8'

79 21 40
                                    



"tell me what is love?"

"tell me what is love?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🧚


Hafta sonu öncesi girdiğim son dersten mutlu bir şekilde çıktığımda sınav kağıdındaki soruları düzenlemiş daha sonra müdürle bastırıcı ve feromon olaylarını konuşmak üzere odasına yönelmiştim. Geç çıkıyordu bugün. Açıkcası müdürden gram haz etmiyordum gerçi onunda benden pek haz ettiği söylenemezdi. Oflayarak boş koridorda yürürken müdür odasının kapısının açık olmasıyla kaşlarımı çatmış gelen seslerle duraksamıştım. Şaka yapıyorsun diye geçirdim içimden.

Az sonra hemen yan tarafındaki personel odasına çekilmemle neye uğradığımı şaşırmıştım. Tanıdık "Sakin ol benim" sesiyle vücudum az da olsa rahatlarken San'ın gözlerine kocaman olmuş gözlerimle bakıyordum. Elini bağırmam için üzerini kapattığı ağzımdan çektikten sonra işaret parmağını dudaklarına yasladığında kafamı sallamıştım hemen. "Neler oluyor?" diye fısıldadım. Az sonra hemen yan odadan yine inleme sesleri geldiğinde San "Müdürün Bay Shin ile ilişkisi var gibi gözüküyor." diye fısıldamış dudaklarını birbirine bastırmıştı.

Gülmemek için yaptığı bu hareket benimde dudaklarımın kıvrılmasına sebep olurken omzuna vurmuş "Çok ayıp niye gülüyorsun" diye mırıldanmıştım. Kafasını iki yana sallayarak "Üzgünüm sadece inlemeleri okulun içinde bir aygır varmış gibi hissettiriyor. " dediğinde tekrardan gelen inleme sesleriyle cidden seslerinin bu kadar benzemesi şaşkınca ağzımı açmama ve gülümsememe sebep olmuştu. Tanrım cidden nasıl bir inlemeydi böyle?

Dudaklarımı "Nasılsın?" diye oynattığımda gülümserken "İyiyim hyung sen nasılsın?" diye sormuştu. İnleme seslerinin yükselmesiyle birlikte "Harikayım" diye mırıldanırken "Kesinlikle öylesin" diye fısıldamıştı ciddi bir ifadeyle. Ani iltifatı ve yüzüne bakmaktan ağrıyan boynumla birlikte bakışlarımı yere indirirken beni içeri çekerken kafamı vurmayayım diye kapıyla kafam arasına yerleştirdiği elini çekmiş bir adım uzaklaşmıştı benden. Bu ayrıntıyı farketmem gözlerimin hızla ona çıkmasına sebep olmuştu.

Tanrım..

"Neden bu saatte burdasın?" diye sormamla "Antreman yapıyordum sen?" diye fısıldamıştı. Elim enseme gitti ve "Biraz oyalandım sınav kağıdı yazarken müdürle bir şey konuşacağım." diye mırıldandım. Az sonra telefonumun melodisi boş odada yankılanırken hızla elime telefonu almış kapatmaya çalışmıştım. Bu süre zarfında her şey o kadar saçma geliyordu ki kıkırdamadan edememiştim."Siktir" diyerek dudaklarımı birbirine bastırıp San'a baktığımda o da sırıtıyor işaret parmağını dudaklarına bastırıyordu. Yakalanacaktık bir şey değil. Uzun süre oluşan sessizlikle ikimizin de kaşları çatılmış ne olacağını beklemeye başlamıştık.

San "Siktir." diye fısıldayarak elimden tuttuktan sonra odanın bir ucundaki dolabın yanına gitmiş arasındaki boşluğu göstererek girmemi işaret etmişti. İkimizde dar alana girdiğimiz anda kapının açılmasıyla gözlerim kocaman olurken duvara iyice yaslanmıştım. San ise tam karşımdaydı . O an durumumuzun garipliği kafama dank ettiğinde vücutlarımızın tamamen bir bütün olması yerimde kıpırdanmama sebep oldu. Ve San o an belimi iki yandan kavrayarak kaşlarını çattı.

for usHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin