Yılan Mucizesi

7. bölüm ( Konak )

Derlerki insan oğlu pamuk ipliğine bağlıdır. Ve o pamuk ipliğinin bir incelme ve kopma noktası var olduğu gibi her insanın hayatında da bir kırılma noktası vardır. İnsanın molotonlaşmis hayatının belli bir noktasına geldiğinde stabil akan yaşamı ya altı ustune yada üstu altina gelir. Benim şuana kadar hayatım altı üstüne ne mi yoksa üstü altına gelmişti bilmiyorum ama ben şuanki halimden hiçte şikayetçi değilimdim. Evet ben harelerimi zifirilere sabitlemis öylece şaşkin ifadelerle karşımdaki Adar ağa denen lavanta kokulu iri cüsseli adama öylece hipnoz olmuş gibi bakakalırken karşımdaki adam benim gözlerimin ta içine çatık kaşlari ardından sanki beni okurmuş gibi bakıp beni inceliyordu. Önce harelerimi sonra yüzümdeki her noktaya iz bırakırcasina tek tek inceliyor sanki kafasına kazıyordu. Tıpki benim yaptığım gibi . Karşımdaki tanıdık kokulu adam kara ve çatık kaşlari ile zeytini bile kıskandıracak siyah hareleri ile gayet yakışıklı biriydi. İnce dudakları gülme eylemini sanki hiç tatamamis gibiydi .Sertliğinden taviz vermeyen beton gibi bir suratı . Ve her an saldırıya geçecek tavırları vardı. Uzun boyuyla ve yapılı vücuduyla gayet dikkat çeken yağız biriydi. Onu inceler halde iken beni hipnozdan çeken yine yanımızdaki adam olmuştu . Adam Adar ağanın kolundan tutup onu sanki rüyadan uyandirimis gibi hafif sarsinca Adar ağa bir an başını usulca iki yana sallayıp gözlerini kaçırarak yanındaki adama baktı. Adam:

" Adar ağam iyimisin?" Dmesiyle Adar ağa iyiyim anlamında başını sallamasiyla yanımızdaki adam devam etti:

" Bu kim nerden buldun bunu?" Demesiyle yüzünü burursturup beni işaret etti . Adar denen adam çatık kaşlari arasindan :

" Bilmiyorum ben geldiğimde sizi izliyordu sonra geri adım atarken bana çarptı" demesiyle ben tekrar zifirilere odaklandım bu ne güzel bir sesti böyle . Yalın saf ve temiz . Sanki durgun akan bir nehrin huzur veren hışırtisi gibiydi. Bana çok sert bakıp benim burda durup onları izleme niyetimi tartiyorlardi. Belliki benden şüphelenip benim onlara zarar verme niyetinde olduğumu dusunmuslerdi. Adar ağa bana sinirle bir adım atıp yaklaşınca ben ürkup geri bir adım atabilmistim . Sonra Adar denen ağa kolumdan tutup geri bir adım atmama engel olup beni sarsarak:

" Kimsin ve ne diye benim çadırımı ve adamlarımı izliyordun . Soyle niyetin ne? Ne diye böyle gizli gizli adamlarımı inceliyordun söylesene lan " ben ise sanki dilimi yutmuştum. Zaten konuşsam kız olduğumu anlayabilirlerdi. O yüzden sadece ürkup goz yaslarima engel olamamış yine izinsiz akitmistim. Belliki agladigimi görünce bir an duraksadı o sert suratı şaşkın bir ifadeye dönüştü .Neler olduğunu anlamayan tarafı ile benden şüphelenen tarafı belliki içten muhasebe halindeydi. Bir an suratı tekrar sert bir hal alarak kolumu sertçe tutup sarsarak :

" Ne diye ağlıyorsun lan . Ne biçim erkeksin sen . Kendine gel " demesiyle ben elimi göz yaslarima atınca ağzımın açık olduğunun farkına vardım . Bir an duraksadım , korkum büyüdü ama çok şükür benim kız olduğumu anlamamısti. Sonra beni sarsip tekrar bağırıp çağırımaya başladi . Hatta o kadar sinirlendiki bana zarar verebilir diye yanımızdaki adamı aramıza girip Adar ağayı bir kaç adım gerileterek sakinlestirmis ve bunu böyle olmayacagini söylemisti. Sonrasında daha sakin bir şekilde bana donup bir elini omzuma koyup üstüme eğilerek daha yumuşak bir ifadeyle:

" Küçük kimsin, adın ne ve ne işin var buralarda . Ne diye bizi gilice izliyordun . " Diye soru yağmuruna tutumasiyla iyice omuzlarımin içine gomdugum kafamı usulca kaldırıp bana yumsak ifadelerle bakan adama baktığımda bana Selim agabeyimi animsatmisti. Biraz sakinleyip göz yaşlarımi silip ellerimi önümde sanki suç işlemiş ve sucunu kabul etmiş gibi bağlamistim. Başımı önüme eğip goz yaslarimi tutmaya çabalarken karşımdaki yumuşak ifadeli adam :

" Çocuk kimsin , ve ne diye konuşmazsın .Korkma bizden sana zarar gelmez " demesiyle arkada sinirinden bir sağa bir sola volta atan Adar denen adama göz atıp tekrar yumuşak ifadeli adama döndüm . Sonra benim dilsiz olduğumu anlaması için jest hareketlerle ona anlatmaya çalıştım. Ellerimi ağzıma götürüp konusamadigimi anlattım . Anlamış olucakki sağ omzunun üstünden Adar ağaya dönerek :