Artık yurda gelmesiyle rahatlayıp elini cebine attı anahtarını çıkarmak için. Felix'se arkadaşından daha yorgun görünüyordu. İki kolunu da Omega arkadaşının beline sarmış ona yaslanarak gidiyordu. Hatta dayağı o'ydu da diye biliriz.
Elindeki beyaz anahtarı kapı deliğine sokup çevirmeye çalıştı mavi saçlı oğlan. Fakat kapının zaten açık olduğunu gördüğünde kaşlarını çatarak duraksadı.
Felix gözlerini kapıya çevirdiğinde, kapının açık olduğunu görmesiyle yaslandığı yerden doğrularak elini kapı koluna attı. Yavaşça çevirerek kafasını kapı aralığından içeriye soktu ve bakışlarını odada gezdirdi.
İçerideki turuncu saçlı müdürün bakışları kapının aralanmasıyla birleştirdiği ellerinden kalkarak kapıdaki iki genç Omega'yı buldu. Samimi olmak adına gülümseyerek birleştirdiği ellerini ayırdı ve yanındaki iki boşluğu patpatladı. "Gelin. Bende sizi bekliyordum." Müdürün samimi olduğunu hissetmelerine rağmen içlerindeki tereddüd bir türlü bitmiyordu.
Sakin adımlarla müdürün yanına yürümüş ve müdürün iki yanına geçerek yatağa oturmuştular. Müdür direkt olarak maviş Omega'ya çevirdi bedenini. Konuşmasına başlamadan önce iç çekti ve bir elini Jisung'un dizinin üzerine koydu. "Arkadaşının haberi var mı?" Diye sordu fısıldayarak. Müdürlerinin bu denli düşünceli olması Jisung'un kalbini yumuşatmıştı.
Gözlerini bir saniyeliğine Omega arkadaşına çevirdi Jisung. Ardından gözlerini müdürünün gözleriyle buluşturarak ağır ağır kafa salladı.
"Açıklama istemiştin.." Direkt konuya girdi Chan. Jisung onaylarcasına kafa sallarken onu takmadan devam etti Chan. "Öncelikle, onun neden okulumuzda olduğunu merak ediyorsundur. Ne kadar mantıklı olduğu tartışılır ama bir açıklaması var tabii ki.." Chan uzun konuşmasını başlattı böylelikle. Müdürün arkasında; varlığı çoktan unutulan Felix dikkatle onları dinliyor, bilmediği bu hikayeye anlam vermeye çalışıyordu.
"Bunu anlattığım ilk kişisin Jisung... Şimdi anlatacaklarım senin sandığından daha özel. O yüzden de bana konuşacaklarımızın aramızda kalacağı hakkında bir söz vermeni istiyorum..." Kafasını arkaya çevirerek gözlerini sarışın öğrencisine sabitledi ve ikna edici olmak adına kaşlarını kaldırdı.
"İkiniz de."
Sarışın olan küçüğün gözleri bir süreliğine gözleriyle neredeyse aynı hizada olan renksiz ama parlak dudaklarda gezindi. Fakat karşısındakinin kim olduğunu ve bu yaptığının yanlış anlaşılabileceğini aklına getirdiğinde kendisine çeki düzen verdi. "Söz veriyorum." Dedi ve müdürünün önüne dönmesini bekledi.
Bu sefer müdürün bakışlarının hedefi Jisung oldu. O ise tereddüd bile etmeden kafa salladı. "Söz veriyorum." İkisinden de onay aldığında rahatlayarak devam etti.
"Minho'yla ben çocukluktan beri yakındık.." Felix duyduğu isimle kaşlarını çatmış ve anlamaz gözlerini Chan'ın sırtına sabitlemişti. Evet, arkadaşının bir Alfa'yla seviştiğini biliyordu fakat, Jisung seviştiği kişinin kim olduğunu ona söylememişti. Felix sorduğundaysa hep geçiştirmişti. Yine de erken düşünmemeye karar vererek dikkatle müdürünü dinledi.
"Bak, bunu sadece sana bir açıklama borçlu olduğum için anlatıyorum. Herhangi bir anlam yükleme. Ayrıyetten, Minho'nun bundan haberi yok. Çeneni kapalı tutarsan sevinirim.." Başlamadan önce uyarısını yapmıştı Chan. Sert ses tonu ve ciddi yüz ifadesi insanların ondan korkmasını sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stuller/MinSung [omegaverse]
Fanfiction"Sen delirdin mi Jisung! Katil ile yatmak nedir orospu çocuğu?!" [Student × Killer] Lee Minho × Han Jisung