 30-40 insandan ileriye gitmezdi. Ne yaşadı da 134 insanı birden öldürdü?" Şaşırmış yüzü Felix'e doğru durmuş, yaşananları sorguluyordu Niki. Seungmin kaşlarını kaldırmış ve ağızını aralamıştı. "Beni tehtid etseler o kadar insan öldürmem amına koyayım!"

Kantin girişinden koşarak birinin girmesiyle herkesin kafası oraya dönmüştü. Gelen Ryujin'di. Koşarak kendini Jisung'un diğer yanına atmış ve kafasını ona çevirip nefeslenmişti. Jisung'sa anlamazcasına Ryujin'i süzmüştü.

Elini Jisung'un omuzuna koydu ve alınını kendi eline yasladı nefeslenmek için. "Kanka.." Bir kelimeyi söyleyip durmuş ve kafasını kaldırarak elini göğüsüne koymuştu nefesini düzenlemeye çalışarak.

Felix çantasından su şiçesi çıkarmış ve Ryujin'e uzatmıştı. "100 kilometre koşmuş gibisin, al." Suyu Felix'in elinden sertçe çekip alarak şişedeki suyun hepsini kafasına dikti Ryujin. Ardından şişeyi masanın üzerine koyarak Jisung'a dönmüştü. "Kanka gizli bir kapı buldum ve içeriden sesler geliyor!" Bunu duyduğu an kaşları havanlandı Jisung'un. Ve yüzüne bir gülümseme yayıldı.

"Ciddi misin?" Dedi Jisung emin olmak istercesine. Kafa salladı Ryujin. "Gel gidiyoruz." Jisung'un elinden tutarak sandalyeden kaldırmış ve peşinden sürüklemişti. Geldiğinden emin olduktan sonra elini bırakarak onu takip etmesini söylemişti. Ve böylelikle ikisi de kantinden çıkmıştı.

"Bir şey söyleyeyim mi, ben bunların best friend olmalarını bekliyordum." Dedi sandalyeyi çekip Jisung'un yerine yerleşirken. Ardından gülerek ekledi. "İkisi de kaostan besleniyor."

×××

"Vay, buralara hiç gelmemiştim..." Merdivenleri dikkatlice inerken aklına bir sorunun takılmasıyla kaşlarını çattı. "Sahi, sen burayı nasıl keşfettin?"

"Dün müdür girerken gördüm..." Son basamağı da indiğinde arkasına döndü Ryujin. "Ama öyle böyle girmek değil, baya baya merdivenleri inmeden önce koridora baktı.." Eliyle kendini işaret etti ve saçlarını geriye attı. "Tabi ben çok akıllı biri olduğum için saklandım. O yüzden de onu takip ettiğimi görmedi..." Gülümsemesine son verdi ve önceki ciddi haline büründü. "Neyse, biraz baktıktan sonra ses çıkarmamaya çalışarak aşağı indi. Bende o sırada zulüm çekiyorum ayak seslerimin duyulmaması için.." Ryujin'in anlatış şekline kıkırdadı Jisung. O sırada da Ryujin üzgün surat yapmış ve olmayan göz yaşını silmişti.

"Ben bunu takip ettim, merdivenlerden indim. Sonra müdürü gördüm.." Arkasına dönerek işaret parmağıyla gri tonlarındaki kapıyı işaret etti. "Oraya girdi." Jisung kaşlarını çatarak dikkatle Ryujin'i izliyordu.

"Ben yine izlemeye devam ettim. İçeriye girdi, biriyle selamlaştı. İnsan öldürmekten falan konuştular. Sonra Chan hoca çıktığında yine yanlızdı."

Ryujin konuşmasını bitirdiğinde beklentiyle mavi saçlı arkadaşına baktı. Jisung'sa Ryujin'in sandığının aksine gülümsedi. "Düşünsene, içeriden Minho çıkıyormuş..." Dedi kıkırdayarak. "Hani şu katil olan."

Göz devirdi Ryujin. "Çok heveslenme. Sakin bir okul burası. Katil falan çıkacağını beklemiyorum..." Bakışlarını kapıya çevirdi.

"En azından Minho'yu."

-------------
Mrb

Gelecek bölüm lüüüüütfen Jisung için don getirmeyi unutmayın🥰

Bence Ryujin ve Jisung güzel ikili oldu (sanırım)

Stuller/MinSung [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin