5-Regret

58 10 31
                                    

Hissettiği sert hareketlilikle korkarak gözlerini açtı Jisung. Doğrularak etrafına baktı. Siyah saçlı Alfa çatık kaşlarla yatağı çekiştiriyordu. Sinirli yüz ifadesiyle yeni uyanan Omega'ya çevirdi gözlerini. "Ayağa kalk ve siktir git!" Hırıltılı sesiyle bağırdığında, Omega kaşlarını çatarak üzerindeki yorganı kendine çekti korkuyla. "Ama-"

"Ama falan dinlemem ben! Şimdi istesem seni burada öldürebilirim bile! Ah, dur. Hatta direkt istiyorum." Dedi ve hızla arkasını dönerek masada duran siyah bıçağı aldı. Jisung'a doğru adımladı. Küçük Omega'ysa yorganı kendiyle birlikte yatağın diğer ucuna çekti. Hareketlenmesiyle vücuduna dayanılmaz bir acı yayılmıştı. Poposunu yatağa koyduğu gibi ağızından sesli bir bağırış kaçmıştı. Eli refleks olarak poposuna giderken, kendi ile ilgilendiği için ona yaklaşan Alfa'yı fark etmemişti. Ve böylelikle Alfa bıçağı küçüğün koluna saplayıp çıkarmıştı. Jisung'un ağızından daha sesli bir bağırış kaçmıştı bu sefer de.

Elmas tanelerinin yanaklarına süzülmemesi için mücadele verdi kendisiyle. Alt dudağını dişlerinin arasına alarak kendine eziyet etti Jisung.

Eliyle sımsıkı kavradığı yorganın birden elinden çekilmesiyle çıplak kaldı Kara Kartal'ın önünde. Dizlerini kendine çekerek kapatmaya çalıştı kendini. Fakat, Alfa onu kolundan tutup ayağa kaldırdı ve geri çekerek yatağın altına eğildi. Jisung'sa hava soğuk olduğu zaman odanın ortasında çıplak kaldığı için soğuktan titriyordu.

Kara Katil anahtarı alarak hızla kapıya doğru ilerledi. Jisung fırsattan istifade yorganı alırken, kapıyı açıp arkasına döndü Alfa. Yorgana yeniden sarılmış Jisung'un elinden yorganı çekerek kolundan tuttu ve yerden kiyafetlerini alarak dışarı attı Omega'yı. Kapıyı kapatmaya hazırlanırken, durarak; işaret parmağını Jisung'un gözünün önünde salladı. "Eğer bir daha gelirsen, bu sefer yaralamakla kalmam!" Dedi korkunç sesiyle. Ardından kapıyı sertçe kapattı. Arkadan kilitlemeyi de unutmadı.

Derin nefesler almaya çalışarak olabildiğince hızlı bir şekilde kiyafetlerini giymeye çalıştı Jisung. Ne de olsa burası bir okuldu. Her an herkes onun yanına gelebilirdi.

Kırışmış okul formalarını zor ve acılı da olsa bir şekilde giydiğinde, ayağa kalkmaya çalışarak elini yere koydu Jisung. Fakat, kalkamamasıyla ofladı. Gözleri kanlanan okul gömleğine takıldı âniden. Yaralanan kolundan akan kan okul gömeğinin koluna da bulaşmıştı. Bu ciddi anlamda sinir bozucuydu. Şimdi kanı görecek herkese açıklama yapmak zorunda olduğunu düşündü.

Merdivenlerden koşarak birinin indiğini fark edince bakışlarını oraya çevirdi Jisung. Okul müdürünü karşısında gördüğünde iç çekti.

"Çok mu hırpaladı seni?"

Müdürdün sorduğu soruya karşılık kaşlarını çattı. "Ne?" Müdür dizlerini kırdı ve Jisung'un önünde eğilerek bakışlarını yaralı kolunda gezdirdi. Ardından yüzünü ekşitti. "Sanırım Minho seni fazla hırpalamış.." Dedi mırrldanarak. İçerideki katili tanıyor muydu yani?

"Chan hocam, bana bir açıklama borçlu olduğunuzun farkındasınızdır umarı-ah!" Chan'ın, onun kolunu sıkmasıyla bağırdı Jisung. "Açıklamayı yapacağım zaten. Ama önce seni iyileştirmeliyiz." Ayağa kalkarak elini uzattı Omega'ya. Fakat Jisung, kafasını eğdi utançla. "Hocam kalkamıyorum."

"Neden?"

Dudağını dişleri arasında ezerek kafasını kaldırdı ve aklına gelen ilk yalanı söyledi Jisung. "Ayağımı incittim." Chan'sa iç çekerek Jisung'un kolundan tuttu ve kalkmasına yardımcı oldu. Kucağına alamadığı için sadece yardımcı oluyordu.

Merdivenlerden zor bela çıkardığında, eve gitmek istediğini söyleyerek Chan'ın yanından ayrıldı. Kendisini zorlamaya çalışarak yakın olan yurda geçti. Dersin başlamasına bir saat kaldığı için herkes yurtta hazırlanıyordu. Bazıları da gitmişti.

Felix ile ortak olan yurt odasına girdi. Şansına, Felix erkenden okula gittiği için odada kimse yoktu.

Çok fazla gezdiği için kalçası ağrıyordu. O yüzden kendine dikkat ederek yatağa uzandı ve tavanı izlemeye başladı. Düşündü bir süre. Kaşları giderek çatılırken, ağızından tek bir kelime çıktı. "Tanrım..ben ne yaptım!"

Kalçası ağrısa bile ayağa hızla ayağa kalkarak çekmeceleri kontrol etmeye başladı panikle. "Nerede bu ilaçlar?!" Baktığı her çekmecenin içini yere dökerken, dökülen eşyaların arasına da bakıyordu.

"Hayır, hayır, hayır! İlaçlar nerede?!" Odanın içerisinde aklını yitirmiş gibi bağırıyordu. Öyle ki, artık içine korku da ekleniyordu. Korkudan gözleri dolmuştu. "Tanrım lütfen! İlaçla-"

Odadaki çöp poşetinin içine dökülmüş ilaçları gördüğünde, adeta dilini yuttu. Elmas gözyaşlarını yanağından silerek yavaş ve bitkin adımlarla çöp kutusuna yaklaştı. "Hayır..." Dikkatli bir şekilde yere oturarak gözlerini çöp kutusuna kenetledi. Elini uzatarak kutuyu devirdi ve yere dökülen ilaçlarda elini gezdirdi. İlaç şişesini eline alarak son kullanım tarihine baktı.

Zamanı geçmişti.

İçerisinde birkaç hap kalan küçük ilaç şişesini sertçe komodine fırlatarak parçalanmasını izledi. Kırılan cam parçalarından birkaç tanesi savrulmanın etkisiyle Jisung'un etrafını çevre şeklinde sarmıştı. Fakat, bu Jisung'un umurunda değildi bile.

Omega duvar kenarına çökerek dizlerini kendine çekti ve kollarını dizlerine sardı. Son zamanlarda sürekli yaptığı şeyi şimdi de yaparak kendini dış dünyaya kapattı ve düşünmeye başladı.

----
Kısa olduğunun farkındayım
ama bu bölümün konusu Jisung'un pişmanlığı ve farkındalığı olduğu için ne kadar oluyorsa o kadar yazdım.

Ve diğer bölüm uzun olacak

Stuller/MinSung [omegaverse]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin