10'

47 19 13
                                    



"cause you're the best mistake"

"cause you're the best mistake"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


🧚

Sabah başıma giren mükemmel ağrıyla yüzümü buruşturduğumda gözlerimi bir süreliğine açamamıştım. Yatakta yan yatıyordum ve sarıldığım yorgandan daha çok koku almak istercesine burnumu sürterken gülümsemiştim bu süre zarfında gözlerim kapalıydı. Tanrım çok güzel kokuyordu bu normal miydi?

Zor bela gözümü açtığımda tam karşımda tekli koltukta oturur vaziyette uyumuş çocukla alt dudağımı ısırdım. Yüzüne güneş vuruyordu saçları nemlenmişti. Gözlerim pencereye kaydığında tüm perdelerin benim tarafımdaki pencereyi kapattığını gördüm gülümsedim.

Ayaklanarak, ses çıkarmamaya özen göstererek perdeleri onun tarafına çektikten sonra yavaşça ona doğru yaklaştım. Dün fazla içmiştim bu hale nasıl geldiğimizi bile hatırlamıyordum. Yüzüne yapışmış saç tellerini görmem parmak uçlarımı kaşındırırken bu garip hissiyata karşı koyamamış elimi saçlarını yüzünden çekmek adına havaya kaldırmıştım.  Beni durduran ise gözlerini aralamaya başlaması olmuştu.

Normal bir insan böyle anda hızla geri çekilirdi öyle değil mi? Ben öylece kalakalmıştım. Gözlerini yüzünün önündeki elimden dolayı hızla kırpıştırması gülümsememi büyütürken o neler olduğunu anlamaya çalışıyor gibiydi.

Ki çok geçmeden bir şeyleri anlamlandırabildiğinde gülümsememi donduran o şeyi de hızla yapmıştı zaten. Elimi alarak saçlarına götürmüş gözlerini kapattıktan sonra kafasını sevmem için oynatmıştı. Dudaklarım aralandı böyle bir tepki beklemiyordum. San beklemediğim şeyleri yapıp beni dumura uğratmayı çok seviyordu.

"Selam " diye fısıldadığımda gülümsemesi büyümüştü onunda. " Selam nasıl hissediyorsun hyung? Bir yerin ağrıtmıyor öyle değil mi? Dün gece buzlu suyla yıkandın da biraz. Üstünü de Yeosang hyung çıkardı." diye konuşmaya başladığında söylediklerine odaklanmaya çalışıyordum fakat boğuk sesi dikkatimi dağıtıyordu. Bu çocuk ne ara böyle bir şey olmuştu?

Hem kokusu neden böylesine rahatlatıcıydı?

"Hayır iyiyim teşekkür ederim her şey için" diye mırıldandığımda az çok gece hakkında bir şeyler hatırlamaya başlamıştım. Üstümü değiştirmesini istemiştim ve kalçalarına sarılmıştım Tanrım şaka gibiydim resmen..

Elimi tutarak başının üzerinden çektikten sonra ayağı kalktığında koltuğa oldukça yakın olduğum için bir anda aramızda boşluk kalmamıştı ve o bozulan dengemi düzeltmemi sağlamak adına kolunu belime sarmıştı. O an bende kollarını tutmuştum ve garip bir şekilde tüm vücudum yanmaya başlamıştı. Neden bu kadar hassaslaştığımı bile bilmiyordum kokusundan mıydı acaba?

Gülümseyerek "Üzgünüm hyung" diye mırıldandığında hadi ama San diye homurdandım içimden gram üzgün gözükmüyorsun. Belimdeki elini çekmeyerek küçük bir adım attığında "Hem ben teşekkür ederim" diye mırıldanmıştı. Kaşlarımı çatarak bana doğru bir adım atmasıyla gerilerken "Neden teşekkür ediyorsun ki?" diye sormuştum.

Keyifle "Dün gece iltifat yağmuruna tutuldum biraz." diye mırıldanmış burnunu kırıştırmıştı. Yatağa doğru yürüyordu bakın onunla sürükleniyordum bunun farkındaydım fakat onun öyle bir aurası vardı ki kollarından çıkıp gidemiyordum. Kafam karışmıştı.

"İltifat edilmeyecek birisi değilsin San. Eminim ki dediklerimin hepsi doğrudur." dediğimde kaşlarını kaldırmış gülümsemişti. Hoşuna gitmişti. Az sonra yatağa yaklaştığımızda bana doğru eğilmesiyle olduğum yerde kasılmış titrek bir nefes almıştım. San ise dalga geçercesine "Sakin ol hyung. Sadece komidinin üstüne ilaç bıraktım senin için .onu almalısın başın ağrıyordur." demiş ilacı bana vererek geri çekilmişti.

Sakince yatağa oturduğumda bacaklarımı birbirine bastırma isteğiyle dolmuştum. İlacı içerken alttan bakıyordum yine ona o ise gözlerini kısmış bana bakıyordu.  "Dün neden o kadar içtin hyung. Her şey yolunda öyle değil mi?" diye sorduğunda kıkırdamış "Her şey hiç olmadığı kadar yolunda " demiştim. Hızla aklıma hayatımın bu kadar yolunda olmasına sebep olan Jaden gelirken merak edebileceğini düşünerek telefonu aradığımda yastığın altında bulmamla "Tanrım " diye homurdandım. Nasıl unutmuştum..

San merakla "Sorun ne hyung?" diye sorduğunda "Haber vermeyi unuttum arkadaşıma"  demiş ayaklanmıştım. Bana "Sadece bir arkadaş mı?" diye sorduğunda gülümserken "Sanırım değil" dememle o da gülümsemişti. Acele ederek etraftaki eşyalarımı alırken "Görüşürüz San. Gitmeliyim teşekkürler her şey için." demiş el sallamıştım.

"Ne demek hyung" demişti o da. Hızla eve gidip hazırlanmam gerekiyordu ajansa gidecektim bugün. Jaden'ın mesajlarını okuduğumda gülümserken günaydın mesajı yazmış dünkü olayları açıklamıştım . Sonra adımlarım bir anda duraksamıştı. Daha demin San'a karşı bir çekim hissetmiştim öyle değil mi? Ama Jaden'a çok değer veriyordum. Tanrım bu beni ayran gönüllü yapar mıydı? Suçluluk duygusuyla kalbim kasıldı.

Evden çıkmadan önce birlikte yatan Yeonjun ve Soobin beni gülümsetirken Yeosang'ın evde olmamasıyla kendi evine gittiğini anlamıştım. Hızla hazırlanmam gerekiyordu.

🧚

💋💃🏼

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



💋💃🏼

for usHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin