9. Bölüm

156 32 77
                                    

 Sabah kalktım ve dün akşam görevdeyken olanları düşünmeye başladım. Cidden, iblis yiyerek zehirlenmemek mümkün mü ki? Ayrıca bunun olması için özle iç organlara sahip olmak gerek ki iblisin etini yediğinde yan etkisi olmasın. Çok ilginç bir durum. Aniden aklıma bir şey geldi. Tabii ya! Koşarak evdeki kütüphaneye gittim. Burada iblis avcılarının ve nefes tekniklerinin tarihini anlatan bir çok kitap vardı. Hemen ''iblisler'' isimli kitabı aldım ve sayfaları hızlıca çevirmeye başladım. O an kafama dank etti. Eskiden, Sengoku döneminde, yani iblis avcılarının ve nefes tekniklerinin ilk çıktığı dönemlerde iblis eti yiyerek iblise dönüşen ve savaşan bir iblis avcısı varmış ama...Bir iblis tarafından vücudu parçalanarak öldürülmüş... Bu çok üzücü bir durum cidden. Hayat bazen sadece insanlara adaletsiz oluyor sanırım, yada bana böyle geliyor. 

 Dışarı çıktım biraz hava almaya. Kahvaltı yapmak için iştahım yoktu. 

Tsuki-Himejima-sama, Genya nerede?

Himejima-Göreve gitti. Akşam geleceğini söyledi.

 Akşam mı? Normal bir iblis avıcısı bile o kadar süre görevde kalmıyor. Ama onun başara bileceğine eminim. Her şeyin üstesinden gelebilecek kadar yetenekli birisi. Ben ne yapacaktım peki? Ha doğru ya, antrenman, antrenman, antrenman. Bazen bir robot gibi yaşamaktan bunaldığım oluyordu. Sabah kalk, saat ikiye kadar antrenman yap, ikide ustanın yanına git ve orada da antrenman yap, eve gel ve göreve git, görevden gel ve yat. Cidden, cidden artık çıldırmak üzereydim. Ailesiz büyüdüğüm yetmemiş gibi bir de milletin hayatı için kendi hayatımı feda ediyordum. Bunu neden yapıyordum ki ben? Rahat bir hayat yaşayamaz mıydım?

(bizim kızda kafa gidiyor beyler ama düzelecek merak etmeyin)

 -GAK! GAK! BİR GRUP İBLİS AVCISI BİR İBLİSİ YENDEMTE ZORLUK ÇEKİYORLAR! ACELE ET! ACELE ET!

Hıh, al işte. Birde bir grup olarak gidip bir iblisi yenmekte zorluk çekiyorlarmış. Güçsüz olmaları benim suçum mu? 

 Hızla olay yerine gittim. Gittiğimde beş tane erkek iblis avcısının boynuzları ve dört tane gözü olan bir iblisi yenmekte zorlandığını gördüm. Üstelik üçü yaralanmıştı. BECERİKSİZLER. HEPİNİZ BENİ TİKSİNDİRİYORSUNUZ. 

-Rüzgar nefesi, beşinci from; Soğuk dağ rüzgarı.

 İblis bu saldırıyı yapmamla birlikte parçalara ayrıldı. İblis avcıları yaralı olanların etrafına toplanmıştılar ve sadece bağırıp çağırıyordular. 

?-Lütfen, yardım edin arkadaşımız-

Tsuki-Cidden, sizin gibi beceriksizler yüzünden günde kaç tane insan canından oluyor biliyor musunuz?! Bide beş kişisiniz. Kendinizden utanmanız lazım ama görüyorum ki sizde utanılacak yüz de yok değil mi? HA, DEĞİL Mİ? YANILIYOR MUYUM?! SÖYLESENİZSE HA?!

 Hepsi korkulu gözlerle bana bakmaya başladılar. Sinirli bir şekilde gidip yaralı olanları kontrol ettim. Tıp ile ilgili çoğu şeyi biliyordum ve olası bir durumda yaralıya nasıl muadele etmem gerektiğini Himejima-sama bana öğretmişti. 

Tsuki-Ağır bir durum yok ama Kelebek köşküne götürmezseniz o zaman işleri biter.

?-P-peki, götürüyoruz, yardımınız için teşekkür-

Tsuki-GÖTÜRÜN DEDİM DEĞİL Mİ?! TEŞEKKÜR ETME BANA. 

 Hepsi toplanıp yaralı olanları söylediğim yere, yani yaralı iblis avcılarının tedavi edildiği kelebek köşküne götürmeye yola koyuldular. Orada günler önce tanıştığım Shinobu-chan hastalarla ilgileniyordu. Ama asıl bana ne olmuştu böyle? Neden böyle davranıyordum? Neden durup dururken sinirleniyordum? Başım da ağrımaya başlamıştı ve öyle normal bir ağrı da değildi. Bildiğin gözlerimi ve kulaklarımı ağrıtacak, sızlandıracak kadar güçlü bir ağrıydı bu. Sanırım dinlenmem gerek. Günlerdir uyumuyordum. Odama uyumak için giriyordum ama sadece yarın ne yapacağımı falan düşünüyordum ve sabah oluyordu. Artık yemek bile yiyemiyordum. Ben cidden yorulmuştum...Böyle bir hayatı yaşamaktan yorulmuş ve bıkmıştım...

Demon Slayer x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin